Oyuncu traduction Anglais
6,304 traduction parallèle
Fear mesela çok iyi bir oyuncu ama Asya'daki iyi oyuncularla kıyaslanamaz.
Fear is a great player, for example, but he is not comparable to good players in Asia.
Ve bu Fear'ın aleyhine olan bir durum değil, çünkü o hâlâ mükemmel bir oyuncu ama Fear, onlar değil.
And that's nothing against Fear, because he's still an excellent player but he's not them.
Takımdaki her oyuncu güçlü.
Every player in the team is strong.
Çin oyuncularını oyuncu olarak görmüyorsunuz.
You don't recognize China players as a player.
Kuzey Amerika sahnesinde o sıralar iyi oyuncu pek yoktu.
In the North American scene, there weren't many good American players known back then.
- Ferguson tam bir oyuncu.
Ferguson is a fucking player.
O kadar iyi bir oyuncu değilsin.
You're not that good an actress.
Neticesinde biri senarist, biri oyuncu.
one's a screenwriter, one an actor.
Üçüncü yardımcı oyuncu gibi.
... Like third lead.
İyi bir oyuncu, senin bunu kontrol edemeyeceğini bilir ama sen, bunun ne anlama geldiğini gizleyebilirsin.
- Yeah. A good player knows you can't control that, but you can hide its meaning.
Evet ama şu bir gerçek ki oyunda başka bir oyuncu daha var.
Yeah, but it does let us know there's another player in the game.
Küçük sahne yoktur sadece küçük oyuncu vardır.
There are no small stages... only small actors. You don't have to act, Carmen.
Ailem oyuncu Brooke Shileds'ın adını vermişler bana.
Um, funny story, my parents named me Brook after Brooke Shields, the actress.
Hepiniz, bir gün büyük birer oyuncu olacaksınız!
You'll become great hockey players!
Oyuncu başına bir oda verildi ve bin tane televizyon kanalı.
One room per player, and a hundred TV channels.
Çoğu oyuncu Viktor Tikhonov'u sevmezdi.
Viktor Tikhonov was disliked or detested by most of the players.
Sovyetler Birliğinde ki dünya sporcularının batıya gelmesine izin verilecek ve birer profesyonel oyuncu olarak daha büyük paralara oynayacaklar.
That is, that some of those world-class athletes that are in the Soviet Union will be allowed to come west, turn pro and play for big rubles.
Ve Ulusal Hokey Liginde oynayan ilk Sovyet oyuncu olacaksın.
"you're gonna be the first Soviet player who go play in National Hockey League."
Çoğu UHL sunucusu onun dünyadaki en iyi 19 yaşında ki oyuncu olduğunu söylüyor.
Many NHL scouts say he is the best 19-year-old hockey player in the world.
Sovyet oyuncu Buffalo'da bulunmaktan çok hoş. Mogilny hain olarak ele alınmıştı çünkü çünkü aslında kendisi Sovyet Ordusu'ndandı.
Mogilny was considered a traitor, especially because he was in the Soviet Army.
Bu odayı ziyaret eden iyi bir oyuncu olmalı.
Whoever visited this room must've been a serious linksman.
Neden oyuncu olmak istedik ki biz yahu?
Remind me again why I wanna be an actor.
"Her oyuncu altı kurşun pul, on altın sertifikası ve bir de rengi belli takım puluyla başlar."
"Each player starts with six bullet tokens, ten gold certificates, and a color-coded posse token."
Şimdi "çekin" sözcüğünü duyduğunuzda ya da renkli bir kare gördüğünüzde ya da sizin veya rakibinizin kartlarından biriyle eşleşen sayı gördüğünüzde "Bam!" diyen ilk oyuncu karşı tarafaki oyuncunun pulunu ve koyduğu altın miktarını kazanır.
- Two each? Now when you hear the word "draw," or when you see a square with a color or number matching one of you or your opponent's cards, the first one of you to say, "bang,"
Yeşil oyuncu!
Green player!
- Evet ortağım! Kaktüs kartı çekmesini istediğin bir oyuncu seç.
- Pick another player that you want to draw a cactus card.
Donmar'ın oyuncu yönetmeni dahil olduğu için ikinci perdeye dört dakika eklendi.
That's four minutes added on to the second half just cos the casting director of the Donmar's in.
Anlaşılan onlara göre bir oyuncu değilim.
Not their type of actor, apparently.
- Acilen yedek oyuncu bulman gerek.
You need to find some fallbacks immediately!
.. genç bir oyuncu aldılar.
... with a enthu-young player.
Aldous, Sarah çok iyi bir oyuncu.
Aldous, Sarah, she's a con artist. She fooled us too.
Herhâlde benim de oyuncu olduğumun farkındasındır.
You do realize that I'm an actor.
- Şey, televizyonda konuk oyuncu...
- Um, a guest spot on some tv thing...
Bu Colin Bell.İyi bir oyuncu.
That Colin Bell. He's some player.
Takip ettiğimiz yeni bir oyuncu var. Bir paralı asker.
There's a new player we've been tracking- - mercenary.
Takip ettiğimiz yeni bir oyuncu var.
A new player we've been tracking.
Eğer durum buysa, her kim emretmişse, o dünyadaki önemli bir oyuncu olmalı.
If that's the case, whoever ordered this is a major player in that world.
Önemli bir oyuncu denen bu kişinin ismini öğrenebildiniz mi?
Were you able to ascertain the name of this so-called major player?
Yani birinin başarılı bir oyuncu olma ihtimali milyonda bir falan.
I mean, the odds of anyone becoming a successful actor are like a million to one.
Öyle olsa bile, sen gerçek bir oyuncu olduğun için şansın çok daha yüksek.
Even if it is, you have a huge advantage because you're an actual actress.
Penny harika bir oyuncu.
She's a great actress.
Oyuncu potaya doğru ilerliyor.
The race down the court.
Louis yedek kulübesinden olağanüstü oyuncu aldı, ve şimdi...
Louis has been an exceptional player off the bench, and now...
- Oyuncu musun sen?
You're an actor?
Bu yılki oyuncu takviyesi fonuna ödeme yapacak mısın?
So you think you're gonna kick into the player recruitment fund this year?
Söylesene Philomena nasıl oyuncu oldun?
Tell me, Philomena, how did you come to be a player?
Yani oyuncu kiraladınız.
So you've hired actors?
Ben bu kadar beceriksiz bir oyuncu görmedim. Ben bile bundan daha iyisini yaparım!
I have never seen such a lame actor... I can act better than this!
- Her oyuncu önümüzdeki aydan başlayarak eğitimlerde görev alacaklar.
- Every one will participate in education sessions starting in the next month.
Tampa Bay'da gay bir oyuncu olsaydı, adam daha iyi forması olan bir takımla takas edilene kadar soyunma odasından çıkmazdı.
The buccaneers are the worst.
Oyuncu, manken. Göğüsleri gerçek.
Them things is real.