English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ T ] / Tutun

Tutun traduction Anglais

11,204 traduction parallèle
O anılara tutun Danny.
Remember? Right? Hold on to that, Danny.
Sıkı tutun.
Hold on tight.
Ben dönene kadar bu ikisini birbirinden uzak tutun.
Why don't we keep them apart until I get back?
Her türlü tuhaf, uçuk kaçık karakter çıkabilir, gözünüzü açık tutun.
So we got to keep an eye out for any zany, wacky characters that pop up.
Pekala Morty, sıkı tutun.
- All right, Morty, hold on to something. - Whoa!
Incubusu arabaya götürüp güvende tutun.
Get the Incubus into the car and keep it safe.
Tutun!
Hold it.
Asansörü tutun!
Hold the elevator.
I nakit kavanoz var. O ı mikrodalga tutun.
I have a cash jar that I keep in the microwave.
Senin atları, girlie tutun!
Hold your horses, girlie!
Tutun onu!
Hold her!
Bunlar bakanlığın bodrumunda nakit tutun.
They keep the cash in the basement of the ministry. Just sitting there...
- Onu uyanık tutun Albay.
- Keep him awake, Colonel.
Elinizi çabuk tutun.
Be quick about it.
Tutun onu!
Grab him!
Sıkı tutun.
Now hold still.
Oda tutun kendinize be.
Ugh, get a room.
- Bana tutun.
- Hold me.
Silahı tutun.
Hold the gun.
Aracınızın camlarını kapalı tutun Çünkü maymunlar camlarınızı açabilir
♪ Keep your windows rolled up'cause the monkeys ♪
- Sıkı tutun.
- Hang on.
- Tutun.
- Hold it.
Şöyle anlatayım bütün kurumlar, Başbakandan tutun da Kraliyet Ailesine kadar ve Norveç'teki tüm yetkililer bütün basın, bütün medya dedi ki " Şimdi Norveç'i korumaya bakalım.
Well, let me put it this way. The whole establishment, from the prime minister through the king's family and all of the officials in Norway, all of the press, the media said, " Well, let's now take care of Norway.
Bacaklarını tutun!
Hold his legs!
Bu ne anlama geliyor, onlar Ellerinizi ya da bir şey tutun?
What does that mean, they hold hands or something?
Onu geri tutun.
Keep her back.
Bir simit alın ve hava da tutun.
So take a bagel and hold it aloft.
Duvarı sıkı tutun!
Keep the wall tight!
Orada tutun, sizi tuhaf yabancı.
Hold it right there, you alien weirdo.
Çekim gücüne kapıldık O kara deliğin Sıkı tutun.
We're caught in the gravity pull of that black hole. Hang tight.
Kaleyi basılı tutun.
Hold down the fort.
Onu içeride on beş dakika tutun.
Keep him in there another 15 minutes?
Sözünü tutun.
You kept your promise. Yup.
Tamam. Merdiveni tutun.
Okay.
Sıkı tutun.
Hold on.
Bacaklarını tutun.
Grab her legs.
O şeyi sudan uzak tutun, yoksa hepimiz ölürüz.
Keep it out of the water, or we're all dead!
- Yok. Çeneni kapat ve sıkı tutun.
Now shut up and brace yourself.
Adrangi hakkında istediğinizi sorun ama beklentinizi düşük tutun.
Ask what you want about Adrangi, but don't expect much.
İçlerine sıvı doldurun ve sıcak tutun.
Tank'em with fluids and keep'em warm.
- Boynundan tutun.
Go for his neck!
Sıkı tutun.
Hang on.
Nemlendirişmiş oksijeni hazır tutun, solumedrol ve pnömo kullanmayın, lütfen.
Let's get humidified O2 ready, solumedrol, and no pneumos, please. Ask for help if you need it.
Solunum Cihazına bağlı tutun.
- Tough one. - Yeah.
- Bunu anlayabildin mi? - Sıkı tutun.
You understand that concept?
Ralph, yeniden bir tümseğe çarpabiliriz ; bir yere tutun.
Um, Ralph, hold onto something in case we hit another bump.
Bisikleti tutun!
Get the bicycle!
Kapıyı tutun.
Wait, hold on.
Ellerinizi silahlarınızdan uzak tutun.
Hands off the gun.
Tutun!
Hey, hold it!
Bacaklarını tutun.
Fuck... [screaming in protest ] [ groaning in pain] Grab her legs.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]