Iki kişilik traduction Anglais
1,693 traduction parallèle
Bu, sadece iki kişilik bir doğum günü.
- No. It's a birthday date for two only.
Bu takım, hesaba katılması gereken bir güç olduğumuzu gösteriyor. Kendi kurallıyla oynayan iki kişilik bir ordu.
The suit shows that we are a force to be reckoned with, a two-person army that plays by its own rules.
Bu, iki kişilik bir iş.
Well, it's a two-person job.
Kim iki kişilik biftek ve çikolatalı sufle sipariş etti?
Who Ordered Steak For Two And Chocolate soufflé For Desert?
Bu iki kişilik bir görev.
This mission needs two men.
Ama bu iki kişilik bir görev.
But this is a two-man mission.
Jonas bak ben bu iki kişilik takımın kıdemli üyesiyim.
Jonas, look, I was the senior member of a two-man team.
Hem evde oturup film izlemek dururken kimin iki kişilik masaları ve ne giyeceğini dert ederek kaybedecek vakti var?
Who really need the extra added headache of... worrying about tables for two and wardrobe remorse on a movie night.
Ve ayrıca, bence sevişmek iki kişilik bir oyun.
And... and Besides, For Me, Sex Is A 2-player Game.
Bekar bir kadın için sevişmek her zaman iki kişilik bir oyun olamaz.
As A Single Woman, Sex Cannot Always Be A 2-player Game'cause You're Gonna Get Desperate,
- Yarın akşam için iki kişilik.
- Two seats for tomorrow night.
Dün gece eve geldin ve otelin bizi iki kişilik yatakla kazıkladığını söyledin., ve tek kişilik yatakta rahat eder misin diye sordun?
You came home last night and you said that the hotel had screwed us out of a king-sized bed and would I "really be comfortable in a single?"
Bu yüzden, iki kişilik takımlar kurun.
So pair off into two-person teams.
Sadece iki kişilik olanlarından..
Like those meant only for two people..
- Merhaba, iki kişilik bir masa lütfen.
Hi. Table for two, please.
Reddettiyse, niye iki kişilik yemek ısmarlamış?
Think she rejected him? Well, if she did, why did she order food for two?
Selam, rezervasyonumuz yok ama, iki kişilik masanız var mı?
Hi, we haven't booked I wonder if you've got a table for two
İki numaralı masa için iki kişilik yer ayarlayabilir misin?
Could you please double check about a table for two?
Şey deprem çantamız. İki kişiyiz, iki kişilik paket. Yani?
Well... our earthquake supplies.
Tek kişilik mi, iki kişilik mi bayım?
Let's see what you got..
Elindekiler de ne? Sanki iki kişilik yiyorsun.
Eddie, why you take do eat for two?
- Sadece iki kişilik yer var.
- Only room for two in there.
Gerek yok, menüdeki en pahalı yemekten iki kişilik istiyoruz.
Oh, no need, we'll take the two most expensive dishes on the menu.
Davetiye iki kişilik.
It's an invitation for two.
Bu iki kişilik bir iş.
It's kind of a two-man gig.
Sonra seyirciler arayıp oy verirler ve kazanan cehenneme her şey dahil iki kişilik seyahat kazanır.
Then the audience calls in with their votes and the winner gets an all-expense paid trip for two to hell.
Dex'le birkaç kez iki kişilik gösteri yapmıştık.
Drifts and stuff.
Dört tane üçer kişilik takım olarak toplam on iki ajan.
I've heard it's f-four teams... a total of twelve people...
İki kişilik pişirilmiş pirinç vardı.
There was rice cooked for two people.
İki kişilik yiyorum.
I'm eating for two.
Bunu açıklamaya çalıştım iki tane tek kişilik bilet almamı söylediler ki böylesi çok pahalı.
I tried to explain that, then they told me to buy two single tickets, which were more expensive.
İki kişilik, lütfen. Kardeşimle beraber seyahat ediyoruz.
For two, please.
- İki kişilik oynayalım mı?
- Two players.
İki kişilik bir V.I.P. bilet ayarladım.
I got us a V.I.P.Booth.
İki kişilik yemek.
Uh... food for two.
İki kişilik yerimiz vardı.
Oh, hey.
Babeson, iki kişilik masa?
Babeson, party of two.
İki kişilik masa lütfen.
Table for two.
İki kişilik yemek hazırlarım.
I'll make dinner for two.
Ernest Rutherford ve Niels Bohr, görünüse bakilirsa birlikte çalismalari en beklenilmeyen tamamen farkli iki kisilik...
They were Ernest Rutherford and Niels Bohr, on the face of it, two very different personalities and the unlikeliest of collaborators.
İki kişilik masa.
Table for two.
İki kişilik mi yazıyorum?
Am I ordering for two?
Bir sandal verin bana İki kişilik olsun
Give me a boat That can carry two
İki kişilik iş.
It's a two-man job.
Tüzel kişilik belgelerine ve mesleki lisansına ihtiyacım olacak. Son iki yılın vergi ödemeleri elinde bulunan her türlü gazete kupürüne.
I need, uh, incorporation papers, occupational license, taxes for the last two years, any press clippings you have about the place.
İki kişilik ekiplere ayrılmanızı istiyorum.
I want you to break up into two-man teams.
İki kişilik yapmaya ne dersin?
What if you want to make it for two?
Ve iki temel kişilik altında gerçekleşmiş :
And very much conditioned by two essential characters :
İki kişilik mi?
For two?
İki kişilik.
That's me and him.
İki kişilik bir araba kullanıyorum.
I drive a 2-seater.
kişilik 16
iki kez 99
iki kere 86
iki kart 16
iki katı 19
iki kız 24
iki kahve 37
iki kelime 23
iki kişi 60
iki katı ya da hiç 16
iki kez 99
iki kere 86
iki kart 16
iki katı 19
iki kız 24
iki kahve 37
iki kelime 23
iki kişi 60
iki katı ya da hiç 16