English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ O ] / Oyleyse

Oyleyse traduction Anglais

48,705 traduction parallèle
Eğer bu meka-Zorn ise öyleyse...
If that's Meka-Zorn, then...
Eğer Bridget ve Vicky benden Zorn hakkında şirretlik yapmamı istemiyorlarsa öyleyse onlar gerçek arkadaşlarım değiller.
If Bridget and Vicky don't want me bitching about Zorn, then they're not my true friends.
Öyleyse... Aramız iyi.
So... we're good.
Öyleyse Küba'da kapana kısıldı.
Then he's trapped in Cuba.
- Öyleyse tutun.
- Then hold on.
- Öyleyse neden bulmuyorsunuz?
- Then why don't you get some?
Öyleyse risk değerlendirmesini neden bana bırakmıyorsun?
So why don't you leave the risk assessment to me?
- Öyleyse onu telefona ver.
- Then get him on the phone.
Öyleyse ben neden başka bir tane görüyorum?
Then why am I looking at another one?
Buyur öyleyse.
Be my guest.
- Öyleyse, her şeyi unutalım gitsin, zira birinci adım öyle yazıyor. - Üzerine sen işe!
Well, then we might as well forget the whole thing, because that is step one right there.
Pekala öyleyse.
OK then.
Şimdi söyledim öyleyse.
There it is.
Bir yarasa kadar körsünüz, öyleyse yarasalar gibi davranmanız gerek.
You're as blind as a bat, so you need to act like bats.
Düzenbaz biri olmadığını biliyorum yani mantıken... yalan söyledin öyleyse seni rahatsız eden bir şey var ve bu da beni rahatsız eder.
Only-only'cause I know you're not a deceitful person, so, logically... you lied, then something's bothering you and... that bothers me.
Onu, ondan alabilecek tek kişiyi tanıyor olmam iyi bir şey öyleyse.
Well, then it's a good thing I know just the person to get it from him.
Bol şans sana öyleyse.
Good luck with that.
Haydi öyleyse. Keyfinize bakın.
Go on, then.
Öyleyse hiç sorun değil.
Then everything's OK.
Öyleyse hemen bir uyarı yapayım, tamam mı?
So just a quick warning, okay?
Tamam, öyleyse beni geri almak için oylama yapabilir misiniz?
Okay, so could you guys vote me back in maybe?
Öyleyse, o hayır demektir.
So, that's a no, then.
Pekâlâ, öyleyse doğuya doğru yola devam.
Right, so let's keep heading east.
Tamam öyleyse.
Right, then.
Öyleyse...
It is...
- Öyleyse...
- So...
Öyleyse...
So...
Ama, Tanrım! Rufus, gerçek olamaz. Çünkü eğer öyleyse, söylediği şeyler yapacağım şeyler...
But, God, Rufus, it can't be real, because, I mean, if it is, the things that it says that I'm going to do...
Oh, pekala, sen buradasın, ben buradayım, konuşalım öyleyse.
Oh, well, you're here and I'm here, let's talk.
Yani öyleyse kutlamamız lazım, haksız mıyım?
Because if that's true, we have to celebrate, right?
- Öyleyse Keller'da çalıştı?
He worked at Keller then?
Pekala, harika, öyleyse yukarıda göz kulak olursun bana.
Okay, great, then look after me upstairs.
- Öyleyse ona teşekkür etmelisin.
Well, then maybe you should thank her.
Öyleyse elinden geleni yaptın.
Well... you did what you could.
Birazcık burada olacağımızı düşünüyorum, öyleyse neden kendimize güzel atıştırmalıklar aramıyoruz.
I think we're gonna be here for a little bit, so why don't I go try and find us some good snacks.
- Oh. - Aktrismiz yok, öyleyse oynayamayız.
- We don't have an actress, so we don't have a play.
öyleyse çok yemiyoruz, Dengeli beslenmek için yiyeceklerin kalitesine dikkat etmelisin.
And because you're not eating much, you have to watch the quality of your food to avoid malnutrition.
Uh, öyleyse, Kate, gitmeniz için bir kaç şeye ihtiyacım var.
Uh, so, Kate, I just need a, um, a few more things for your intake forms.
Okay, öyleyse koru beni.
Okay, then spare me.
öyleyse onun botunu alırım.
So I got him a boat.
Öyleyse, evde işler kötümüydü.
So, uh, things were bad at home.
Uh, evet, erken bitirdik, öyleyse...
Uh, yeah, we finished early, so...
Öyleyse...
But if it is...
Tamam öyleyse.
Well, then there you go.
- Öyleyse kazayı nasıl öğrendi?
So how did he find out about the accident?
Tamam öyleyse.
- All right.
Öyleyse belki de kredi hattımı genişletme zamanım geldi.
Well, then perhaps it's time I extended my line of credit.
Öyleyse neden bana çok süt veren bir nakit ineğini öldürsem iyi olur?
So why would I kill a cash cow that's giving me so much milk?
- Öyleyse sen anlarsın.
- Then you know.
Öyleyse neden gösteriye silahını da getirdin?
So why'd you bring your piece to the demonstration?
Öyleyse kim yapmış olabilir?
So who else could have done it?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]