Karısıyım traduction Anglais
1,453 traduction parallèle
Milli Güvenlik Kurulu'nun yeni irtibatı olmakla birlikte Michael Vaughn'un karısıyım.
I'm also Michael Vaughn's wife.
Ben hâlâ kardeşinin karısıyım.
Right. I'm still your brother's wife.
Ben onun karısıyım.
I'm his wife.
- Ama ben karısıyım.
- But I'm his wife!
Evet ben karısıyım.
Yeah, this is his wife.
Bir Brezilyalının karısıyım. Bebeğimi burada, Brezilya'da doğurmak istiyorum!
I am the wife of a Brazilian... and I want to have my baby here in Brazil!
Onun kahrolası karısıyım.
I'm his Goddamn wife.
Wayne Hayes'le görüşmek istiyorum. Karısıyım.
I'd like to speak with Wayne Hayes.
Ben Travis ile konuşmak istiyorum. Karısıyım. Hep telesekreter açıyor.
yes, er, I'd like to speak to Ben Travis This is his wife I keep getting his voice mail
Bırak gireyim, bırak : ben karısıyım Bırak :
Let go, let go! I'm his wife! Let go!
Buradasın çünkü ben Lee'nin karısıyım.
You're only here because I'm Lee's wife.
- Evet, ben onun karısıyım!
- Yeah, I am his wife!
Ben karısıyım.
I'm his wife.
Ben karısıyım.
It is his wife.
Ben Murari'nin karısıyım.
I'm Murari's wife.
- Ben ne Anpar'ı biliyorum ne de Kishan adında birinin karısıyım!
- I don't know any Angar... nor am I any Kishan's wife.
Ben Ruj'un karısıyım.
I am the wife of Ruj.
Hiç değilse artık bir hainin karısıyım, cevabı biliyorum.
At least now that I'm the wife of a traitor, I know the answer.
Ben onun karısıyım.
I mean, I'm his wife.
Saçını yıkar mısın?
Do you wash your hair?
Yıllar sonra onun romlu panç ve manda çişi karışımı olduğunu öğrendim.
It wasn't till years later I discovered it was made from a mixture of rum punch and water buffalo urine.
Daha önce olanlar konusunda kendimi kötü hissettim, ben de 40 torba çöpü karıştırdım ve yırtılmış etiketi buldum.
I feel bad about what happened before, so I went and searched through, like, 40 bags of garbage and I found the torn-off urine label.
Çok sert, kauçuk bir ıspatulayla kenarları sıyırırken, hamur karışımıyla yumurta akını çırpın.
Whisk the egg whites into the batter mixture while scraping the edges with a very stiff rubber spatula.
Lana, biliyorum bu işe karışmamalıyım... ama sen Seth için aynı şeyleri hissetmiyorsan, onu yanlış yönlendirmemelisin.
Lana, I know I should stay out of it... but if you don't feel that way about Seth, it's not right to lead him on.
Robotlar sayesinde zengin olduğum zaman bu boktan kasabaya geri dönüp, Eric her nerede çalışıyorsa orayı satın alıp onu kovacağım ve Donna'yı karım yapacağım.
And after I make my fortune in robots... I'm gonna come back to this Podunk town and buy whatever flour mill Eric is working at... fire him, and make Donna my wife.
Harper'ı hemen bulunduğu yerden çıkar. Beka'yı pilot pozisyonundan uzaklaştır ve gemideki herkese güç mızraklarını plazma patlamasına ayarlamalarını söyle.
now, all i can tell you is to get harper out of there, get beka to move away from that pilot's station, and to tell everyone onboard to set their force lances to full plasma blast,
Girişi daha sıkı yap, her kadın, bir karısı olsun ister esprisini at, ben geçen yıl yaptım.
Make the opening more punchy, cut the joke about every woman wanting a wife, I did that last year.
Onun karısı ben olmalıyım.
I'll do my best to woo your lady... and yet a barful strife. Whoe'er I woo, myself would be his wife.
Şu satıra dikkat et, "Onun karısı ben olmalıyım." Senin karakterini tanımlar.
Look, the line, " Whoe'er I woo, defines your character.
Pençeleri sürekli karımın üstünde elbiselerini yırtmaya çalışır.
He's always pawing at my wife, trying to tear her clothes off.
Annem resimleri kaldırmış ama askılara dokunmamış. Ruth'u ben yıkarım.
