English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ V ] / Var mısın

Var mısın traduction Anglais

16,259 traduction parallèle
Şimdi var mısın, yok musun?
- Now, are you up for this or not?
Zak'in yakındaki bir hostelde kaldığına bahse var mısınız?
And what do you want to bet that Zak was registered at a hostel nearby?
Var mısın?
Are you down?
Şu konuştuğumuz iş için var mısın peki?
You finally down for that lick we talked about?
Öyleyse durumu açıklığa kavuşturmak için bir 10.000 pounda daha var mısınız?
Now, would another £ 10,000 clarify the issue?
1000 dolarlık bahse var mısın?
Bet $ 1,000?
Ama önce, bu gece Omar'a gitmeye var mısın?
But first, you up for hitting Omar's tonight?
Bahse var mısın?
You want to bet?
Dutton'ın İrlandalı ile bağlantısı var mı?
Does Dutton have connections with the Irish?
Savage'ın elinde çok ölümcül bir silah var ve her şeyin kıyısında kendi silahımızın olması harika olur.
Savage has devastating weapon at his command, and here now, at the eleventh hour, we could sorely use a weapon of our own.
Selam, n'aber adamım, bir sorun mu var?
What's up, man, we good? Oh, please.
Ayrıca, kötü adamımızı yakalamanın daha kolay bir yolu var.
Besides, there's an easier way to get our bad guy.
El altından alınmış para var mı diye baktım. Lucifer'ın muhabbeti neyse, Lux üzerinden işlemediği kesin.
Whatever Lucifer's into, it's not running through Lux.
Ölü gardiyanın anahtarlarına ihtiyacım var.
I need the dead man's keys.
Hey, size diyorum, bir yanlışınız var.
Hey, I'm telling you, you made a mistake.
Merak ediyordum da, Price'ın duruşması sırasında 28. Sokak Blood'larından sadece Emile için oraya gelen biri var mıydı acaba?
Well, um, I was wondering, during Price's trial, was there anyone from the 28th Street Bloods who showed up just for Emile?
Neden hemen adamın suçlu olduğu varsayımına atlıyorsunuz? İşin içinde çeteler var.
Why do you just leap to the assumption he's guilty?
Onuncu sınıftan beri sakalım var.
I've had a beard since tenth grade.
sanırım onu durdurmanın bir yolu var değil mi?
- Heh, I don't suppose there's a way of stopping it?
Ben başımın içindeyim, " oğlum, bir sırrım var.
I'm in my head, I'm like, " Well, I got a secret.
Kapılarımızın dışında sürgülü kilitler var sanırım.
It sounded like there were slide bolts on the outside of our doors.
Sıze sınırın güneyındekı Meksıka'dan haberlerım var.
Here's news from south of the border, down Mexico way.
Yaratık'a kapıyı açtığına inandığımız çağırma dahil kitabın her yerinde tortu var.
There's residue all over this book, including a summoning we believe opened the door to The Beast.
Hergün gördüğün birini, unutmaya çalışmanın ne kadar zor olduğu hakkında bir fikrin var mı senin?
I mean, do you have any idea what it's like trying to get over someone when you have to see them every day?
Korkarım, bu dönemde katlandığımız kötü şakaların bu sınıftan olduğuna inandıran sebeplerim var.
I'm afraid I have reason to believe that this classroom is the epicenter for the vicious pranks our school has endured this semester.
Bıyığımın nesi var ki?
What's wrong with my mustache?
Konu şöyle, şu an çok önemli bir toplantıya girmek üzereyim ve o çantanın içinde hemen ihtiyacım olan çok önemli belgeler var.
Here's the thing, I'm about to walk into a very important meeting right now and there are some essential documents in it that I need right now.
Yasalarımızda hamile kadınları dönüştürmekle ilgili sınırlama var.
There is a stricture in the lore about turning a pregnant woman.
Haklısın. Silahımız var.
That's right.
Sanırım ufak bir şansın var.
