Iki üç traduction Anglais
15,126 traduction parallèle
Hadi şuraya oturalım. Bir, iki, üç.
Let's get up here, one, two, three.
Biz üç kişiyiz ama burada sadece iki koltuk var.
We are three. There's only two seats.
-... sekiz, yedi altı, beş, dört, üç, iki... - Açılıştan sonra 3. kameraya çıkacak.
- Coming out of the opening to camera 3.
Bir, iki, üç!
One, two, three!
Iki tane Adalet tabağı istiyoruz. - Şey... üç olsun.
We'll have two Justice Platters, please.
Bir, iki, üç, panda...
One, two three, Pan -...!
Bir, iki, üç, Aoki zıplaması!
One, two, three! Aoki jump!
Bir, iki, üç!
One. Two. Three.
Bir, iki, üç, dört, beş...
Yeah.
İki, üç tane daha. Sonra tamamız.
All right, two or three more of those, then we're good.
Tanrı der ki ; benim adımı iki veya üç kişi bile ansa onlara cevap veririm.
The Lord said, "Where there are two or three gathered in My name, " I will be there. "
- Bir, iki, üç.
- Ready? One, two, three.
Bir iki üç! Atlayacağız.
Gotta jump.
Ama ona iki, üç içki ısmarlamak istersen bu, ona asılmak olur.
But when you want to be buying two or three, that's what you call eyeing her.
- Bunu iki, üç gün düşündüm.
- I thought it over 2-3 days.
- Ne iki, üç günü?
- Two-three days, nothing.
Ertesi gün bir kamyon geldi, iki adam üç odanın eşyasını boşalttı.
Next day, a truck pull up here, two men unload them three rooms.
Öğrendiğinde cebimde çoktan iki, üç tane ehliyetim olur.
Time he find out, I have two or three of them driver's license.
Yedi, sekiz, bir, iki, üç, dört...
Seven, eight, one, two, three, four...
# Bir, iki ve üç, Issız takımyıldızın parladığı o yerde #
♪ Where the wild constellation shine one, two and three ♪
# Bir, iki ve üç, parlayan yıldıza bak dikkatlice #
♪ Measure the stars shining, one, two, and three ♪
- Bir, iki, üç.
- One, two, three.
Tamam, bir, iki, üç.
Ok, one, two, three.
Bir ve iki ve üç ve dört.
One and two and three and four.
Bir ve iki, üç ve dört.
One and two, three and four.
Yok etme işlemi için hazırlanılıyor, üç, iki...
Preparing for immediate destruction in three, two...
Beş, dört, üç, iki, bir...
Five, four, three, two, one...
Bir, iki, üç.
One, two, three.
Kıza bir palyaço yeleği ve üç tekerlekli şaka-mobil verip sizin iki haftada çözemediğiniz dosyayı iki günde çözmesini istediniz.
Look, you gave her a clown vest, and a three-wheeled joke-mobile, and two days to solve a case you guys haven't cracked in two weeks?
- Bir, iki, üç.
One, two, three.
O yeni... hiçlikten gelip ortaya çıkalı... belki iki ya da üç hafta oldu.
He's new... showed up out of the blue... maybe two, three weeks ago.
İki taş, üç taş.
Two rocks. Three rocks.
Yedi, altı beş, dört, üç iki bir...
Seven, six... five, four, three... two, one...
On, dokuz sekiz, yedi altı beş dört üç iki...
Ten, nine... eight, seven... six... five... four... three... of the...
İki, üç dört, beş, altı, yedi, sekiz... 296 297, 298, 299, 300.
Two, three, four, five, six, seven, eight... 296... 297, 298, 299, 300.
Beş, dört, üç iki, bir!
Five, four, three, two, one!
Ben sadece iki ya da üç şarkıda kullanılıyorum.
I'm only actually used, when you check it, on like two or three songs.
Ama iki veya üç kişilerdi.
But were like two or three.
Evet iki sorunum var... ama sizin üç tane.
Yeah, I got two problems... but you boys got three.
Uçakta toplam 150 yolcu UÇUŞ 1549'UN KURTULUŞU üç uçuş görevlisi ve iki pilot vardı. Tecrübeli pilot tüm deneyimi ve becerilerini kullanarak mucizevi şansın da yardımıyla hayrete düşüren bir sonuca imza attı.
The on board count, 150 passengers, three flight attendants and two pilots, one of whom, the senior pilot, drew on all of his experience and skill, which combined with near-miraculous good luck and a result that was, frankly, astounding.
İki üç haftaya yavaş yavaş semptomlar baş gösterecek.
It should take two to three weeks for symptoms to start showing up.
Arama ve kurtarma görevinde yoldaki iki veya üç adamı kurtardık.
We searched and rescued two or three boys on the way.
İki... üç!
Two... Three!
Bir, iki, üç, dört!
One, two, three, four!
Bir... iki... üç... dört...
And with a name like healthy choices for healthy children's act, it would be political suicide to vote against it.
Kaç ruha ulaşmayı başardın peki? İki? Belki üç?
I exercise my right and I'm not particularly affected by it.
Bir, iki, üç dört, beş.
One Mississippi, two Mississippi, three Mississippi, four Mississippi, five Mississippi. Done.
Bir, iki, üç dört, beş!
One, two, three four, five!
Beş, dört üç, iki, bir.
Five, four, three, two, one.
- Bir, iki, üç, kelebekler gibi.
- One, two, three and off he goes.
Bir, iki, üç, bekle.
One, two, three. Hold on.
üç gün sonra 30
ücretsiz 39
uçakla 22
üçte 35
uçuyorum 78
üç ay sonra 19
uçuyoruz 25
üçüncü gün 23
uçmak 22
üçüncüsü 82
ücretsiz 39
uçakla 22
üçte 35
uçuyorum 78
üç ay sonra 19
uçuyoruz 25
üçüncü gün 23
uçmak 22
üçüncüsü 82
uçuyor 28
uçaklar 26
uçakta 18
üçüncü katta 16
üçüncü olarak 17
üçüncü bölüm 16
uçuyorsun 16
ucuz kurtulduk 16
ucubeler 16
üçüncü kat 58
uçaklar 26
uçakta 18
üçüncü katta 16
üçüncü olarak 17
üçüncü bölüm 16
uçuyorsun 16
ucuz kurtulduk 16
ucubeler 16
üçüncü kat 58