Gelmiyorlar traduction Anglais
496 traduction parallèle
Gelmiyorlar Çoktan geldiler.
They're not coming. They're already here.
- Ben. - Gelmiyorlar.
They ain't coming.
Niye gelmiyorlar?
Why don't they come in?
Seninle cennete gelmiyorlar mı?
Can't you get them to go to heaven with you?
O günden beri gelmiyorlar.
They ain't bothered since.
Hiç bir anlama gelmiyorlar.
they don't mean anything.
Daha önce böyle bir şey gördüğümü hatırlamıyorum. Açıkça normal bir maddeden gelmiyorlar.
I can't ever remember seeing anything quite like them they obviously don't come from any normal substance.
Neden buraya gelmiyorlar?
Why don't they get here?
Bugün gelmiyorlar ki anne.
But they aren't coming today, mama.
Herzamanki gibi gelmiyorlar.
They're not coming over at the usual rate.
- Eğlenmek için buraya gelmiyorlar.
- They are not coming for fun.
- Bugün yeme gelmiyorlar.
- They're just not feeding today.
Bazen hiç gelmiyorlar.
Sometimes they don't get in at all.
Zora gelmiyorlar.
Don't roll with the punches.
- Hayır gelmiyorlar..
- No, they're not.
Peşimizden gelmiyorlar.
They're not following.
Gelmiyorlar efendim.
- Well, he's not coming, sir.
Japonlar buraya gelmiyorlar.
The Japs aren't coming back here.
Niye peşimizden gelmiyorlar ki?
Why don't they come after us if they're going to?
O uçan göçebeler başka bir gezegenden falan gelmiyorlar.
Those flying Gypsies aren't from another planet.
Niye hala gelmiyorlar?
Why aren't they coming?
Bu tarafa gelmiyorlar bile.
They're not even heading this way.
Neden MİG'ler bizim olduğumuz yere gelmiyorlar?
Why can't the MiGs come down to us sometime?
Hani hiç ziyarete gelmiyorlar.
You never have any visit you.
Oltaya gelmiyorlar bile, dayı.
They're not biting, Uncle.
Neden gelmiyorlar?
Why aren't they coming?
- Bizimle gelmiyorlar.
They're not coming with us.
Buraya gelmiyorlar, değil mi?
- They're not coming here, are they?
- Öyleyse, gelmiyorlar mı?
- So they're not coming?
Bölüklerimiz gelmiyorlar.
Our troops are not coming.
Neden bizi bulmaya gelmiyorlar?
Why don't they come for us?
- Siparişle gelmiyorlar.
- You can't order. - I know you can't order.
Hiç bir araya gelmiyorlar.
They never come together.
Eskiden olduğu gibi artık buraya sık gelmiyorlar.
They haven't been coming up as much as they've been.
Gelmiyorlar.
They're not coming
Morok gezegeninden gelmiyorlar - uzaylı.
Not from the planet Morok - alien.
Gelmiyorlar mı?
Aren't they coming in?
Beyler gelmiyorlar!
That guy's never coming out!
Gelmiyorlar.
They ain't coming.
Gelmiyorlar mı?
Ain't coming?
Gelmiyorlar da ne demek?
What do you mean, ain't coming?
Ama sadece yüzlerine bakıp karar vermek zor tabii ki... Radikal ve uç fikirli olabilirler ama bana soyguncu gibi gelmiyorlar.
It's hard to judge only by their faces, of course, but... they could be radicals and extremists, but they don't seem like robbers to me.
Pekala, beklediğim olmadı. Merdivenlerden gelmiyorlar. Farklı yollar buldukları için sürpriz yapma şansımızı kaybettik.
All right, they didn't come down the ladder as I anticipated, and since they found other ways in, we've lost the element of surprise.
Stepford'a ev işini sever halde gelmiyorlar.
Can't arrive in Stepford loving housework.
- Kendisi gelmiyorlar.
He's not coming.
- Onlar gelmiyorlar, Millie.
- They can't come, Millie.
Ne demek onlar gelmiyorlar?
What do you mean, they can't come?
Rüyalarıma bile gelmiyorlar.
No one comes even in my dreams.
ınan bana, gelmiyorlar.
I'm telling you they ain't coming.
- Gelmiyorlar mı?
Ain't they coming?
Gelmelerini istediğinde hiç gelmiyorlar ki.
They're never around when you want them.
gelmiş 30
gelmişsin 38
gelmiyorsun 22
gelmiyor musun 122
gelmiyor 63
gelmiyorum 79
gelmiyor musunuz 16
gelmiyor mu 21
gelmişsin 38
gelmiyorsun 22
gelmiyor musun 122
gelmiyor 63
gelmiyorum 79
gelmiyor musunuz 16
gelmiyor mu 21