Sonuncusu traduction Anglais
2,217 traduction parallèle
Sonuncusu, altın bir kılıç :
The last of them, a golden sword :
Sonuncusu da olabilir.
And it could be our last.
Sonuncusu, ona bir Lal Bahadur verebilirdim.
Lastly, I could give him a Lal Bahadur.
Bu sonuncusu.
Last one.
- Tamam, bu sonuncusu.
- Okay. It's the last one.
- Bu sonuncusu mu?
- It'last?
- Evet, sonuncusu bu.
- It'and'the last.
Ve sonuncusu.
And the last.
sonuncusu değil ile bunu yapmadı.
Not with the last one he didn't.
Sonuncusu bu.
Last one is right there.
En büyüğü 07.30 da ve en sonuncusu tam olarak 10.50 de olmuştur.
The largest at 7.30, and the last, right there, at 1 0.50.
Sonuncusu da öldü!
There goes the last of them!
Ve sonuncusu devamlı zindanları ses geçirmez yapıyormuş.
And the last one, apparently he soundproofs dungeons all the time.
Sonuncusu ama diğerleri kadar önemli.
Last, but not least...
Sonuncusu kalp krizi geçiriyor gibiydi.
Last one looked like it'd had a stroke.
Sonuncusu çok etkileyici idi.
And this last is very impressive.
Hepsi doğru, sonuncusu hariç. Çünkü sadece yetersiz yargılama.
I think they all are except the last one, which is just poor judgment.
Bu ilacının sonuncusu.
It's the last of your cure.
Sadık muhafızların sonuncusu sensin!
You are the last of the loyal retainers!
General skywalker, droidlerin sonuncusu da yokedildi Komutanım.
General Skywalker, the last of the droids have been defeated, sir.
Evet.. Sonuncusu.
Yeah, the... the latter.
Sonuncusu çok acımasızdı.
That was brutal.
Belki en büyüğü ama en sonuncusu değil, doğru mu?
Maybe your greatest, but certainly not your last, right?
Bu sonuncusu.
That's the last of it.
Bu,... bildiğimiz kadarıyla,... türünün sonuncusu.
'This one,'as far as we are aware,'is the last of its kind.
Yıldız Balinalarının sonuncusu.
'The last of the star whales.
Türünün sonuncusu.
It's the last of its kind.
Yıldız Balinalarının sonuncusu.
'The last of the Star Whales.'
Sonuncusu.
Last one.
Sonuncusu, Ryan Nichols.
It's all there. The last one, Ryan Nichols.
Tamam, vurulmuş olan tanıdığım ilk adam değil. Sonuncusu da olmayacak.
Not the first guy I used to know to get shot, won't be the last.
Krista.En sonuncusu sekiz yıl önceymiş.
Krista. Last one eight years ago.
Korkarım bu sefer, sonuncusu gibi olmayacak.
I'm afraid this time won't be like the last.
Zaman Lordlarinin sonuncusu, Yaklasan Firtina.
"Last of the Time Lords." "The Oncoming Storm."
Çünkü türünün sonuncusu olan benim ve nasıl hissettirdiğini biliyorum.
Because I'm the last of my species and I know how it sits in a heart.
"Bu sonuncusu" Gibi hissetmiştim.
I feel that was "The Last One".
Hastanede bunu sana vermem ve bunun sonuncusu olduğunu söylemem için yalvardı.
At the hospital, he begged me to give you this and to say it's the last.
Sonuncusu Tennessee'deymiş.
Last time was in Tennessee.
Umuyoruz ki biz sonuncusu olacağız, sekizinci.
- Nothing helps the pain.
Sonuncusu bu kadar uzun sürmeyecek.
I didn't think you'd last this long.
Tecrübe sınavında, sonuncusu 2002'de olmak üzere üç kere başarısız olmuş.
Failed the Knowledge three times, the last time in 2002.
- Bu, alt katın en sonuncusu.
- This is me last till they come downstairs.
Sonuncusu biraz dandikti.
The last one's kind of lame.
Bunlar Bay Murphy'nin görmezden geldiği mahkeme dosyalar sonuncusu da üç gün önce geldi.
These are the court filings which Mr. Murphy ignored, the last one filed three days ago.
Sonuncusu muydu?
That the last one?
Bu küçük kısmın sonuncusu.
It's the last one in the lot.
Bu sonuncusu, o yüzden ıskalamasan iyi olur.
It's the last one so you better not miss.
Tamam, işte sonuncusu.
Well, here is the last one.
- En sonuncusu ne kadar sürmüştü?
- l don't know... 42. - How long was it last time?
- Türünün sonuncusu.
The last of its kind.
İlki 80 yılında işlendi. Sonuncusu beş ay önce.
Got five shootings.