Farkında mısın traduction Anglais
7,151 traduction parallèle
Beni burada tutmak için elinizde bir şey yok farkında mısınız?
You realize you don't have anything to hold me on.
Farkında mısın bilmiyorum ama yerden 9 metre yüksekteyim!
You know what, I'm 30 feet above concrete!
Bak, bugünün son olduğunu düşünüyorsunuz, peki bunun yüzyıllardır konuşulduğunun farkında mısınız?
Look, I know you think it's the End, but do you know how many people have gotten burned claiming the End is nigh?
Nasıl bir belaya bulaştığının farkında mısın?
Do you even realize the kind of danger you put yourself in?
Sabahtan beri beni nasıl rencide ettiğinin farkında mısın?
Do you have any idea how insulting you've been to me all morning?
Hayatım, bu frenbuazlı jölenin sağlık planlarında.. .. olmadığının farkında mısın?
My dear, are you aware that this raspberry Jell-O is not even on our current health plan?
O sınıfta kız arkadaşı ve karısı olan olan erkeklerin olduğunun farkında mısın? ve senin gibi taş birinin anadan doğma karşılarına geçip, salladığında, eve gittiklerinde evdekine bakıp üzülecekler?
Do you realize that there are men in this class with girlfriends and wives, and if they see someone as hot as you bare-ass naked, shakin'what your mama gave ya, they'll hate what they've got at home?
Henry. Aman Tanrım. Suyun ne kadar soğuk olduğunun farkında mısın?
Oh, my God.
Bunun farkında mısın Ryan, Richard?
Are you aware of that, Ryan, Richard?
Ona, en eski sırlarımız konusunda güvendiğinin farkında mısın?
You realize you trusted her with our most ancient secrets?
Seni, öldürebilecekken uyur şekilde bıraktığımın farkında mısın?
You do realize I left you napping when I could have left you dead?
Bu virüsün artık senin gibilere de bulaştığının farkında mısın?
You do realize this virus has crossed over to your kind.
Sebep olduğunuz karmaşıklığın farkında mısınız?
You realize the mess you're making?
- Bilmem, farkında mısınız?
- [Kids whining] - You know what?
Şu an bir araştırmanın ortasındayız. Farkında mısınız?
Don't you know that we're in the middle of a scoop?
Ne dediğinin farkında mısın sen?
What? ! - Does this make sense?
Ne dediğinin farkında mısın?
You know what you're saying?
Kiminle uğraştığının farkında mısın, huh?
You know who you're dealing with?
Allahın cezası, ne dediğinin farkında mısın sen? !
For crying out loud, would you listen to yourself?
Jane, farkında mısın,
Jane, I don't know if you missed it,
Bu ne kadar önemli farkında mısın?
You have any idea how important that is?
Farkında mısın bilmiyorum ama Bryson ne zaman şu "yatakhane" kelimesini işitsem taşaklarım içine kaçıyor.
I don't know if you're aware of this, Bryson, but every time I hear the word "bunkhouse" my testicles shrink up inside my body.
Bu konuşmanın öneminin farkında mısınız?
Do you realize the importance of this speech?
Marianne, ne yaptığının farkında mısın?
Marianne, you know what you're doing?
Kiminle konuştuğunun farkında mısın sen?
Do you know who you're speaking to?
Beni ne duruma soktuğunun farkında mısın?
Do you even care how it makes me look?
Ne kadar albüm sattığımızın farkında mısın?
You have any idea how many records we're selling?
Farkında mısınız?
You realize that?
- Farkında mısın?
- Do you realize that?
Farkında mısın? Bu insanlar hırsız ve hapiste olmaları gerek.
These people are crooks and they should be in prison.
Bir mahkeme görevlisiyle konuştuğunun farkında mısın?
You understand you're speaking to an officer of the court?
Burada ne olduğunun farkında mısın?
Do you understand what's going on here?
Bütün kasabanın bir yerde esir tutulduğunun farkında mısın?
Do you realize the entire town is being held captive somewhere?
Silah ticareti yapan bir şirketin CEO'suna gelip, şiir yazabilen... bir robot önerdiğinin farkında mısın?
Do you realize you just came to the CEO of a publicly traded weapons corporation and pitched a robot that can write poems?
Ne yaptığının farkında mısın?
Do you realize what you've done?
- Bu delilik, farkında mısın?
Do you know how insane that is?
Bunun ne kadar önemli farkında mısın?
Do you realize how significant this is?
Farkında mısın, artık soyunamayız da.
You know we can't be naked any more, right?
On iki kişiler farkında mısın?
There's 12 of them, got it?
Bunun ne kadar küçümseyici olduğunun farkında mısın?
Do you understand how condescending that just was?
Her maçıma gelmek zorunda olmadığınızın, farkında mısınız?
You know, you guys don't have to come to every game.
Ne kadar hızlı gittiğinin farkında mısın?
Do you know how fast you were going?
Kendi kendine lakap koyunca o lakabın tüm havasının söndüğünün farkında mısın?
Did you know that a nickname immediately becomes uncool when you give it to yourself?
New Orleans'da ne kadar fazla depo olduğunun farkında mısın?
You have any idea how many warehouses there are in New Orleans?
Burada 1500 öğrenci var, bilmem farkında mısın?
There are 1500 students here.
Kendimi dışarıdakilere daha yakın hissettiğimi fark ettim. Sistemin dışında kalmaya çalışan insanlara.
What I eventually discovered is that I'm drawn to the outsiders... the people who try to work outside of that system.
Çünkü, az önce fark ettim ki Owen'ın ne zaman su altında kalacağını hesaplarken gel gitleri hesaba katmamışım.
Because... I just realized I didn't account for the tidal changes when I calculated how long it was going to take for Owen to be submerged.
Ah özür dilerim hanım efendi bir bayanın saçını kestiğimin farkında değildim
Oh, I'm sorry, Ma'am. I didn't realize I was cutting the lady's hair.
Bence bu bir satranç oyunu. Ve Albay, kendi oyununu oynamadığımızın çok iyi farkında... Bu yüzden beklemediğimiz bir hamle gerçekleştirdi.
I think it's a chess game... and I think the Colonel knew that we were not playing his game, and so he made a move that we didn't expect.
Altıncı sınıfta olmuştu, ne yaptığımın farkında değildim.
It was sixth grade, I didn't know what I was doing, and I'm sorry.
Acaba bu insanlar yarın sabah uyandıklarında ne kadar zorlu bir yeni dünya bulacaklarının farkındalar mı?
I wonder if those people quite realise what a demanding new world they're waking up to. Lillibet's world.