Düğünler traduction Anglais
311 traduction parallèle
İdamlar için cin, doğum günleri için biraz, düğünler için şarap ve şampanya.
Gin for executions, beer for birthdays, wine for weddings and champagne.
Düğünler, cenazeler, ben hepsine katılırım.
Weddings, funerals, I attend them all.
Düğünler ya aile bireyleri ile sınırlı olur ya da Madison Square Garden'da düzenlenir.
Weddings are either confined to the bosom of the family or held in Madison Square Garden.
Stanley, tüm arkadaşlarımız böyle düğünler düzenliyor.
All our friends have given weddings like that.
Kilise koroları ve düğünler için güzel, ama... sesinin sahne ışıklarının ötesinde duyulabileceğinden şüphem var.
Very nice for choirs and weddings, but I doubt that your voice would ever carry beyond the footlights.
Rahip Ellis geldi ve düğünler yarın yapılacak.
Preacher Ellis has arrived and the weddings are tomorrow.
Düğünler cennette yapılır.
Marriages are made in heaven.
Düğünler, vaftiz törenleri, cenazeler, hepsini az çok bilirim.
Weddings, baptisms, funerals, I know them back to front.
Düğünler onu seksi yapıyor.
Weddings make him sexy.
Düğünler birkaç ay önceden planlanmaya başlamaz.
Weddings aren't planned a few months ahead.
Düğünler, kız altı yaşındayken planlanmaya başlar.
Weddings are planned from the time the girl is about six.
Düğünler, her insanın içindeki güzelliği çıkartır.
Weddings bring out the best in everybody.
Sadece düğünler için değil, ben herşeyin doğru olmasını isterim.
It's not weddings, I just like everything to be right.
Danslı toplantılar, partiler, düğünler, bar mitzvalar.
There's tea dances and parties, weddings and bar mitzvahs.
Düğünler, cenazeler ancak onlara gelebiliyor.
Only unless it's a special occasion... weddings, funerals, stuff like that.
O gece tüm insanlar için en korkunç geceydi. Çünkü insanların birlikte yaşadığı her şeyin hatırası neşe, kutlamalar, doğumlar ve düğünler bir anda, bir saniye içinde ortada hiçbir sebep yokken yok oldu.
And over there, that night, it was the most horrible night for all the people, because the memory of all those things, what people went through with each other, all the joys and the happiness,
Düğünler.
Weddings.
İşte, tek konuştuğumuz şey düğünler ve psikopat hayvanlar.
Here, all weve been talking about is weddings and psychotic animals.
Düğünler, düğünler, düğünler
Wedding, wedding, wedding.
Köyümüzde de güzel düğünler olur!
Marriages too take place in a grand way in our village.
Düğünler değişik hava değil mi bebeğim?
Aren't weddings a gas, babe?
Biraz daha bu işi geliştirirsem, düğünler düzenleyeceğim.
When I get good at this, I thought I'd... do weddings.
- Düğünler.
- Weddings.
Bütün bu düğünler.
All these weddings.
Ayrıca düğünler de tam bir baş ağrısıdır.
And weddings are a pain.
Düğünler asla vaktinde başlamaz.
Weddings never start on time!
Düğünler çok güzel şeyler!
Strike him down, my Horsemen!
- Yaz geldi, ardı ardına düğünler var.
He's got his weddings and that.
Düğünler, fıstıklarla tanışmak için büyük bir fırsat.
Weddings are a great place to meet chicks.
Tam bir eğlence şehri ve bozuk, şarkı-dans... kumar, düğünler, balayı.
It's a town full of good-time, and vices, from song-dance... mgambling, marriages, honey-moon.
Düğünler, yeni insanlarla tanışmak için harika yerlerdir.
A wedding is a wonderful place to meet new people.
Düğünler bunaltıcı olabiliyor.
Weddings can be a little much.
Burası Amerika'nın göbeği, insanların evlerine davet edip... kasırgalar, kuraklıklar ve sellerden bahsettiği yer, büyükannelerin ay ışıkları, pompalı tüfekli düğünler, sizi tombul, çıtır kızlarına takdim ederler, ve orada... orada insanlar kaybolurlar.
This is the heartland of America, where people invite you into their homes... to talk about tornados, droughts, floods, Grandma's moonshine, shotgun weddings, they introduce you to their buxom, virginal daughters, and where... where people disappear.
Düğünler her zaman beni cenazelerden daha çok ağlatır.
Weddings always make me cry more than funerals
Dünya yozlaşıyor olabilir ama bu geleneklere karşı gelmek için sebep değil. Saint-Meran geleneği büyük ve asil düğünler yapmaktır.
The Saint-Meran tradition is to have grand and noble marriages
Düğünler kızlarla tanışmak için mükemmel yerler.
Weddings are a great place to meet women.
Evlilik notlarını al. Sana iyi düğünler.
Okay, Ben, take your marriage Clift Notes and have a nice wedding, okay?
Evet Jessica. Bu gibi düğünler belki de sadece İngiliz Kraliyeti'nde veya Hollywood'da görülebilir ama Maryland'in Hale Kasabası'nda...
The turnout for this morning's ceremony is usually saved for royalty or movie stars but Maggie Carpenter is Hale, Maryland's very own star.
Artı, seninki değilse, düğünler güzeldir. İşte geliyor.
Plus, a wedding is a beautiful thing when it's not yours!
- Haklıymışsın Pacey. Düğünler o kadar da kötü değilmiş.
- Pacey, I guess wedding's aren't that bad.
Düğünler de mutlu durumlardır.
Weddings are happy occasions.
Düğünler için.
For weddings.
Kadınlar ve düğünler.
Women and weddings.
Düğünler, partiler...
Weddings, parties...
Gelinin bu kadar hamile olduğu düğünler çok yoktur.
Not many weddings with the bride so very pregnant!
"En iyi düğünler temalı olanlardır." Aşk Tanrısı harika olurdu.
"The best weddings have a centralized theme."
- Düğünler beni hep hüzünlendirir.
- Weddings always make me sad.
Düğünler, tatiller, icra zamanları.
Weddings, holidays, stays of execution.
Bu tamamen düğünler için, eğer bunu da beğenmediysen!
This is forweddings.
Kulüpler, düğünler, sünnetler.
You know, um, clubs and weddings and bar mitzvahs.
- İyi düğünler.
- Have a nice nuptial. - Thank you.