English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Işığın

Işığın traduction Anglais

77,036 traduction parallèle
Işığın içeri girişi, duvardaki renklerle dansı.
The way the light comes in and dances with the colors on the wall.
Bir daha asla kahvenin kokusunun tadını çıkaramayacağın için üzgünüm. Işığın duvardaki dansını göremeyeceğin veya Hawaii'de sahile gidemeyeceğin için.
I'm sorry you're never gonna enjoy the smell of coffee again, or see the way the light dances on the wall, or go to another beach in Hawaii.
Yaratıcını kızdırdığın zaman böyle oluyor.
This is what happens when you piss off your creator.
John Anderson'ı kundakçılıktan tutukladığın da doğru mu?
Is it also true that you have John Anderson locked up for arson?
İlgin için teşekkür ederim Owen ama beni kovmadığın sürece bu kasabayı korumak hâlâ benim sorumluluğumda.
I appreciate your concern, Owen, but unless you're firing me, protecting this town is still my responsibility.
Birleşme nihayet tamamlandığında da acı çekmenin gerçek manasını görecek.
And when the merge is finally complete, he'll find out what it really means to suffer.
Balığın iyisi, amirin tavsiyesi.
The best fish is the boss's wish.
Yakışıklı sevgilisinin ona seksi bir şaka yaptığını sanan kızı.
The girl who thinks her boyfriend with the perfect hair is just playing a sexy prank.
Varlığın mide bulandırıcı.
Your existence is an abomination.
Belki de yaptığın şeyi yapmaya devam etmelisindir. Her neyse artık.
Well, maybe you should just keep doing your thing, whatever it is.
Biraz Marcus'tan dolayı ama daha çok karımın yaptığı bu şey biraz tehlikelidir ve genelde birlikte yaparız.
Little bit Marcus, but mostly because this thing my wife is doing is kind of dangerous and we usually do it together.
- Neden aldığını sormamda sakınca var mı?
Mind if I ask what the occasion is?
Louis acı içinde olduğunu bildiğimden bu söylediklerini duymazdan geleceğim. Ama işte bu yaptığın bile benim haklı olduğumu gösteriyor. Çünkü bana bu şekilde konuşabiliyorsan Tanrı o avukatların yardımcısı olsun.
- Louis, I'm gonna let that go, because I know you're hurting, but that right there is exactly why I'm right, because if you're willing to talk to me like that, god help those associates.
Onlar için kutsanmışların ruhlarının saflığı... Cennetin Krallığıdır.
Blessed be the pure in spirit for theirs is the Kingdom of Heaven.
Sorma sebebimiz, bazı müşterilerin suç oranını ve suçluların yaşadığı yerleri bilmek istemesi.
The reason we ask is'cause we have some clients who want to know about crime and specifically where bad people live.
Tek bildiğim hastalığın ilerleyeceği. "Bu biraz sert oldu." ile başlayıp
All I know is it'll be a progression, starting with "That was a little rude"
- Kim olduğum değil, ne yaptığını biliyor olmam önemli olan.
Who are you? It doesn't matter who I am. What matters is I know what you do.
O madencileri umursamadığını biliyorum ama en azından bana avantaj sağlaması için biraz daha bekleyebilirdin.
I know you didn't give a shit about those miners, but the least you could've done is stuck around long enough to give me some leverage.
Bu yaptığını doğru kılar mı?
Is that supposed to make it okay?
Bunu hala anlamadığınız gibi bu cihazı da anlamadınız.
And if it hasn't dawned on you already, so is this device.
Harvey hala anladığını sanmıyorum bu iş bittiğinde buraya dönmeyeceğim.
Harvey, I still don't think you understand. When this thing is over, I am not coming back here.
Mike'ın başta mülakata kabulü senin de masum olmadığının kanıtı.
Be my guest, because if Mike is going before that hearing, that means you did something too.
- Yaptığın anlaşma.
- Is what still on?
Bayan Gibbs suçumun cinayete teşebbüsten çok daha kötü olduğunu düşünüyor olabilir ancak kendimi savunmama izin vermeyerek 140 yıllık bir emsali görmezden gelmenin doğru olmadığını düşünüyorum.
Now, Ms. Gibbs may think my crime is worse than attempted murder, but I don't think it's worth throwing away 140 years of precedent by not even allowing me to make my case.
İfadenin içeriği olduğun kişiden bambaşka biriymişsin gibi davranman ki avukatmış gibi davranarak başından beri yaptığın da bu şu anda burada da aynı şeyi yaptığına inanıyorum.
The context is you portrayed yourself as one thing when, really, you were another, which is what you did the entire time you pretended to be an attorney and what I believe you are doing to this body right now.
Bu ortaklığın için bir basın açıklaması.
This is a press release announcing your partnership.
Bunu yapmanın nedeni Jessica artık olmadığı için yapabiliyor olman değil artık Jessica olmadığından herkese senin o olmadığını göstermeye çalışman.
- What? This isn't about Jessica's gone so now you can... This is about Jessica's gone, so now you wanna tell the world that you're not her.
