English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ K ] / Karısı

Karısı traduction Anglais

97,305 traduction parallèle
Kendi karısı bile onunla olmak istemiyordu.
His own wife didn't want to be with him.
Polis, adamın çok hasta olan karısını kurtarmak için ilahi bir müdahale beklediğini söyledi.
Police say he is demanding divine intervention to save his critically ill wife.
Karısı ne durumda?
What about the wife?
Ve o adam karısını kurtarmak istiyordu.
And that man wanted to save his wife.
Ya karısı?
What's his angle?
Bunuda zavallının dul karısı çıkartmış.
Poor man's widow pulled it right out of him.
Kovboy, karısını ve kızını hastalığa verdi.
The cowboy lost his wife and daughter to disease.
- Karısının hasta olduğunu söylemedin?
Why didn't you tell me his wife was sick?
Operasyonların gölgesinde nefes alıp yaşamak kendine inanmaktan başka çıkar yolun yok.
That you operate, live, and breathe in the shadows, where there's no place for anything but self-belief.
Kontrolünden çıkar.
It's not in your control.
Senin çıkarın ne peki?
What's in it for you?
Ölümcül karışım!
'Deadly mix! '
Uranyum ve Plutonyum'un ölümcül karışımı!
'Amurderous blend of Uranium Plutonium! '
Oda spreyi ve kanalizasyon karışımı gibi.
It's like a mix of April fresh and August stank.
Çoğu hasta kendine geldiğinde kafası karışmış ve üşütük olur.
A lot of patients come out of it disoriented and loopy.
Karışıklık oldu deriz.
We'll say there was some confusion.
Belki de bu yüzden iyi iş çıkarıyorum.
And maybe that's why I'm doing so great.
Şu işi aradan çıkarıp seni tekrardan avukat yapalım.
Let's finish the job and get you back to being a lawyer.
Evet, doğru o benim karım, göt herif.
That's right. She's my wife, asshole.
Lisa görmüş, Gary kulüpte karınla dans ederken sürte sürte azdırmış.
And I know that Lisa saw Gary dancing with your wife at the club, grinding her pelvis into a fine mist.
- En iyi çıkar yolumuz bu.
That's our best bet.
Tek çıkar yolu bu.
It's the only way.
Sadece karının hayatını kurtarmaya çalışıyorsun.
You just... you just want to save your wife.
O insanları çıkarın oradan.
Let's get those people out of there.
FBI 4 yıl önce neredeyse onları yakalayacakmış, ama en az 3 kaçırma olayına karışan iki kardeşte dahil bazıları ortadan kaybolmuş.
Now The FBI almost busted them four years ago, but some of the fencers vanished, including two brothers, involved in at least three other abductions.
İlk kez kar gördüğü zaman.
It's the first time he saw snow.
Test sonuçları hemen çıkar. Sana sonuçları almadan seks yapma derdim ama dürüst olalım, şans kapıyı iki defa çalmaz, değil mi?
We'll get your tests back soon, and I would tell you not to have sex before then, but let's face it... lightning ain't gonna strike twice, is it?
Silahlarımı sıktım. Sonuç olarak, Siz kırılgan, narin kar tanelerini dinleseydim kaybetmiş olacağımız yirmi binimiz de cebimizde.
I stuck to my guns and as a result, we now have 20 grand we would have otherwise lost if I had listened to you delicate little snowflakes and settled.
Bizim bu karışık duygularla başa çıkmak için koca bir ömür harcıyoruz.
I mean, we've had our whole lives to process complex emotions.
Biraz daha karışık bir şey ama evet.
Well, it's a bit more complicated, but yes.
- Bir tür ilaç karışımı. - Steroidleri mi karıştırmışlar?
Some sort of drug cocktail.
Fitz, uydu sinyalini düzeltmenin başka bir yolu var mı? Karıştırılmış.
Fitz, is there any other way to fix the transponder signal?
Zamanı gelince ortaya çıkar.
It'll kick in when it's time.
Senin çıkarın ne peki?
And what's in it for you?
Sizinkinden farklıydı bu yüzden ben de karışımı düzeltip, geliştirmeye çalışıyordum.
well, the complete opposite of yours, so I've been working to refine the compound, grow it...
Orijinaline olan en ufak bir benzerliği bile kafa karışıklığına neden olur.
Even the slightest appearance of inauthenticity elicits a sense of revulsion.
Özerk sistemin müthiş olan tarafı işlerin sürekli idare edilmesine ve karışılmasına gerek kalmadan yapılabilmesidir.
Present. Well, the marvelous benefit of an autonomous system is that things get done without the need for constant managing and meddling.
Kan dolaşımımıza karışıp beyinlerimize sahte anılar yerleştiriyor.
It seeps into our bloodstream. Implants false memories into our brains.
Eski karım bu şekilde bakmadı.
That's not how my ex-wife saw it.
Her şey çok karışık hâle geldi.
It's all become so very complicated.
Sadece kafası karışır.
It'll only confuse her.
Biraz karışık ama...
It's... complicated, but...
Küçük bir araba hırsızlığından ne çıkar?
What's a little Grand Theft Auto?
Framework herkesin kafasını karıştırdı.
The Framework messes with everybody's head.
SYM'nin Talbot'u vurduğu video ortaya çıkar çıkmaz S.H.I.E.L.D. biter.
As soon as the video of your LMD shooting Talbot in the head - gets out, S.H.I.E.L.D. is dead.
Böyle şeyler öyle sık oluyor ki. Birkaç gün sırra kadem basar, sonra da çıkar gelirler.
You'd be surprised how often these sorts, they disappear for a few days, and then pop back up.
Cesar bu işe karışmış olabilir mi?
I wonder if maybe Cesar was involved.
Gözlerinden okunuyor kafandaki karışıklık.
I see the confusion in your eyes.
Karıma neden bakamaz mışım?
- "My wife"? - Yeah.
Evet dışarısı çok karışık.
It's crazy out there. Thanks, big, strong man.
Çünkü karısından bahsetti.
From before.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]