Sarkı traduction Anglais
57,245 traduction parallèle
Biri yukarıdan kafasını sarkıtırsa nasıl gözlerimi kapalı tutabilirim ki?
When something keeps falling from above, how can I keep my eyes closed?
- Sarkık bir piñata ya benziyor! Senin de içinin şekerle dolu olduğundan eminim!
- It's like a flabby pinata, and I'm pretty sure you're filled with candy!
Ne dediği tam olarak anlaşılan şarkılara bayılıyorum. *
Oh, I just love a song that explains what it just said.
Şarkılarımı listeden çıkarma.
Do not take my songs off the list.
Şarkıyla söyle o halde.
Then sing it.
Tamam, şarkıyla deneyelim.
Yeah, let's try singing it.
Şarkıyla söyle bana.
Sing it to me.
Aile her sabah bir araya gelerek şarkı söylüyor böylece diğerlerine burasının onların yuvası olduğunu hatırlatıyor.
Every morning, the family come together to sing, their way of reminding others that this is their home.
Yerel halk, indrilerin bizim kardeşlerimiz, şarkılarının ise bizim de bir zamanlar cangılda yaşadığımızı hatırlatan bir çağrı olduğunu söyler.
The local people say the indris are our brothers and their song is a call to remind us that we, too, once depended on the jungle.
Noel gerçekten çok stresli... listeler ve dizeler ve-ve TV Kent Şarkı Odası'nda dans eden kızlar.
Christmas is just so stressful... with the lists and the lines and-and the dancing girls at TV Town Song Room.
TV Kent Şarkı Odası mı?
TV Town Song Room?
Bu tam da şarkıda olan şey.
It's right there in the song.
â ™ ª Hepsi şarkıda çalıyor â ™ ª â ™ ª Noel â ™ ª â ™ ª Ne mutlu ses â ™ ª
♪ All ringing in song ♪ ♪ Christmas ♪ ♪ What a happy sound ♪
Benimle şarkı söylediğin için oldu.
It was because you sang with me.
Şarkı yazıyordum.
I was writing a song.
Beni sahneye davet edecek ve birlikte şarkı söyleyeceğiz.
I'll open up for Phillip Phillips and, you know, he'd invite me onstage and we'd sing a song.
Bir grubu izleyip duymak istediğim şarkıları çalmalarını umut etmek biraz sinir bozucu geliyor galiba.
The idea of having to watch a band and hope that they play the song I want to hear just seems so frustrating.
Commodus ve Crispina için bu düğün yeni basılmış sikkelerle hatırlanıyordu. Ve de Roma'nın en iyi bestekârlarından birine yaptırılan şarkıyla.
For Commodus and Crispina, the wedding is commemorated with minted coins... and a commissioned song by one of Rome's best composers.
Sadece "Melissa" şarkısını söylüyordum.
Of co... I-I was just singing, "Melissa."
Allman Kardeşler'in şarkısı.
You know, that Allman Brothers song.
Şarkı listesi.
Setlist?
O şarkı bu yüzden aklıma gelmiş demek ki.
I guess that's why it was in my head.
Açıldığında İndiana Üniversitesi saldırı şarkısı çalan bir şişe.
It's a bottle opener that plays the I.U. fight song.
Doğum günü şarkısını söyleyelim.
Lets sing the happy birthday song!
İşte ilk şarkım geliyor.
Here's the first song I have for you today.
Ha, bu şarkı seninle mi ilgiliydi?
Oh, was this song about you?
Demem o ki, böyle bir şarkı bile yazıldığına göre...
I mean, if there was even a song written about this...
- İç çamaşırına ne yaptın ki bu konuda bir şarkı yazıldı?
What did you do to your underwear that a song was written about this?
Düşüncelerimin arasında şarkı söylemiştim, yaprağa baktığım sırada bile...
Sometimes I'd sing in between thoughts of you!
Hakkında birçok şarkı ve destan yazıldı.
Many songs and sagas have been written about him.
Bir Quagawump şarkısı.
A song of a Quagawump.
- Şarkı çok güzel.
This song is so beautiful.
Yolculuğunuzdan sonra bize hangi şarkıyı getirdiniz?
After journey, what is song you bring?
Jim, şarkı mı?
Jim, song?
Hadi, hoş bir şarkı.
Come on. - Uh...? - It's catchy.
- Şarkı söylenen tiyatro gibi.
- It's like a play with singing.
Şarkı söyleyip dans ettiğim halde beni kimse izlemedi.
Even if I sing and dance, no one watches me.
- Güzel şarkı söylüyormuşsun.
You can sing.
Düğün şarkıcılarına iyi ödeme yapıyorlar.
Singing at weddings pays well.
Laf dinlemezsen şarkıyı yine söylerim!
If you don't, I'll start singing again.
- Bu iyiydi. Hey! Burada hiç telefon şarkısı yok.
There's no... there's no telephone songs on here.
Tarzan efsanesi şarkısını söylüyorlar.
They're singing the legend of Tarzan.
Tarzan efsanesi şarkısını söylüyorlar.
They are singing the legend of Tarzan.
Melek gibi bir sesi vardı ve şehrin her yerindeki kulüplerde şarkı söylerdi. Jake'le de böyle tanışmıştı.
She had a voice like an angel and she sang at clubs all around town and that's where she met Jake.
Bir şarkıcıydı.
She was a singer.
O şarkıyı biliyor musun...?
Do you know that song...?
Augustus'un en sevdiğim şarkısını bitirebileceğimizi düşündüm.
I thought we could end the favorite song of Augustus.
Ben bu şarkıyı seviyorum.
I love that song.
Ona bir düzine rock n roll şarkısı öğrettim.
I taught her a dozen rock-n-roll songs.
Ben hep gece kulübünde şarkıcı olmak istedim.
I always wanted to be a nightclub singer.
Evet, şarkı biter bitmez, tamam mı?
Yeah, as soon as this song is over, okay sweetheart?
şarkı 121
şarkılar 16
şarkıcı 23
şarkı söylerim 16
şarkı söylüyor 35
şarkı söyle 90
şarkı söylemek 19
şarkı söyleyelim 18
şarkı mı 30
şarkıcı mı 16
şarkılar 16
şarkıcı 23
şarkı söylerim 16
şarkı söylüyor 35
şarkı söyle 90
şarkı söylemek 19
şarkı söyleyelim 18
şarkı mı 30
şarkıcı mı 16