English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ U ] / Uyandır

Uyandır traduction Anglais

4,815 traduction parallèle
Gerçekten çok merak uyandırıcı.
That's a lot of wondering.
Sanki kırılmış hissi uyandırıyor fakat değil. Her yöne hareket ettirebilirsiniz.
It feels to me almost as if it's broken, but it isn't, it's just, you can move it around in any direction.
Ne halt yemeye beni uyandırıyorsun, dostum?
Man, what the hell you doing waking me up, man?
Gerçekten şüphe uyandırıcı biri olmadı mı?
There was no one in particular that caught your attention?
Genelden özele doğru gidersek, çenenin gonial açısı kesik izlerinden yoksun, çene altı ve boyun omurları kafatasının ortadan kaldırılmasında çakallardan şüphelenmek için hiçbir neden olmadığı izlenimi uyandırdı.
Induced, actually. Going from the specific to the general, lack of cut marks on the gonial angle of the mandible, underside of chin and cervical vertebrae leave me no reason to suspect that this skull was removed by anything other than the coyotes.
Uyandır onları.
Wake them up.
Eskiden sabahın köründe yatağıma atlayıp beni uyandırırdı.
He used to wake me up every morning at dawn by jumping on my bed.
Ryan'ı uyandırıp, elveda demekle uğraşmadım.
I didn't bother waking Ryan up to say good-bye.
Herkesi uyandır.
Wake everybody up.
Ki bu da bende, katilin bu kalabalıkta olduğuna dair şüphe uyandırıyor.
Which makes me wonder if his killer could be in this crowd.
Eğer şimdi odasına girersek onu uyandırırız.
If we go through his room now, we'll wake him.
Uyandırdım mı seni? Hayır, uyuyamamıştım.
Did I get you out of bed?
Gece yarısına doğru polis beni uyandırıp dükkânın soyulduğunu üç kişinin öldürüldüğünü söyledi.
Around midnight, the police woke me up saying the place had been burglarized, three people were dead. I came right down.
İçindeki Clinton'ı uyandır.
Tap your inner Clinton.
Tutuklarsak yardım ettiği kişileri uyandırırız.
If we arrest him, we tip off those he's helping.
Kapıyı çalsaydım telefon etseydim ya da evimdeki varlığımı bir şekilde belli etseydim, bebeği, 22gündür doğru dürüst göremediğim bebeğimizi uyandırırdım.
And if I knocked or called or rang the bell or did anything else to redundantly announce my own presence in my own house, - I'd wake the baby, our baby. - Oh...
Onu uyandırmamak için oda servisine bağlı yaşıyor "öde izle" kanalları seyrediyor, kırışık gömlekler giyiyorum.
Who I've barely seen in 22 days. Instead, I'm living on room service and pay-per-view and wearing wrinkled shirts.
Her sabah ayağımı yalayarak uyandırırdı beni.
Oh. She used to wake me up every morning by licking my feet.
Henry, gidip kardeşini uyandırır mısın?
Henry, can you go wake up your sister?
Tatlım gidip uyandırır mısın lütfen?
Sweetie, can you go wake her up, please?
Yemek yedikten sonra kestirmeyi severim. Ama sonra duydum ki o parti aslında seks partisiymiş. Millet seninle sikişmek için uyandırıyormuş.
I want a nap after I've eaten, and I figured at an orgy you'd keep getting woken up by people trying to fuck you.
- Pardon, sevişmek için uyandırıyorlar.
Sorry, make love to you.
Senin aklın çok karanlık ve merak uyandırıcı bir yer Damon.
Your mind is a very dark and riveting place, Damon.
Saymayı bitirince beni uyandırırsınız.
Wake me when you've finished counting.
Bu sende yeterince hükmeden hissi uyandırıyor mu, güzelim?
Is this dominating enough for you, sweetheart?
Bu eylem, sahte ibadethanelerde dua edenleri asalak hayatlarından uyandırma ve bu şehrin kayıp sürüsü hissi uyandırma arayışı aşkıdır.
It is from love we seek to stir the lost flocks of this city, rouse them from their drone-lives of prayer in false temples.
Bu merak uyandırıcı taşlara yerliler saligram demektedir. Yerliler bu taşlara Hindu Tanrı'sı Vişnu'nun alameti gözüyle bakarak tapar.
Curious stones, called saligrams by the locals, who worship them as manifestations of the Hindu god Vishnu.
Lütfen beni bu kâbustan uyandır, tatlım.
Please wake me from this nightmare, honey.
Uyandırın.
Wake'em up.
# Bunu yapmayın çünkü uyandırırsanız ısırır
? on't do this? os it bites if you wake it up?
Ama ormanın sesleri uyandırırdı.
But the sounds of the forest did
Bu tip yaratıklar Darwin konusunda şüphe uyandırır.
Such creatures would fill Darwin with doubt.
İçimde çeşitli hisler uyandırıyorsun.
Well, you are making me feel something.
- Hayır, bu onu uyandırır.
- It would alert the.
Beni dağıtma bölümünde uyandırın o zaman.
Wake me when we get to the trashing part.
Cody her doğum gününde sabah erkenden annesini uyandırır ve ona kırdan topladığı çiçeklerden bir buket hediye ederdi.
Cody, on his birthday, he woke his mother up with a handful of wildflowers he picked in that field right out there.
İlk dört saat ben tutarım sonra da sen beni uyandırırsın, tamam mı?
I'll take the first four hours and then you wake me up, OK.
Ve giderken Ward'u da uyandırın.
And on your way out, wake up Ward.
Uyandırılan süvariydi Ichabod.
It's the Horseman who's been awakened, Ichabod...
Acı genellikle ağrı uyandırır.
Suffering usually evokes pain.
Hem Japon hem de Batı tarzı odalarda hayranlık uyandırır.
It compliments both Japanese and Western-style rooms.
Seninle birlikte aniden bu evden çıkmak şüphe uyandırır.
For me to leave with you so quickly will arouse suspicion.
Güneşte yürüme arzumu uyandırıyorsun.
You make me want to walk in the sun.
Manny uzun zamandır uykuda olan bir yanımı uyandırdı.
Manny has awakened a part of me that was long dormant.
Ben markete gidiyorum. Yemek hazır olduğunda seni uyandırırım.
I'm gonna run to the store, and I'll wake you up when it's time for dinner.
Ağrı kesicidendir, uyandır.
It's the painkiller so wake him up
Umarım sizi uyandırmamışızdır.
I hope we didn't wake you up.
- Bir sabah uyandım, baktım, kırıktı.
- I came out one morning and there it was.
Hayır, hayır, uyandı.
No, no. She's up.
Sanırım küçük kızımızın uyandığını duydum.
Oh, I think I hear our little girl waking up.
Hazır uyandın madem, bana gözlüklerimi bulmam da yardım eder misin?
Look, look, while you're up, can you please help me find my damn glasses?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]