English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ E ] / Emir

Emir traduction Anglais

10,481 traduction parallèle
Emir alarak benim dolgu vardı.
Had my fill of taking orders.
Sürekli emir veriyor bana.
He's always ordering me around.
Yönetmenlik dediğin insanlara emir yağdırıp oyuncularla yatmaktan ibaret. İşin tek kötü yanı şu ki ;
Directing is just telling people what to do and sleeping with actors.
Artık emir veremezsin.
I won't be dictated to.
Merkez'den emir geldi.
An order came in from The Centre.
Mevkiinizi tanıyor ve saygı duyuyorum efendim ama ben de emir kuluyum.
I recognize and respect your position, sir, but I am under orders.
Emir Komuta zincirinde ikinci sıradaydı.
She was second in succession...
Altyapı yok, hükümet yok, emir komuta yok...
No infrastructure... No government, no orders.
O zaman lütfen beni aydınlat, bu canlılara nasıl emir verebilirim?
"Then please enlighten me" how to command these creatures?
O zaman neden onu rızası dışında Hindistan'a götürüyorsun? - Emir emirdir.
- The Agency offered her citizenship and a cushy analyst job
Emir verdiler.
I have orders.
Senden de emir almam.
And I don't take orders from you.
Bu teknik olarak emir vermeye giriyor. Gidin.
- Technically, that is just ordering us around.
Andy, iznim olmadan neden emir veriyorsun?
Andy! What the hell you doing giving orders without my permission? !
- Neden? - Emir doğrudan Merkez'den geldi.
Orders straight from 1pp.
Bilmiyoruz ama o zamana kadar bize verilen emir bu soruşturmaya karışmamak.
Days, weeks, months? We don't know, but until then, We've been ordered to stand down from this investigation.
- İyi ya, sırf bana emir veriyorsun diye salıyorum.
Boyle, release him. Fine, only because you're ordering me to.
Ablaya emir verebilecek bir kardeş henüz var olmadı.
No little brother can order his big sister around.
Soos, ne yapıyorsun? Sana bir emir vermiştim!
Soos, what are you doing?
Emir almakta.
Taking orders.
Rutin bakım yapmak için emir aldım.
I got a work order for routine repair stuff.
- Zaten "hemen" lafı biraz emir gibi duruyordu.
Okay, well, you know what? "Soon" seemed a little bossy anyway.
Mahkeme salonumda, neyin olup neyin olmayacağına dair emir verilmesini takdir etmiyorum.
I don't appreciate being instructed as to what will or will not happen in my courtroom.
Emir ondan gelmediyse infaz olmaz.
Well, nothing gets done without him giving the order.
Emir aldıkları Rus süper kötü adamın adı Kırmızı Hayalet.
They take orders from that other Russian supervillain... The Red Ghost.
10 Emir mi?
The Ten Commandments?
- Önceden atladığımız bir "10 Emir" katili olabilir. - Çapraz sorgu yaparız.
There may be a previous commandment murder that we missed.
10 Emir her zaman yanlış tercüme edilir.
Hmm. Well, that commandment is always translated wrong.
Onun "10 Emir Katili" olduğunu mu düşünüyorsun?
You think he's The Ten Commandment Killer?
Bu "10 Emir" cinayeti.
It's a Commandment murder.
Bu da başka bir emir.
It's another commandment.
Dışarıda 10 Emir'i mazeret gösterip cinayetleri yanına kâr kalan bir katil var. Hey salak herif!
There's a killer out there, murdering with impunity, using the Ten Commandments as justification.
10 Emir Katili.
The Ten Commandments Killer.
Öyle olsun. 10 Emir Katili'nin saklandığı yeri mi öğrenmek istiyorsun?
Fine. You want to know where the Ten Commandments Killer has been hiding?
10 Emir Katili'nin işlediği cinayetleri?
Ten Commandment killings?
Bu, 10 Emir'den biri.
It's one of the Ten Commandments.
Ama bizim için planladığım şey, 10 Emir'in çok daha ötesinde seni mesleğimizin zirvesine terfi ettirecek.
But what I have planned for us, beyond the Ten Commandments, will elevate you to the zenith of our profession.
- Senden emir almayız.
- No orders from you.
Birçok adam bana emir vermeye kalktı.
Many men have tried to make me take rule.
Bunu inkar etmeyeceğim, bunun için sallanırım. Ama asla bir adamdan emir almam, çocukları da asla öldürmem.
I won't deny it and I'll swing for it but I ain't ever took rule from no man and I never killed no children!
Bana emir veren insanların sonu pek de iyi olmuyor.
It rarely ends well for people who order me around.
Amy Martin için askeri yargı sisteminden adaleti sağlamasını nasıl bekleyebilirsiniz? O adam, müfettişlere, hakimlere jüridekilere selam verip onlardan emir alıyor. O adam şimdi Amy'i mi suçluyor?
How can Amy Martin expect fairness from a military judicial system in which everyone, from the investigators, to the judges, to the jury, all salute and take orders from the man she's accusing of a crime?
Emir komuta ediyor.
Well, he's command.
Rezident'e emir veren bir mektup New York'ta Kara Hançerin yakalanması durumunda gelişine hazırlanmaları için.
A letter ordering the Rezident to help prepare for the arrival of the operative in New York to carry out Black Dagger.
Ve ben karşınızda duruyorum Musa'nız olup sizi oraya götürmek için ilahi bir emir aldım.
And so, humbly, I stand before you, divinely called to be your Moses and lead you there!
Zehirli madde temizlik ekibimiz emir bekliyor ve göreve hazırlar.
We got Hazmat on standby, and they're ready.
Emir olarak kabul edebilirsin.
In fact, that's an order.
Efendim, Miller ve O'Connor'ın söylediğine göre personel Niels'in öldürüldüğünü düşünmekle kalmıyor üst rütbelilerin buna göz yumduğunu ve bizzat emir verdiğini düşünüyor.
Sir, from what Miller and O'Connor reported, the crew not only suspects Niels was murdered, they also believe senior leadership condoned it or even ordered it.
Şimdi de bana emir mi veriyorsunuz?
- Now you're giving me orders?
Diğer gerçeklikte onun nasıl çalıştığını gördüm. Sürekli emir verip kimseyi dinlemiyordu.
I saw how she worked in the alternate reality, always giving orders, never taking'em.
Bir emir vermiştim.
- I gave an order.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]