I suppose there's a small chance.
Şanslısın ki hayatında ben varım.
You're lucky I am in your life.
Beni başarısız olarak görüyorsun ama şu an yardımıma ihtiyacın var.
You wrote me off, but now you need my help.
Tamam, ne üstünde çalışıyorsun, yardıma ihtiyacın var mı?
All right, what you working on? You need any help?
Benim muhtemelen bilmediğim yüz tanıma yazılımını kullan da Jilly ile bağlantısı var mı bir bakalım.
So use your facial-recognition software that I'm not supposed to know about to see if you can put any of them with her.
Bahse varım, olayın üstünü örtmek için yapılmış bir şey. Olabilir.
In exchange for making the charges disappear, I bet.
Bu paranın kaynağının ne olduğuna dair fikrin var mı?
Any idea where it's coming from?
Başımın etini yiyen bir şeyler var kafamda.
Something's going around in my head that's been bugging me.
Glorai'nın vurkaç davası hakkında herhangi bir haber var mı?
And any leads on Gloria's hit-and-run?
Lobos, cezaevinde sıkıştı kaldı sokaklarda sürekli öldü diye bahsetmeye çalışıyoruz orospu çocuklarının sıkıntıları var, kaptın mı olayı?
Look, Lobos is stuck in the joint, and we selling the story that he dead in the streets, so motherfucker got problems, all right?
İyi ve kötü enerjiler arasında fark var ve onların dengesi ile vücudun iç enerjisi ilişkili olmak zorunda ve etrafımızı saran bütün enerjiler bildiğiniz gibi...
You know, there's a difference between good and bad energies and... their balance has to do with... you know, the bodies'inner energies and all the energies that surrounds us and you know...
Sanki, aynaya baktığım zaman diğer tarafta felaket güzel bir kadın var gibiydi.
It's like when I look into a mirror, but on the other side, it's like this insanely beautiful woman.
İnsanların hayatına, özgürlüklerine, mutluluğun peşinden koşma şekillerine karışmayan bir hükümete ihtiyacımız var.
We need a government that doesn't interfere with people's lives, with their liberty, with their pursuit of happiness.
- Gelin. İyi ve sıcak bir buğuya ihtiyacınız var hanımım.
You need some nice, hot steam, ma'am.
Sınırı korumak için üst üste mesai yapan adamlarım var, aileleri içeride olan adamlar, ve orada ne olduğuna dair en ufak bir fikirleri bile yok.
I got men working triple shifts guarding that perimeter, men with families inside, and they have no idea what's going on in there.
Durun, sanırım bir yanlışınız var.
Sorry, you must have the wrong number.
Giriş kapısının önünde olanlardan haberin var mı?
Have you seen what's happening down there, by the entrance?
Dinle Artur, çağırmak isterdim ama burada sadece sınıf arkadaşlarımız var.
I would invite you over too. But it's just my college mates.
Ufak bir şey var da. Ünlülerin el ve ayak izlerini görmeye gideceğiz fakat Rob'ın şort giymesi saygısızca mı kaçar bilemedim.
One little thing - - we're going to see the handprints at the Chinese theater, and I'm worried it's going to look disrespectful if Rob wears shorts.
İlgi duyduğum bir yığın şey var yani ne yapmalıyım bilmiyorum demeye getiriyorum.
There's a stack of stuff I'm interested in..... which is code for I have no clue what I should be doing.
Tess, insanlığın var oluşunu kavrayışımızda bir devrime yol açacak yeni bir düşünce sistemi üzerinde çalışıyorum. Herkesin anlayamadığımız bir şekilde birbirine bağlı olduğu fikri üstünde.
Tess, I am interested in a new way of thinking that could lead to a revolution in our understanding of human existence... the idea that we are all connected in ways that we can't even understand yet.
Şuan basındaki pozitif bilgi akışını sağlamaya, her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Now more than ever, we need to control the positive flow of information to the press.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]