Mommy moved all the pictures but not the picture hooks.
Çeneni kapayıp biraz bulaşık yıkar mısın, çaylak? !
Would you shut up and wash some dishes, rookie!
Elini yüzünü yıkar mısın?
Want to wash up?
Arabanızı tamir etmek biraz zamanımı alacak, eğer isterseniz, içeri girebilirsiniz, kendinize içecek bir şeyler alabilir, yıkanabilir, karımı becerebilir, televizyon seyredebilirsiniz- - her istediğinizi yapabilirsiniz.
It's gonna take me a while to fix up your car there, so if you boys like, you can go on inside, get yourselves something to drink, wash up, fuck my wife, watch TV... anything you want.
Ahbap, ben sağır mıyım yoksa karısını becerebileceğimizi mi söyledi?
Dude, am I deaf, or did he just say we get to fuck his wife?
Atomlar gibi, insan iki parçaya bölünürse.. Kontrolü kaybolur, kaos çıkar ve yıkım olur.
Well, if my show's the welfare cheese of the American mind... then what the hell's the crap you write, huh?
Kadın ona en iyi yıllarını vermiş, sebzeli etini pişirmiş, işlerinde yardım etmiş ama o bahse girerim ki bir kez bile... karısının kimonosunu yürütmemiştir.
She's given him her best years, cooked his chop suey, helped with the business, and I bet at one time he couldn't wait to rip off her kimono. And now look at him.
Eğer kalın ve içeri gömülmüş ise belki cımbızımı çıkarıp sonra onu ateşe tutup ısıtmalıyız. Ve bu şekilde mikropları öldürdükten sonra da iğneyi çıkarmalıyız.
Oh, if it is a tick and it gets dug in, we might need to take my tweezers and, like, put it under a flame until it gets, like, red hot, and then burn the thing to death so it'll let go before we pull it out.
Siz çocuklarımızı insanlarla karıştırarak beynini yıkamaya çalışıyorsunuz onların bilmesine gerek yok.
You're trying to brainwash our children by mixing them with people they don't need to know.
Pamela Mary Barnes üzerinde 17 Kasım 1950 günü Flixton Sokağı 37 numarada, kanunen yasak olan aletler kullanmış ve 1861 yılında çıkarılan, Şahsa Karşı İşlenen Suçlar Yasası'nın 58. bölümüne aykırı davranmışsınız.
You are charged for that you, on the 17th day of November, 1950 at 37 Flixton Street, North 1 did unlawfully and feloniously use an instrument on Pamela Mary Barnes, contrary to section 58 of the Offenses Against the Person Act, 1861.
Karım beni terk etti ve bugün de ilk buluşmamızın yıldönümü.
Uh, my wife left me, and today's the anniversary of our first date.
Karışım için bir deney yapmalıyız.
We got to do an experiment for the mix.
Karımı görmeyeli 20 yıl oldu.
But put "single". It's been twenty years... since I last saw my wife.
Adama birkaç yeni hareket gösterirken karısına yakalandım, atıp tutmaya başladı... ben de karıyı patakladım.
His wife caught me teaching him a few new moves, and she goes off on me... and I smacked that bitch.
Sanırım gidip karısı ile konuşmalıyım.
I think I'm gonna stop by and have a chat with the wife.
Karıştırmış olmalıyım.
I must've gotten them mixed up.
İmar kurulu böyle büyüklükteki bir yere göre fazla... blok sığdırmaya çalıştığımızı düşünüyor... ve kar yapmak için dediklerini dikkate almalıyız.
The zoning committee feels that we're... trying to squeeze too many units onto a lot this size... and we need to if we want to make a profit.
Jersey'deyken işle karım arasında sıkışıp kaldığımda baskıyı kaldıramadım. Kendi kendimi tedaviye başladım.
You know, back in Jersey when I was getting it from both ends, from my wife and my work, uh... things started to get heavy.
Ben her zaman insanların camlarını yıkarım.
I wash people's windows all the time.
Yani, 18'e kadar oku, 40 yıl çalış, evlen, bir kaç bebek çıkar, boşan, sonra öl.
I mean, do this until I'm eighteen, work for forty years, marry, squeeze out some babies, divorce, then die.
Karım bir aşçı, ben de reklamcıyım.
My wife's a chef, and I'm in advertising.