Işte bu yüzden traduction Anglais
9,463 traduction parallèle
Ama işte bu yüzden ateşkesi gözeten iki Osgood var. Biri insan, biri Zygon.
But that's why there were two Osgoods to police the ceasefire.
Bak, işte bu yüzden iyi bir eleştirmen olurdum.
Yeah, see, this is why I'd be a good critic.
Ve işte bu yüzden kaybedeceksin, kedi.
And that is why you will lose, cat.
İşte bu yüzden Zuber'ın tesisine dönmemiz lazım.
And that's why we have to go back to Zuber's facility.
- İşte bu yüzden kaçtım.
That's why I ran away.
İşte bu yüzden El Kaide'yi seviyorum.
That's why I love Al-Qaïda.
İşte sana bu yüzden ihtiyacımız var.
Oh, but that's why we need you.
İşte bu yüzden onları alaşağı etmek çok eğlenceli olacak.
Which is why it'll be that much more fun to take them down.
İşte bu yüzden sen.
That's why you.
İşte bu yüzden buradayız.
Well, that's why we're here...
İşte bu yüzden onu kovdular.
That's when they fired him.
İşte bu yüzden tüm aynı şeyleri biliyoruz.
That's why we - - that's why we know all the same stuff.
İşte bu yüzden de hastalığımı öğrenmemeli. Gizli tutacağız.
Which is why we have to keep her in the dark for as long as possible.
İşte bu, bu yüzden çok önemli.
This is why they're so important.
- İşte bu yüzden kızgınım.
Oh, God.
İşte bu yüzden en ağır yüklerimizden hiç bahsetmeyiz.
It's what we don't say... that weighs the most.
İşte bu yüzden o çipleri çıkarmamız gerekiyor.
That's why we have to remove our chips and leave them behind.
İşte tam da bu yüzden istifa ettim.
This is exactly why I left.
İşte bu yüzden iş çıkış saatlerinden kaçınıyorum.
This is why I avoid rush hour.
İşte bu yüzden bunlar devreye girer.
Which is where these come in.
İşte bu yüzden kaçıyoruz.
That's why we're running away.
Bu yüzden askere gitmeniz lazım işte.
This is why you have to go to the military.
İşte bu yüzden artık ağır şişman uşağım oldu.
That's why he's my big fat houseboy now.
Bu işte tecrübeli sayılırım bu yüzden başaramayacağı belliydi.
I'm kind of a veteran of the process, so I could tell she wasn't gonna make it.
İşte bu yüzden Dries peşine takılıyor, tabii yaa yani bu durumun fırsatından yararlanabilir.
Which is why Dries tags along, of course - so he can take full advantage of the situation.
İşte bu yüzden dışarısı berbat durumda. Çünkü insanlar korkuyor.
That's why it's so bad out there,'cause people are scared.
İşte bu yüzden biraz kafayı bulman gerekiyor.
That's exactly why we need to get you high.
İşte bu yüzden pozitif enerjiyi seçerim.
Well, which is why I choose to radiate positive energy.
İşte bu yüzden bu şeyi düzeltip ahırı inşa edip o canavarı boşluğa geri göndermemiz gerek.
Which is why we need to get this thing fixed, get that Barn built, send that monster back to the Void.
İşte bu yüzden ben de küçük bir araba kullanıyorum.
And that's why I drive a city car too.
İşte bu yüzden daha iyi bir iş çıkarmalıydın!
Yeah I did, so you should've done a good job.
İşte bu yüzden prova yapmak istemediğimi söylemiştim.
This is why I said I didn't want to do rehearsals.
İşte bu yüzden tüm Sponge yazarlarını yanımda 1 : 100 yarışma programına getirmiştim.
That's why I took all the'Sponge'writers with me!
İşte bu yüzden bir heves uğruna bu tür şeyler yapmıyoruz!
That's why we don't do things like this on a whim.
İşte bu yüzden bombasın.
And that's why you're the bomb.
Seni seviyoruz. - İşte bu yüzden seni seviyoruz.
And that's why we love you.
İşte bu yüzden sık sık yapmak önemlidir.
That's why it's important to get frequent screens.
Eyvah. İşte bu yüzden söylemiştim.
That's why I said!
İşte bu yüzden dövüşmek istiyorum.
Y am I fighting him? Well..
İşte bu yüzden acayip başarısız olacaksın.
And that is why you will ultimately fail.
İşte bu yüzden evlenmeliyiz.
Which is why we must wed.
- Bu yüzden işte.
That's why.
İşte bu yüzden beni öldürmedi.
That's why he didn't kill me.
İşte bu yüzden Mat'ten ayrıldım.
That's why I broke up with Mat.
İşte bu yüzden sen bunda iyisin.
That's why you're good at this.
Her... her... her şey, bu yüzden oldu işte...
Every... every... everything in there's happened, so...
İşte bu yüzden zorlu görevi kazanmak zorundasın.
Which is why you must win the challenge.
Bu yüzden amca olmak hoşuma gidiyor işte.
That's why I enjoy being the uncle, you know?
- Bu yüzden cevap vermiyorlar işte.
That's why you don't engage.
İşte bu yüzden, sana bu süslü şiirler kitabını aldım.
That is why I got you this book of fancy poetry.
- Bu yüzden hesabımı gizli yaptım işte.
That's why I had to make my account private.
işte bu yüzden buradayım 17
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte buradayım 238
işte bu kadar 490
işte burdayım 25
işte bu güzel 23
işte burası 350
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte buradayım 238
işte bu kadar 490
işte burdayım 25
işte bu güzel 23
işte burası 350
işte buyrun 44
işte buradasın 421
işte bu o 68
işte budur 84
işte burdayız 23
işte buldum 50
işte burda 115
işte buyur 31
işte bu harika 123
işte buradayız 137
işte buradasın 421
işte bu o 68
işte budur 84
işte burdayız 23
işte buldum 50
işte burda 115
işte buyur 31
işte bu harika 123
işte buradayız 137