Sana yardımcı olamam traduction Anglais
348 traduction parallèle
Sana yardımcı olamam.
I can't help you.
Ama para istiyorsan sana yardımcı olamam.
But if you want money, I can't help you
Kusura bakma, sana yardımcı olamam.
But I'm sorry, I can't help you.
Dediğim gibi sana yardımcı olamam.
Again, I can ´ t help you.
- Bu konuda sana yardımcı olamam.
- There I can't help you.
Orada sana yardımcı olamam.
Can't help you there.
- İşte bu yüzden sana yardımcı olamam.
- That's why I can't help you.
Üzgünüm, bu konuda sana yardımcı olamam.
I'm sorry, Gallagher. I can't help you.
Söylediğim gibi, sana yardımcı olamam.
Like I said, I can't help you.
Sana yardımcı olamam.
I am sorry. I can't help you.
Özür dilerim, gerçekten sana yardımcı olamam.
FUJI STYLE NINJA TECHNIQUE RETURNING STONE WALL
Bu durumda sana yardımcı olamam.
Ah. Well, I can't associate with you in that case.
Üzgünüm, sana yardımcı olamam.
I'm sorry, I can't help you.
Bu konuda sana yardımcı olamam.
- No. Can't help you.
Sana yardımcı olamam.
I won't be there to take care of you.
Sen avukat olduğun için belki bir yasal yolu vardır... Ayaklarım artık yere sağlam basmıyor. Sana yardımcı olamam Doc.
I was sort of thinkin','cause you're a lawyer and all, maybe there was a legal way... I don't even have enough ground to stand on anymore, Doc. I mean it.
- Sana yardımcı olamam, Sam.
- I - I can't help you, Sam.
Data, sana yardımcı olamam.
Data, I can't help you.
Eğer Sato'yu arıyorsan, sana yardımcı olamam.
If you're looking for Sato, I can't help you.
.. sana yardımcı olamam, anlıyor musun beni?
I can't help you, do you understand me?
Bu konuda sana yardımcı olamam.
I can't help you in that department.
Bu olayda sana yardımcı olamam.
But I can't help you with this.
Eğer konuşmazsan, sana yardımcı olamam.
I can't help you if you won't talk.
Sana yardımcı olamam.
I can't help ya.
Sana yardımcı olamam.
Can't help you.
Bana doğruyu söylemediğin sürece sana yardımcı olamam.
I can't begin to help you out of it till you tell me the truth.
Bana yerini söylemeden, sana yardımcı olamam.
I can't help you unless you tell me where you are.
Biliyorsun eğer bana ne istediğini söylemezsen sana yardımcı olamam.
You know, I can't help you if you don't tell me what it is you want.
Anlıyorum, ama sana yardımcı olamam, burada tam kadroyuz ve - dürüst olmak gerekirse, garson olmak için çok yaşlısın.
I understand, but I can't help you, I've got a full staff here and - to be honest, you're too old for a waiter.
Sana yardımcı olamam.
I'm no help to you.
Eğer öfkenin vücudundan dışarı... dışarı çıkmasına izin vermezsen. sana yardımcı olamam.
I cannot help you... if you do not let the anger out of your body.
Sana yardımcı olamam.
YOU'VE MADE A MISTAKE.
Alex, o konuda sana yardımcı olamam.
Alex, I can't help you there.
Tavsiye olmadan sana yardımcı olamam.
Without a recommendation, I really can't help you.
Üzgünüm, Kramer, sana yardımcı olamam.
Sorry, Kramer, can't help.
Para konusunda sana yardımcı olamam.
I cannot help you with money.
Bunu anlamıyorsan, sana yardımcı olamam.
If you don't realize that, I can't help you.
Çoğunluk yüzünden sana yardımcı olamam.
I'm no help to you outside the majority, Mulder.
Oyalanacaksan, sana yardımcı olamam.
If you want to screw around, I can't help you.
Sana yardımcı olamam ama onları bırakmak zorundasın.
I can't help you out, but you gotta leave them
Sana yardımcı olamam o zaman.
I can't help you with that.
Kaçak olduğum için, sana daha fazla yardımcı olamam.
Being a fugitive, I can't give you any support.
Şimdi biliyorsun ki sana daha fazla yardımcı olamam, Mr. Cadwalader e fikrini değiştirdiğini söyle istersen.
Now that you know I no longer can help you, you'd better tell Mr. Cadwalader you've changed your mind.
Sana o konuda yardımcı olamam.
I can't help ya on that one.
Yardımcı olamam sana.
I can't help you.
Sana bu şekilde yardımcı olamam.
I can't help you that way.
Sana yardımcı olamam.
I can't stop.
Ama ben sana bu konuda yardımcı olamam.
But I can't help you with that.
Sana bunda yardımcı olamam.
I can't help you with that.
Sana o konuda yardımcı olamam dostum, neredeyse gece olacak.
I can't help you there, buddy. It's almost nightfall.
Sonsuzluk konusunda yardımcı olamam ama sana şu an için bir amaç verebilirim.
Well, I can't help you with the eternity part, but I can give you a reason to be now.
yardımcı olamam 23
olamam 41
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
olamam 41
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711
sana diyorum 139
sana da iyi şanslar 18
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711
sana diyorum 139
sana da iyi şanslar 18
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40