Işte bu kadar traduction Anglais
3,870 traduction parallèle
- Belki de bu sorunun üstüne gereğinden fazla düşünüyoruzdur çünkü benim sevgilim var, senin yok. Ve işte bu kadar.
- Maybe we're over - analyzing this and the issue is just that I've got a boyfriend and you don't and it's as simple as that.
Ardınızdan bu kadar hasret çekiyor işte.
That's how much he yearns after you.
İşte bu kadar.
That's it.
İşte bu kadar.
That's all there is to it.
İşte bu yüzden, bu kadar çabuk tekrarlanmasını beklemeyeceklerdir.
Which means they won't be expecting it to happen again so soon.
İşte bu kadar! İşte bu kadar!
This is it.
İşte bu kadar. Yeah.
Yeah.
İşte o yüzden Suç Katsayı'm bu kadar yüksek.
That's why my Crime Coefficient shows a crazy number.
- İşte bu kadar.
- That's it.
İşte bu kadar!
Here it is!
Bu kadar kolay işte.
It's that easy.
Ve işte bu yüzden tatlım bu masa için bu kadar para harcıyorum.
And that my dear is why I spent top dollar for a customized desk.
Bu makineyi yarına kadar tamir edip köprüyü bitirmek için geçerli bir neden işte.
More reason to get this machine fixed by tomorrow so we can finish the bridge.
İşte bu kadar!
! This is it!
Hepsi bu kadar işte.
That's all I got.
İşte bu kadar.
There you go.
Bence sen bu işte benim olduğum kadar ciddi değilsin.
I don't think you're as serious about this business as I am.
İşte bu yüzden bugünkü kadar başarılıyım.
That is the reason Why I'm as successful as I am today I'm through talking
İşte bu kadar, bitti.
There we go, all done.
- İşte bu senin için bu kadar basketbol yeter, tamam mı?
That's it, no more basketball for you, okay?
Kanıtlar bulana kadar bu kana susamışlığı bırakıp bu işte çalışacağız yoksa ayrı ayrı çalışırız.
Look, until we get the facts, we stow the bloodlust and we work this case right, or we work it separately.
İşte bu kadar!
Oh, there it is!
Bu kadar düşünmene ne gerek var ; bir şey alıver işte.
What are you thinking so hard about. Just buy anything.
Bu kadar çok şey yaşayacağımızı sanmazdım ama işte buradayız.
Never thought I would see so many things that have come to pass, but here we are.
İşte bu yüzden yönetmenliği çok seviyorum. Özel anlar yaratmak, izleyicileri bir yolculuğa çıkarmak. İşte bu yüzden "Aşk Canavarı" nı yönetmek bu kadar tatmin ediciydi.
That's why I love being a director... crafting moments, taking the audience on a journey... and that's why it was so satisfying directing you in "love monster."
"Ah, bu ağırlık kalbimin ağırlığı mı?" diye düşününce "mutlu olduğun kadar ve sevdiğin kadar ağırlık o kadar işte."
Thinking, "oh this weight, is the weight of my heart... As much as you loved and as much as you were happy, it was that much heavier."
Bu işte benim kadar iyi, becerikli ve heyecanlı olduğunu duydum.
I've heard you're as good, as capable, as excited about this work as I am, if not more.
- Bu kadar basit değil işte.
It's not that simple.
İşte senin beni affetmen benim için bu kadar önemli.
That's how important it is for me to earn your forgiveness.
İşte bu yüzden benim bilgim bu kadar önemli.
That's precisely why my input is so valuable.
İşte bu kadar!
It is over!
İşte bu kadar.
All done.
Parayı Dee'ye ödetelim de bitsin işte. - Tamam, bu kadar.
Let's just have her pay for it and be done with this.
İşte bu kadar!
All right, here we go.
Yang bana bu kadar güveniyor işte.
That is how much Yang trusts me.
Efendilik bağı mevcut çünkü melezler her dolunayda kurdu ortaya çıkarırken yaşadıkları acıdan kurtardığı için Klaus'a minnet duyuyorlar ve işte bu yüzden acı tarafından hükmedilmeyene kadar dönüşmek zorundalar.
The sire bound exists because the hybrids are grateful to Klaus for relieving them from the pain of having to wolf out every full moon, and that's why they have to turn until they're not ruled by the pain anymore.
Olmuş işte. Adamımızın şalterlerinin atması için bu kadarı yeter de artar.
However it happened, this is more than enough to tip someone over the edge.
İşte bu kadar!
There it is!
İşte bu kadar.
There it is.
İşte bu kadar.
That's about it.
İşte bu kadar!
There you go!
Bu yaratıklar belgeleri düzenlemekten sorumlu devlet görevlilerinin vücuda gelmiş halleri işte böylece bunların ne kadar sinir bozucu yaratıklar olduğunu anlıyoruz.
Those creatures are the embodiment of government officials that have to correct the paperwork and it's just, you know, that's how nasty and irritating those things are.
İşte hikayeyi bu kadar kestirilemez kılan da bu.
That's what makes the story so unpredictable.
- İşte bu kadar, tamamdır.
- There you go. That's it. You're done.
- İşte bu kadar.
That's all it takes.
İşte bu kadar.
Voila.
İşte bu kadar....
That's how you do it.
Bu işte benim yaşıma geldiğinde, mümkün olduğu kadar yeteneğinin olması iyi bir şey.
You know, when you get to be my age in this business, it helps to have as many skills as you can.
İşte bu kadar iyi biridir.
That's how good he was.
İşte bu kadar... Güzel.
You just need some kicking.
İşte bu kadar.
And that's it.
işte bu kadar basit 21
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte buradayım 238
işte burdayım 25
işte bu güzel 23
işte burası 350
işte buradasın 421
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte buradayım 238
işte burdayım 25
işte bu güzel 23
işte burası 350
işte buradasın 421
işte buyrun 44
işte bu o 68
işte budur 84
işte bu yüzden 206
işte bu yüzden buradayım 17
işte burdayız 23
işte buldum 50
işte burda 115
işte buyur 31
işte bu harika 123
işte bu o 68
işte budur 84
işte bu yüzden 206
işte bu yüzden buradayım 17
işte burdayız 23
işte buldum 50
işte burda 115
işte buyur 31
işte bu harika 123