Iyi hissettiriyor traduction Anglais
1,248 traduction parallèle
Bu kendimi daha da iyi hissettiriyor.
That makes me feel loads better.
Oldukça iyi hissettiriyor.
This feels quite good.
Bu kendini iyi hissettiriyor mu?
How's that make you feel? Does that make you feel good?
Espiri yaptığında çok iyi hissettiriyor.
It feels so good when he jokes.
Güneş çok iyi hissettiriyor, değil mi?
I feel so good
Yaptığım iş beni iyi hissettiriyor.
I feel good about myself doing it.
Kendinizi iyi hissettiriyor mu?
"Leaves you feeling good."
Fakat zenginlik sadece her geçen gün çoğaldığında iyi hissettiriyor.
But it feels good only when the wealth multiplies with each passing day.
Bu iyi hissettiriyor.
Aaarghhh! oh!
Ve iyileşmek iyi hissettiriyor.
And healing feels good.
Ve senin bilek kasların da çok iyi hissettiriyor.
And your waist muscles feel good, too.
Büyü Okuluna geri dönmek iyi hissettiriyor değil mi?
Feels good to be back at Magic School, doesn't it?
- Çok iyi hissettiriyor olmalı, büfeyi soyup çocukları dövmek.
Well it must've felt pretty good Knockin'up that snack shop, beating'that kid up
Yaptığı şeyler onu iyi hissettiriyor.
It's what makes him good at what he does.
Peki, bu beni daha iyi hissettiriyor.
Well, that makes me feel much better.
Çok iyi hissettiriyor.
That feels so good.
Bu kendimi daha iyi hissettiriyor.
Looking for something to make me feel better.
İlaçlar ona kendisini iyi hissettiriyor, ama kendi bağışıklık sistemi onu hasta ediyor.
His meds made him so much better, he made himself sick?
— Çok iyi hissettiriyor.
- It feels good.
Menajerim benim için Ashton Kutcher'ın filminde cankurtaran rolü önerdi ve bu da beni gerçekten iyi hissettiriyor.
My agent submitted me for a lifeguard on an Ashton Kutcher movie and I've got a really good feeling.
Bu gerçekten ama gerçekten iyi hissettiriyor.
It really, really does feel good.
pantolonumun ne zaman indirip kukumu göstereceğim, benim kahrolası seçimim, ve sonrasında istediğim zaman dururum, ve bu kendimi iyi hissettiriyor çünkü bu benim sorumluluğum ve bu çocukken başıma gelen boktan olayları hatırlamama yardım ediyor.
And it's my fucking choice when I take off my pants and I show my pussy, and then I stop when I wanna stop and it makes me feel good because I'm in charge, and it helps me remember all this childhood shit that happens to me.
Bu gömleği seviyorum.Bena iyi hissettiriyor.Kesimi güzel.
I like the shirt. Makes me feel good, has a nice cut.
Hayatta olduğunu bilmek bana daha iyi hissettiriyor.
It really makes me feel better knowing that you're alive.
En azından daha iyi hissettiriyor.
My approach makes me feel better.
Başkalarına yardım etmek iyi hissettiriyor.
It feels good to help others.
Değişiklik olsun diye bir başkasının dağıtmasını görmek iyi hissettiriyor mu?
- Feel good to see someone else messed up for a change?
Doğru şeyi yapmak, kesinlikle iyi hissettiriyor.
Yep, it sure feels good to do the right thing.
Yine de iyi hissettiriyor.
It still feels good.
Nişanlı biri gibi olmak çok iyi hissettiriyor beni.
It feels so good to be a fiancée.
Kendini iyi hissettiriyor.
Make you feel good as hell.
Ama aynı kıyafetleri giydiğimizi görmek, gerçekten iyi hissettiriyor!
But seeing us dressed the same really feels right. ( BELLS JINGLING )
Kafayı bulmak istiyoruz, çünkü bu iyi hissettiriyor, adamım.
We want to get stoned because it feels good, man.
Çünkü iyi hissettiriyor.
Because it feels good.
Şey, bu beni daha iyi hissettiriyor.
Well, that makes me feel better.
Vurmak kendini daha iyi hissettiriyor, öyle değil mi?
Doesn't feel so good to get zapped, does it?
Bu aslında daha iyi hissettiriyor.
That actually feels better.
Çok iyi hissettiriyor.
You know as well...
İyi hissettiriyor... Efendim?
Isn't that nice?
İyi hissettiriyor.
I like how it feels.
- Ve bu onlari iyi hissettiriyor. - Söyle o zaman..
- It feels good to say it, doesn't it?
İyi hissettiriyor.
They make you feel good.
İyi hissettiriyor!
Feels good!
İyi hissettiriyor.
It feels good
Beni dünyanın en iyi ulusuna Amerika'ya yakın hissettiriyor!
It makes me feel close to America, the greatest culture in the world!
Geri vermek iyi hissettiriyor.
It feels good to give back, you know.
Beni baskı altında hissettiriyor o - o - iyi şanslar dilemek için beni aradığında.
She makes me feel so pressured when she - when she - when she calls me to wish me good luck.
Çok iyi.Bu beni şahane hissettiriyor.
Very nice. This makes tremendous sense to me.
Bana sadece iyi haberleri duymayı istediğini söyleyince bu bana sadece nişanlanırsam ya da işte terfi alırsam beni seveceğini hissettiriyor.
When you tell me that you only want to hear good news... It makes me feel like you only, sort of... Love me if I get engaged
İyi hissettiriyor.
Mmm. That feels nice.
Beni seks için yalvartmak seni iyi mi hissettiriyor? !
Getting me to beg for sex- - that makes you feel good?