Kahveniz traduction Anglais
250 traduction parallèle
Kahveniz bayan.
Coffee, ma'am.
Kahveniz, beyefendi.
Your coffee, sir.
Kahveniz, bayan!
Your coffee, miss!
- Kahveniz.
- Here's your coffee.
- İşte kahveniz, Herr Ritter.
- Here is the coffee, Herr Ritter.
- Kahveniz var mı?
How about some coffee?
Kahveniz New Orleans'takinden daha sert.
Your coffee smells much stronger than New Orleans coffee.
Kahveniz nasıl?
How's your coffee?
Kahveniz.
Your coffee.
Biraz sonra kahveniz gelir, arkasından...
There's some coffee coming in a minute, and then we...
Kahveniz sade mi, sütlü mü olsun Paul?
Do you take your coffee black or white, Paul?
Kahveniz Bay Trevor.
Here's your coffee, Mr. Trevor.
Şerif, işte kahveniz.
Here you are, sheriff. Some coffee. Thanks.
- Kahveniz, efendim.
- Your coffee, sir.
Kahveniz bay Forbes.
Your coffee, Mr. Forbes.
Kahveniz geldi.
Here's your coffee.
Kahveniz.
Coffee for you.
- Kahveniz iyi mi?
- Is the coffee all right?
Kahveniz gerçekten iyi olmuş mu?
Is the coffee really all right?
Kahveniz, efendim.
Coffee, sir.
Bayım, içkiniz ve kahveniz.
Sir, your drink and your coffee.
- Bayım, içkiniz ve kahveniz.
Sir, your drink and your coffee.
Kahveniz hazır.
Your coffee's ready.
Kahveniz, efendim.
Your coffee, sir.
Buyrun kahveniz.
Here's your coffee
Kahveniz var mı?
Any coffee?
Bu en iyi kahveniz mi?
Is this the best coffee?
Yeterinde kahveniz yoksa sıcak şarap da olur.
Rice wine will do if you're short on coffee.
Eğer kahveniz biterse, mutfakta biraz daha var.
If you run out of coffee, there is some more in the kitchen.
Sizin de kahveniz tatsız.
You make lousy coffee.
Buyurun, kahveniz.
Here's your coffee.
Bakın, sel de olsa, sürüleriniz de dağılsa, donsanız da... Kızılderililer kafa derinizi yüzse de daima kap kap yemeğiniz ve sıcak kahveniz hazır olacak. Ama bu size 125 dolara patlar.
Well, if you should get flooded out, stampeded out, frozen out or scalped by wild red Indians there'll always be substantial food on the plate and coffee on the boil.
Kahveniz madam.
Your coffee, madam.
Beyefendi, kahveniz.
Your coffee, sir.
Mutfakta bir fincan kahveniz olabilir mi, acaba?
You wouldn't by any chance have a cup of coffee in the kitchen, would you?
Kahveniz hazır, paşam.
Coffee is served, sultan.
Kahveniz, Bakanım.
Your coffee, Minister.
- Kahveniz doktor. - Teşekkür ederim.
- Coffee for you, doctor.
- Kahveniz, Bay Hart. - Tamam.
- Your coffee, Mr. Hart.
... hem kahveniz soğusun istemem. Kahvenizi çok beğenirim.
I don't want your coffee to get cold, either, I certainly love your coffee.
Kahveniz var mı?
Do you have coffee?
Kahveniz çok güzel.
- You sure make good coffee.
- Yani bize verecek kahveniz yok mu?
- You don't have any coffee?
Bay Cleveland, sandöviç ve kahveniz.
Oh, Mr. Cleveland, the sandwich and the coffee?
Kahveniz. Konyağınız.
Here's your coffee and cognac.
Sakin olun efendim. Kahveniz hemen geliyor.
Take it easy, it's coming.
- Moe, hazırda kahveniz var mı?
- You got any coffee around?
Umarım kahveniz vardır.
I expect you have some coffee.
Kahveniz efendim.
Here's your coffee, sir.
Kahveniz hazır.
Your coffee.
- İşte kahveniz.
- Here's the coffee.