Fark etmemişim traduction Anglais
422 traduction parallèle
Fark etmemişim.
I hadn't noticed.
Fark etmemişim.
I didn't notice.
Ne kadar zor bir iş olduğunu daha önce fark etmemişim.
I never realised how tough it was before.
Nasıl da fark etmemişim.
It's a wonder I haven't noticed her.
Sanırım, nasıl göründüğünü fark etmemişim.
I guess I didn't realise how it looked.
Üzgünüm, onun seni ne kadar etkilediğini fark etmemişim.
I'm sorry, I hadn't realized the extent to which she'd impressed you.
- Fark etmemişim bile.
- I didn't even notice it.
Bunu düşürdüğümü fark etmemişim.
I hardly missed it.
Özel hattın çaldığını fark etmemişim. Yoksa ben açardım.
I didn't know it was the private line or I'd have answered it myself.
Fark etmemişim.
Oh, I hadn't noticed.
Senin başka kadınlarla ilgilendiğini hiç fark etmemişim.
I never realized you were so interested in other women.
Saatin geç olduğunu hiç fark etmemişim.
I had no idea it was so late.
İkinizin bu kadar kötü olduğunuzu hiç fark etmemişim.
I never took you two for such delinquents.
Bu kadar geç olduğunu fark etmemişim.
I didn't realize it was so late.
Katherine, geldiğini fark etmemişim.
Katherine, I didn't hear you come in.
Geç olduğunu fark etmemişim.
I didn't realise it was getting so late.
Zamanın geçtiğini fark etmemişim.
I didn't realize it was so...
Bu kadar geç olduğunu fark etmemişim.
I didn't know it was so late.
Seni fark etmemişim.
I never noticed you.
Ben hep kibarmışım ama fark etmemişim.
I've been elegant all my life and never knew it.
Ne kadar uzaklaştığımı fark etmemişim.
And I didn't notice how far -
Baştan beri onunla çıkmak istediğimi fark etmemişim.
I guess I wanted to go with him all along and never realized it.
O kadar olduğunu fark etmemişim.
It don't seem 10 years.
Yeniden hamile olduğunu fark etmemişim.
I didn't realise she was expecting again.
Doymak bilmez hırsıyla, vicdansız dar bir kafanın, akıllı adamla dolu bir ülkeyi nasıl mahvedebildiğini daha önce hiç fark etmemişim.
I never fully realised before how a small mind, allied to unlimited ambition, and without scruple can destroy a country full of clever men.
Sohbet etmekten acıktığımı fark etmemişim.
I only noticed how hungry I was when I started eating.
Fark etmemişim.
She has gorgeous breasts. Ah, I didn't notice.
- Bu kadar acıktığımı fark etmemişim.
- I didn't know I was so hungry.
Sizi nasıl fark etmemişim ki?
I'm so silly not to see it.
Ama hiç fark etmemişim
But I never knew it
Patron, senin bir uzman olduğunu fark etmemişim!
Master, I never realised you were such an expert!
Hiç fark etmemişim.
I've never noticed.
Her gün seninleyim ama fark etmemişim bile.
I live with you every day and didn't even notice.
Onu görmeye gittiğini fark etmemişim.
I didn't realize you'd been out there to see him.
Bunu ne çok özlediğimi hiç fark etmemişim, Hollandalı.
Never knew how much I missed this, Dutch.
Ben fark etmemişim.
I haven't noticed.
Fark etmemişim.
I didn't realise.
Fark etmemişim.
I did not realize.
Hadi ya, fark etmemişim.
It hadn't occurred to me.
Hiç fark etmemişim ne kadar... yakışıklı olduğunu.
I never realised how incredibly handsome you are.
Bunu bizim için yaptığını fark etmemişim.
Oh, I see. I didn't realize you were doing it for us.
- Yok, fark etmemişim.
- No, I didn't notice it.
Zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişim.
Time got away from me.
Kapattığınızı fark etmemişim.
I didn't realize you were closing.
- Sizin çadırınız mı? Fark etmemişim.
- Oh, this is your tent?
Fark etmemişim.
I thought it was smaller.
Ne kadar aç olduğumu fark etmemişim. Buna ne diyorsanız, iyi bir şeymiş.
I didn't realise I was so hungry.
Fark etmemişim.
I hadn't realized.
Tanrım, hiç fark etmemişim.
I like the cold.
Müziği fark etmemişim.
I'm...
- Fark etmemişim.
- I didn't notice.
fark ettim 138
fark etmez 562
fark eder 16
fark ettiniz mi 20
fark eder mi 94
fark ettin mi 69
fark etmedim 46
fark ettim ki 18
fark etmedin mi 48
fark etmemiştim 24
fark etmez 562
fark eder 16
fark ettiniz mi 20
fark eder mi 94
fark ettin mi 69
fark etmedim 46
fark ettim ki 18
fark etmedin mi 48
fark etmemiştim 24