Vaktım traduction Anglais
10 traduction parallèle
Bütün gece vaktımız yok.
Look, we don't have all night.
Seni öldürecek vaktım yok gerzek, ama istersen, bir iki parmağını kırabilirim.
I got no time to kill you now, but I can break a finger or two.
Arkadaşlarımla vedalaşmaya bile vaktım olmadı.
I didn't even have time to say goodbye to my friends.
Vaktımızı boşa harcıyoruz!
We're wasting time! - Jessica!
Evet, sanırım gemiye dönme vaktı.
Yes, and I think it's time now to go... back to the ship.
Sen hem bekarsın hem vaktın var. Benim elim kolum bağlı.
You're single with time and I'm stuck.
Vakt-i zamanında Türkler'in Güney Kore'ye yardım etmesi ve birçok şehit vermeleri...
The means of transportation for weapons of mass destruction, the missiles are...
Sevgili Billy'lerinin vakt-i zamanında torbacı olduğunu bilmiyorlar mı yoksa?
What, they don't know you used to be a pusher then, Billy?
- Pekâlâ Erica. Sanırım gitme vaktın geldi.
- Okay, Erica, you should probably just go.
Fitzgerald Sanat Vaktı mı demiştiniz?
And you said Fitzgerald Art Foundation?