Değişebilirim traduction Anglais
219 traduction parallèle
- Değişebilirim.
I can change.
Şu ana bir yerlerde hayatta. Şehirde yürüyor çünkü ben değişebilirim. Değiştim.
She's alive somewhere, right now, she's walking round this city, because I can change, I did change.
Ama gizli kimliğimi belli etmeden nasıl değişebilirim?
But how to change without revealing my secret identity?
Değişebilirim.
I can change.
Nerede değişebilirim?
Where can I change?
- Şu anda onlarla yer değişebilirim bile!
At this moment I'd trade them even.
Gelecek birkaç yıl içinde değişebilirim.
I may change in the next few years.
Seni her zaman bir bilgisayar oyununa değişebilirim.
I can always switch you to a game show.
Bütün gecelerimi senin bir gecenle değişebilirim.
I'd trade all of mine for one of yours.
- Herbie'yle değişebilirim, hademeyle.
I could change with Herbie, one of the orderlies in the other wing.
Değişebilirim biliyorum.
I know i could change.
- Gitme Cully, değişebilirim.
Don't go, Cully. I can change.
Ellerindeki enkaza karımı değişebilirim.
I'd trade my ex-wife for any wreck they got.
" Birkaç aldatıcı an için, değişebilirim sandım.
" For a few illusory moments, I thought I could change.
Nerede üzerimi değişebilirim.
Where can I change?
Olabiliriz, ben değişebilirim.
Sure we can, cos I can change.
- Değişebilirim.
- I can change.
Değişebilirim Gwen.
I can change, Gwen.
Marge, değişebilirim.
Marge, I can change.
Kısa zamanda nasıl bu kadar çok değişebilirim ki?
How could I change so much in such a short time?
Biliyorsun ki, değişebilirim.
You know, I can change.
- Ama değişebilirim.
- I can change!
Onu değiştirmeden, kendim nasıl değişebilirim ki?
How could I turn him in without turning myself in?
Ben değişebilirim, Zeyna.
I can change, Xena.
Bende değişebilirim.
I can change.
Belki değişebilirim.
Maybe I'll change.
3 saatte Vegas'a gidip üstümü değişebilirim.
I'm not getting a ticket.
- Ben Howard'la değişebilirim.
- Well, I'll switch with Howard.
Nasıl değişebilirim...?
What can I dress up as?
Ben de değişebilirim.
I can change, too.
Değişebilirim.
You know that, Danes?
Değişebilirim.
Barbara, I can change.
Ama değişebilirim, değişebilirim
But I can change, I can change
Evet, değişebilirim, değişebilirim
Yes I can change, I can change
çünkü değişebilirim
'Cause I can change
Dostum, biliyorum geçmişte kötüydüm ama değişebilirim.
Buddy, I know I was mean before. But don't worry, I can change.
Birkaç yalan söylediğimi biliyorum. Ama değişebilirim.
I know I lied about some things, but I can change.
Eğer istiyorsan değişebilirim.
I can change if you want me to.
Billy değişebiliyorsa, ben de değişebilirim.
Billy can change. So can I. Hi!
- Her saniye değişebilirim.
- I could turn any second.
- O ajanlardan herhangi birine değişebilirim... Onların formlarını alırım, Parmak izlerini bile.
- I can shape-shift into any of these agents... take their form, even their fingerprints.
DVD ile değişebilirim.
- You want the tie? I'll take the DVD.
Belki değişebilirim.
Maybe I could change.
Gördün ya, değişebilirim Debra.
You see, Debra? I can change. I can let go.
Yemin ederim değişebilirim, Gloria.
I swear I can change, Gloria.
Evet, değişebilirim.
Yes, I could.
Cully lütfen, değişebilirim.
Cully, please, I can change.
Ben de değişebilirim.
I can change.
Tekrar değişebilirim.
Changed once, I can change again.
- Fakat, Amber, değişebilirim.
- [Nervous Laugh ] - [ Grunts] - But, Amber, I can change. - Will you shut up?
- Değişebilirim Holly.
- No.