Adamın müvekkilini istiyor, karşılığı da isim ortaklığı ve bence bu büyük bir hata.
He wants one of the guy's clients, name partnership is the price, and I think it's a huge mistake.
Demeye çalıştığım Harvey adamın müvekkilini istiyorsa bunun başka bir yolu daha olmalı.
My point is, if Harvey wants this man's client, there has to be another way to get them.
Anladığım şu ki, Alex'i getirmem konusunda anlaşmıştık ama müvekkilini çalmaya kalktın.
What I understand is you were on board with bringing Alex over, and then you tried to poach his client.
Çünkü birini isim ortağı yapmak için benim ya da Jessica'nın oyuna ihtiyacın var ve tanımadığı biri için en eski müvekkilini bırakacağını düşünüyorsan kafayı yemişsin.
Because in order to make someone name partner, you need my vote or Jessica's vote, and if you think she is going to ditch her oldest client to bring in someone she doesn't even know, you're out of your goddamn mind.
- Harvey, gücünü göstermek istemeni anlıyorum fakat bu işi aceleye getirirsen yapacağın tek şey hazır olmadığını göstermek olacak.
- Harvey, I understand wanting to make a statement, but, you rush into this, the only statement you're making is that you're not ready.
Harvey, benimle dalga geçmeyi sevdiğini ve senin benim için olduğun kadar benim senin için anlam ifade etmediğini biliyorum fakat sen benim arkadaşımsın ve çok fazla arkadaşım olmadığı için bu arkadaşlık benim için önemli.
I don't understand. See, Harvey, I know you like to make fun of me, and I know I might not mean as much to you as you mean to me, but you're my friend, and, because I don't have many, that friendship is important to me.
Ya parayı yollarsın ya da bu iş çığırından çıkar.
You can send the money, or we can escalate this thing.
Bir üst düzey yönetici ya da....... yakın aile bireyi kaçırıldığında uygulanacak protokol çok açık.
When a senior executive or their immediate family is abducted, the protocol's clear.
Kaçırdığımız kızın annesi Spiga'nın CEO'su.
The girl we nabbed... her mom is the CEO of Spiga.
Ben olmadığını biliyorum çünkü ben benim ama ikimiz de kabul edelim ki rasyonel bir iş kolunda değiliz.
I know you're not, because I'm me, but we both know we don't work in a rational business.
Son zamanlarda olur da işler istediği gibi gitmez ve ezilip geçilirse şimdiye kadarki varlığının amacının sorgulanacağını düşünüyor.
And lately he's... It feels like if this goes the other way and he gets passed over, his entire purpose is called into question.
Farah'nın ödeviydi, yemekti, evin dağınıklığıydı. Her şey...
Farah's got homework, we gotta eat... the house is a mess.
Saçmalığın daniskası.
This is some bullshit.
Ama aşağıda neler yattığını biliyorum, buz gibi Ağlayan Göl sularına 90 metrelik bir mesafe yatıyor.
Although I do know what lies below, which is a 300-foot drop into the freezing waters of Lake Lachrymose.
Bu ifade, zaman zaman en iyi fikirlerin bile çok geç aklınıza geleceği anlamına gelir, Baudelairelara yardım edebilmek için çok ama çok geç kaldığımız gibi.
The expression simply means that sometimes even the best of plans will occur to you when it is too late, just as all of us are far, far too late to be of any help at all to the Baudelaires.
Çünkü hakkında yanıldığın şeylerin listesi uzun.
Because the list of things you were wrong about is,
Elektromanyetik darbe gibi. Bu da Raymond'ın neden minyatür halde kaldığını açıklar.
Which explains why Raymond is stuck in a miniaturized state.
Hayır, çünkü eski Rip zamanın kurtarılmaya değer olduğunu sanan bir aptaldı siz de ona inandığınız için ondan da büyük aptallardınız.
No, because the old Rip was a fool for believing that time is worth saving, and you were even bigger fools for believing him.
Sibernetik implant araştırmacısı gibi davrandığına göre sanırım mızrak parçasını kendi içine saklamışsın.
Mm, well, seeing as you've been posing as a researcher in cybernetic implants, my guess is that you have hidden the fragment... Inside you.
- Ne yazık ki madalyon artık mızrak parçasının varlığını sezmiyor.
Unfortunately, the medallion is no longer sensing the presence of the Spear fragment.
Courtney, kendine adamışlığına saygı duyuyorum ama en azından bana parçanın yerini söyleyemez misin?
Courtney, I respect your devotion, but shouldn't you at least tell me where the fragment is hidden?
- Uydurma krallığın pembe diziye dönmüş.
Your make-believe kingdom is a real soap opera.
Livewire kendine taktığın isim...
Livewire is the name you called yourself...
James'in çağrıldığını zannettiğini biliyorum, fakat bunun ne kadar çılgınca olduğunun farkına varman gerek, değil mi?
I know James thinks he has a calling, but you have to see how crazy this is, right?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]