English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ S ] / Sana ne diyeceğim

Sana ne diyeceğim traduction Anglais

1,217 traduction parallèle
Ama bak sana ne diyeceğim pislik.
But let me tell you something, asshole.
Sana ne diyeceğim.
I tell you what.
Sana ne diyeceğim Stan.
I'll tell you what, Stan.
Bak sana ne diyeceğim Jack.
Let me tell you something, Jack.
Ben öyle demedim ki. - Bak sana ne diyeceğim, biraz da başkalarını düşünsen iyi olur.
i never said that - well let me tell you something, you should start thinking about others a little bit.
Dinle bak sana ne diyeceğim, sana 5 tane kitap vereceğim düzeltiyorum, sana 5 adet kitabı ödünç vereceğim.
I tell you what, I'm going to give you five books- - Correction, I'm going to lend you five books.
Bak sana ne diyeceğim.
I tell you what.
Sana ne diyeceğim.
Tell you what.
Tamam, sana ne diyeceğim.
Okay, I'll tell you what.
Bak sana ne diyeceğim...
I'll tell you what...
Bak sana ne diyeceğim.
Now, tell you what.
Sana ne diyeceğim gözlüklü.
I'll tell you what, shades.
Ama sana ne diyeceğim Matty, rica ettiğin için senin için bir kerelik bunu yapacağım.
But I'll tell you what, Matty. Since you're askin'... I'll give you a one-time-only.
Bak sana ne diyeceğim, amigo.
Tell you what, amigo.
Duş almak için yağmur yağsın diye dua edeceğiz. Mücevherlerimi satacağımı sanıyorsan fena hâlde yanılıyorsun. Bak sana ne diyeceğim Bay En İyi Arkadaş.
We'll end up lmng in a refrigerator carton, wearing kleenex boxes for bedroom slippers, and snatching pigeons for a little protein, praying for rain so we can shower.
Bak sana ne diyeceğim.
Tell you what.
- Sana ne diyeceğim bak, sen...
- l'll tell you, you should have- - TOOTS :
Sana ne diyeceğim bak.
Hey, tell you what.
Bak sana ne diyeceğim ilk yarı oyna ve sonra çıkmak istersen oyundan. ... bana bir bak, ben de seni oyundan çıkarayım.
I'll tell you what why don't you play the first inning and if you wanna come out you give me a look and I'll take you out.
Bak sana ne diyeceğim, bu hafta beraber oturup bu çöplük ile başa çıkıp çıkamayacağımıza bakacağız, tamam mı?
Tell you what, we'll sit down this weekend and we'll see if we can't figure out that junk together, okay?
Bak sana ne diyeceğim, Betty, şu meteor meselesi bir bitsin seninle biraz tatil yaparız ne dersin sadece ikimiz gölde kayıkla...
Oh, tell you what, Betty, once my meteor studying is done what say you and I take some time off take the boat out on the lake, just the two of us?
O zaman, bak sana ne diyeceğim.
I'll tell you what.
Pekala, bak sana ne diyeceğim?
All right, you know what?
Bak sana ne diyeceğim.
I'll tell you what.
Bak sana ne diyeceğim.
Well, I'll tell you what.
Sana ne diyeceğim Sabretooth.
Tell you what, Sabretooth.
Sana ne diyeceğim... ortada bariz olanı görmek için ajan olmaya gerek yok.
Tell you what... you don't have to be a fed to read a flashing sign.
Bak sana ne diyeceğim :
This guy has the gall to ask what the fuck's the matter with me?
- Bak sana ne diyeceğim.
- Jeff, let me tell you something.
Bak sana ne diyeceğim, ben senin hastan değilim, tamam mı?
Let me tell you, I am not your fucking patient, all right?
Bak sana ne diyeceğim ben istediğim yere giderim, sen de cehenneme gidebilirsin.
Well, I'll tell you what. I can go wherever I want, and you can go to hell.
Bak sana ne diyeceğim, neden bir virgül koymuyoruz?
I tell you what - why don't we put a pin in it?
Greg bak sana ne diyeceğim.
You know what, Greg?
Bak sana ne diyeceğim.
Let me tell you something.
Sana ne diyeceğim, buradan ayrılmadan bir yardım konseri vereceğiz.
Tell you what, we're doing a benefit gig before we leave.
Bak dostum sana ne diyeceğim.
You know, I know how that shit is.
Sana ne diyeceğim, haydi bir oyun oynayalım.
I'll tell you what. Let's play a game.
Bak sana ne diyeceğim, buranın daha sıcak olması demek, hatunların daha az giyinmesi demek.
Now I'm telling you, now the hotter it get down here, the less and less the honeys start wearing.
pekala Tracy, sana ne diyeceğim işte kartım.
All right, Tracy, I'll tell you what. Here's my card.
Sana ne diyeceğim. Bir yere varır varmaz, sana bir numara göndereceğim.
I'll tell you what. I'll shoot you a number as soon as I touch ground.
Bak sana ne diyeceğim.
Well, I tell you what.
Bak sana ne diyeceğim, küçük dostum... Bugün biraz daha büyük kahramanlılar yapmak istiyorum.
I'll tell you what, little buddy - - l'm planning on doing some more big-hero stuff today.
Ne diyeceğim sana, daha iyi fikrim var, sen buraya gel, aşağıda konuşalım.
I'll tell you what, a much better idea, you come around here, we'll have a walk down there.
- Sana bir şey sorabilir miyim, Doug? - Evet, bak, ne diyeceğim.
Doug, uh, can I bounce something off you?
Bak sana ne diyeceğim.
I know how he thinks.
- Eh, bak sana ne diyeceğim.
- Well, I'll tell you what.
Bak ne diyeceğim, ismini ve adresini ver, müracaat için gerekenleri sana yollayayım.
Well, tell you what, give us your name and address, and I'll send you all you need to apply.
Bak ne diyeceğim, sana boş bir çek yazayım, sen de arabanı yaptır.
Tell you what, I'll write you a blank cheque, you get your car fixed...
Bak ne diyeceğim, birlikte benim evime gidelim ve sana koca bir kase erişte yapayım.
Well, you know what? You're gonna have to come to my place. I'll make you a big bowl of ashishta.
Bak ne diyeceğim sana.
Let me tell you something.
Sana ne diyeceğim canım...
I really don't want to- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]