English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ G ] / Gidiyorum

Gidiyorum traduction Anglais

43,216 traduction parallèle
Ben, eve üzerimi değişmeye gidiyorum.
I'm going home to get changed.
- Ben tuvalete gidiyorum.
- I'm going to go to the toilet.
- Ben gidiyorum.
- I'm out of here.
Ben peşlerinden gidiyorum.
I'm going after them!
Artık gidiyorum.
I'm leaving now.
Havaalanına gidiyorum.
On my way to the airport, apparently.
Hemen oraya gidiyorum.
I'm... I'm heading there right now.
Ben cephaneliğe gidiyorum, bir şeylere ateş edeceğim.
I'll be in the armory shooting at something.
Tamam, gidiyorum... - Bunu yapabilirim.
Okay, I'm going -
Tamam, gidiyorum.
Okay, I'm gonna go.
- Tamam, gidiyorum.
- Okay, I'm gonna go.
- Bu gece Seattle'a gidiyorum.
I'm going to Seattle tonight.
Bunu bildirmek için gidiyorum.
I'm going to report it. - Mom!
Ben ona gidiyorum.
I'm going for her.
Önemsiz Şehir'e gidiyorum.
I am heading for Junk City.
Oraya doğru gidiyorum.
I'm heading right by there.
Gidiyorum.
I'm going now.
Eşimi ve çocuğumu görmek için Orange County'ye gidiyorum.
I'm, uh, on my way to Orange County to see my wife and kid.
Evet, eşimi ve çocuğumu görmek için Orange County'ye gidiyorum.
- Yeah, I'm on my way to Orange County to see my wife and kid.
Birazcık humus yapmaya gidiyorum.
I'm gonna... go make some hummus.
Ben motele gidiyorum.
I'm going to a motel.
Ben eve gidiyorum.
I'm gonna go home.
Bu yönden gidiyorum, yok şu yönden gidiyorum.
- "I'm going this way. - Whoa. No, I'm going that way" "
Dana, GZK'nin kemikleriyle ilgili bir şey bulmuş. Laboratuvara gidiyorum.
Dana has an update on SBK's bones.
Ben gidiyorum.
I'm going.
Çay yapmaya gidiyorum.
I'm going to make some tea.
Atlanta otoyolunda gidiyorum - Nasıl buldun?
♪ I'm headin'down the Atlanta highway ♪ [inhales sharply]
Benden başka kimseye ait olmayan bir yere gidiyorum ve her şey biraz daha anlam kazanıyor.
And... I'm in a place that's mine and nobody else's and things make a little more sense.
Ben gidiyorum...
I'm gonna go...
- Ben gidiyorum.
- I'm out.
Seattle'a gidiyorum.
I'm going to Seattle.
Ben gidiyorum.
- Hey! - I'm going.
Seattle'a doğru gidiyorum.
Uh, I'm on the road to Seattle.
Ben de Seattle'a gidiyorum.
I'm headed to Seattle, too.
- Gidiyorum.
- I'm going.
Ben de içeri gidiyorum.
I'm going in.
Tamam, çocukları kontrol etmek için gidiyorum.
- Bullshit. All right, I'm going to check on the kids.
Gidiyorum.
Here I go.
Oğluma gidiyorum.
I'm getting my son.
Hayır, be-ben odama gidiyorum.
I'm so sorry. And here, I thought things were looking up for us.
Gidiyorum ben.
Yeah, I'm out of here, man.
Ben kumsala gidiyorum.
I'm going to the beach.
MTB'ye özel yaptırdığım plakamı almaya gidiyorum.
All right, I gotta go to the DMV and pick up my vanity plates. Ciao, bitches.
İnsan kaynaklarına gidiyorum.
I'm going to HR.
- Paris'e gidiyorum. Eşyalarımı toplayıp, iş bulup para kazanmak için.
Well, I'm going to Paris to get my things, and a job... to make some money.
Ailemle tatile gidiyorum.
- I have a flight booked.
Gidiyorum.
I'm going.
Gidiyorum buradan.
I'm leaving.
- Ben de gidiyorum.
- Well, you don't want to keep that Internet waiting, now do ya? - I'm gonna go in there.
Zaten hızlı gidiyorum Tess.
I'm already speeding, Tess.
- Peşinden gidiyorum!
Ram, what are you doing? !

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]