Hiç de fena değil traduction Anglais
411 traduction parallèle
- Bir gece için hiç de fena değil.
- Not bad for one night.
Sesi hiç de fena değil.
Not a bad voice.
Hiç de fena değil.
Not bad, yeah.
Bu konyak hiç de fena değil.
Not bad, this cognac.
Bize güzelce halk huzurunda idam ederler. Kadınlar da seyredecek. Hiç de fena değil.
We will have a beautiful performance
Gördüğün gibi benim pilotum hiç de fena değil.
See, my pilot's not that bad.
Bir şehir çocuğu için hiç de fena değil.
Well, that's still not bad for a city feller.
İlk okuma için hiç de fena değil.
Not bad for a first reading.
Hiç de fena değil.
Not at all bad.
Hiç de fena değil!
Not bad!
Hiç de fena değil!
Not bad at all!
Sesi hiç de fena değil.
Well, she sings a little.
Ölüyü beklemek için hiç de fena değil.
Not bad for a wake.
Bir semer serserisi için hiç de fena değil, ha?
Not bad for an old saddle tramp.
Hiç de fena değil.
You had a marvelous time starving.
Fido! "Sadık" demektir. Süt hikayesi hiç de fena değil.
The milk trick was good, but we won the second round.
Hiç de fena değil
No better than all right
Midesi bozuk olan birisi için hiç de fena değil efendim.
Oh, no, sir. It's not bad for an upset stomach.
Dürüst olmak gerekirse bence hiç de fena değil.
To be perfectly honest, it sounds very good to me.
Psikolojik soygun yapmayı düşünen biri için hiç de fena değil.
For a guy who's supposed to pull off a psychological heist that's not too good.
Hiç de fena değil.
Not bad at all.
Evet, hiç de fena değil.
Yes, not bad.
Bak, kız hiç de fena değil.
I'm telling you, she's not half bad.
Hiç de fena değil. Sizce?
Not bad at all.
Bir Cumartesi için hiç de fena değil.
That's not bad for a Saturday.
Hiç de fena değil, ha?
This isn't too bad, is it?
Bir buçuk saatte üç kıskançlık belirtisi hiç de fena değil.
Hey, three moans wasn't bad so far, about an hour and a half.
Yabancı bir kadın için hiç de fena değil.
Not at all bad for a foreign woman.
Hiç de fena değil.
Hey, not bad.
Bir liseli için hiç de fena değil.
That's not bad for a high school boy.
Hiç de fena değil. Reflekslerin gayet iyi.
Nothing wrong with your reflexes.
Hiç de fena değil.
Not bad for a little furball.
Hiç de fena değil.
Way to go, man.
Hiç de fena değil.
Way to go.
Hiç de fena değil.
A good effort.
Hiç de fena değil.
It's not bad at all.
Hey, ilki için hiç de fena değil.
Hey, that's not bad for your first time.
Hiç de fena bir gece değil.
Not a bad night's work.
Hiç de fena bir zamazingo değil.
Not a bad contraption at all.
Biraz sıska belki de, ama fena değil.Hiç fena değil.
A little skinny, perhaps, but not bad. Not bad at all.
- Hem de hiç fena değil.
- That's not bad at all.
Gerçekten de hiç fena değil.
Of course, he's not bad.
Jilet de görmeden hiç fena değil.
Not too bad for no razor blades.
Hiç de fena bir durum değil aslında.
Hear, hear.
Yüzü de hiç fena değil.
And her face isn't bad.
Profilin de hiç fena değil.
Your profile's not half bad either.
Eğer tüm bu çılgınlık işe yaramazsa Albay hiç de fena fikir değil.
If all this lunacy doesn't work out, Colonel, that's not a bad idea. Not a bad idea at all.
Ama Alice'inki de hiç fena değil.
Oh, but Alice's isn't bad at all!
- Jöle de hiç fena değil.
- Jello don't look bad either.
California hiç de fena bir yer değil.
California ain't such a bad place.
- Hiç de fena bir fikir değil.
You know, that's not such a stupid idea.
hiç de bile 279
hiç de değil 689
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç denemedim 24
hiç de 24
hiç değil 97
hiç dert değil 31
hiç de komik değil 48
hiç değişmemişsin 157
hiç de değil 689
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç denemedim 24
hiç de 24
hiç değil 97
hiç dert değil 31
hiç de komik değil 48
hiç değişmemişsin 157
hiç değişmeyeceksin 16
hiç değişmemiş 30
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena değilsin 18
fena değilmiş 33
fena değildi 104
fena değil ha 24
hiç duymadım 220
hiç değişmemiş 30
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena değilsin 18
fena değilmiş 33
fena değildi 104
fena değil ha 24
hiç duymadım 220