English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ V ] / Vakti geldi

Vakti geldi traduction Anglais

5,746 traduction parallèle
- Mac'e sert bir görünüm verme vakti geldi.
- It's time to take a hard look at the Mac.
- Vakti geldi Shane.
- It's time, Shane.
- Artık dinlemenin vakti geldi.
It's time now to listen.
Ama artık onu kullanmayı hak eden birisinin kullanma vakti geldi.
But its about time that someone worthy made use of it.
Bunu benden başkasının temizle vakti geldi.
It's time somebody other than me cleaned it up.
Düşünüyordum da bence artık Conrad'a, gerçekte Isabelle'e ne olduğunu anlatma vakti geldi.
- I've been thinking, you know, I think it's time that we told Conrad what happened with Isabelle.
Hayatımda bir şeyi doğru yapmanın vakti geldi.
It's time I did something right in my life.
Sanırım artık masanın etrafında toplanıp birbirimize yeni yıl dileklerimizi söylemenin vakti geldi, değil mi?
I think it's time to go around the table and tell each other our wish for the new year, right?
Bana bakın sizi tüylü fareler, toz olmanızın vakti geldi!
All right, you feathered rats, time to shove off!
Bayanlar ve baylar. Dünyanın istihbarat birimlerini birleştirmenin vakti geldi.
Ladies and gentlemen, it's time for the security services of the world to unite.
Bence biz tavukların kümese penis almasının vakti geldi.
I think it's about time a couple of us hens got some dick in here.
Temizleme vakti geldi.
It's time to clean it up.
Artık vakti geldi, Belivet!
Belivet.
En iyi dans figürlerinizi gösterme vakti geldi.
It's time for you to show off your best move.
Uzun süreli sanatçı yetiştirme işine başlamamızın vakti geldi.
We've got to get into the business of developing long-term artists.
Gitme vakti geldi!
Y'all, it's time to go.
Kaylo'nun eğitimini tamamlama vakti geldi.
It is time... to complete his training.
- Pekala, bu hikayeyi dinlemenin vakti geldi.
- Okay, it's time to hear this story. - Yes.
Gösteri vakti geldi çattı.
Because this is showtime.
Fosil yakıt bulma vakti geldi.
Time to hunt and gather some fossil fuels.
Şampiyonluk turnuvası için elini uzatıp boğanı seçmenin vakti geldi.
Luke, it is time for you to reach in and pull out your bull for this championship round.
Kan dökme vakti geldi yine.
The hour of blood has arrived again...
Parti vakti geldi!
It's party time!
Karşı saldırıya geçmenin vakti geldi.
It's time we fight back.
Küçük kurt, küçük kurt yemek vakti geldi.
Little wolf, little wolf, time to eat!
- Artık gitme vakti geldi çocuklar!
It's time to go, boys!
neyse.. sanırım uyuma vakti geldi
Anyway, I... I think it's time to go to sleep now.
Babanı gururlandırma vakti geldi.
It's time to make your father proud.
Olaya daha çok dahil olmanın vakti geldi.
Time to get you more involved.
Çiti aşıp bir şey yapmanın vakti geldi.
It's time to get off the fence and do something.
Hadi, okul vakti geldi hayatım.
Come on, we've got to go to school, honey.
Durulmanın vakti geldi geçiyor.
Time to settle down.
- Vakti geldi canım.
- It's go time. Sister. Alright?
Bu ülkeyi tekrar uyuyan kuzulara * ve bu işi yerde yürüten yaltakçı amatörlere döndürmemizin vakti geldi.
It's time we took this country back the apathetic lemmings and sycophantic dilettantes that have run it into the ground.
Çünkü bence artık bu yaramaz çocuğu kullanmanın vakti geldi.
Because I think it's time for you to drive this bad boy.
* Ne yapabileceğimi görmenin vakti geldi *
¶ it's time to see what i can do ¶
Artık gerçeği kabullenme vakti geldi.
There comes a time when we have to accept reality.
Sikerler. Seni cayır cayır yakma vakti geldi.
Time to light you the fuck up!
Artık gerçekten ne istediğini düşünmenin vakti geldi.
You know... it's time for you to start thinking about what you want.
Bunun tadına bakma vakti geldi o zaman.
I bet you would be good in my soup.
Öğrenmenin vakti geldi!
Time to find out!
Henry, bir cerrahla konuşmanın vakti geldi diye düşünüyorum.
Henry, think it could be time to talk to a surgeon.
Sahaya çıkma vakti geldi bile.
Time to even the playing field.
"Sevgili Mary Todd çağırıyor, sanırım yatma vakti geldi."
"Ole Mary Todd's callin', so I guess it must be time for bed"
Sevgili Mary Todd çağırıyor sanırım yatma vakti geldi.
Ole'Mary Todd's calling... So I guess it must be time for bed...
Biraz konuşmanın vakti geldi bence Lillian.
I think it's time we had a little talk, Lillian.
Bence ara verme vakti geldi.
I think it's recess time.
Sanırım ayrılma vakti geldi.
So I guess this is it.
Artık çalışma vakti geldi.
Well, now it's time to go to work.
Şerefsizin biri gecenin bir vakti yatak odama geldi.
Some scumbag came into my bedroom late at night.
Basın vakti neredeyse geldi.
It's almost press time.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]