Yaklaşik traduction Anglais
146 traduction parallèle
YAKLAŞIK KONUMU... 4 hafta önce kaybolan General Nobile..... ve onun küçük kaşif takımı hala hayatta olabilir.
HIS APPROXIMATE POSITION... General Nobile and his small band of explorers... who vanished four weeks ago may still be alive.
YAKLAŞIK BÜTÜN AKTÖRLER ÖLDÜ
ALMOST ALL THE ACTORS ARE DEAD
Yaklasik iki hafta önce bir mektup geldi.
A letter from her about two weeks ago.
Yelek cebinde 100 dolar, pantolonunda da yaklasik 30 dolar buldum.
I found a $ 100 bill in his vest pocket and about $ 30 in his pants.
Yaklasik 500 dolarim kaldi.
I've got about $ 500 left.
Ufak tefek, yaklasik 1.50 boyunda...
She's kind of small, about 5-foot- -
Hatta yaklaşïk olarak ölecegin günü de biliyoruz.
We even know the approximate date that you're scheduled to die.
Bu yiI, yaklasik 8 gün sonra, galiba bu hediyeyi verecegim.
And this year, about eight days from now, I think I'm gonna treat myself.
Yaklasik alti ayini Tokyodaki Ikebukuro ve Sugamo bolgelerinde gecirdi.
He spent roughly six months in the Ikebukuro and Sugamo areas of Tokyo.
- Dun gece, yaklasik 22 : 30 da.
Last night, about 10 : 30.
Meksika'da, Monterey kentinde, yaklasik bir ay önceydi.
It was down in Monterey, Mexico, a little while back.
Yilda yaklasik 10 trilyon kilometre yol alan, bir uzakliga neredeyse esittir.
It measures how far light travels in a year nearly 10 trillion kilometers.
Herkül kümesindeki her bir galaksi arasindaki uzaklik, yaklasik 300.000 isikyilidir.
In the Hercules cluster the individual galaxies are about 300,000 light years apart.
Yani, 7 derece ise, 360 derece olan, dünyanin çevresinin tamaminin yaklasik 50'de biriydi.
Well, seven degrees is something like a 50th of the full circumference of the Earth, 360 degrees.
Kütüphanenin içerdigi kitap sayisini dogru olarak söylemek zor fakat tahmin edilen sayi, yaklasik 10 milyon elyazmasi.
Accurate numbers are difficult to come by but it seems that the library contained at its peak nearly one million scrolls.
Her bir saniye ise yaklasik 500 yila rastliyor.
Each second stands for some 500 years of our history.
200 dollar... ve siz cocuklar yaklasik 300 $ lik bira ictiniz.
Two hundred dollars... and you boys drank $ 300 worth of beer.
Yaklasik saat sekiz gibi de Madrid'den ayrildim.
I left Madrid around 8 this morning.
Sanirim yaklasik buradayiz.
Looks like we're about here.
Biriyle görüsüyorum. Arada sirada. Yaklasik 10 yildir ve sorunlarimiz oldu.
I've been seeing someone... off and on for about, um, 10 years, and... and there were problems.
Yaklasik iki yildir kimseyle çikmadim.
Well, I haven't been out with anybody in about two years.
Annemler yaklasik bir saattir o banyodalar.
Man, my parents been in that bathroom damn near an hour, man.
Yaklasik 20 dakika once haber aldik.
We just got word about 20 minutes ago.
Yaklasik 3 saat once geldi.
Came in about three hours ago.
Yaklasik yarim saate
About half an hour k.
Yaklasik 1, 80.
About six feet.
- Yaklasik... 20 dakikadir.
- About... 20 minutes.
Balta'ya parasini ödedikten sonra... adam basi yaklasik 200,000 pound kaliyor.
After we pay Hatchet, this deal puts us up... nearly 200,000 pounds each.
Yaklasik bir saat önce Brisco Kanyonunda terkedilmis hâlde bulundu.
They found it ditched in Brisco Canyon about an hour ago.
Oh, "M" caddesinin asagisinda bir dükkandan yaklasik 5 yil önce almistim.
Oh, I got it down on "m" street at some head shop about five years ago.
Günes isinlari okyanusun yaklasik ilk yüz metresinde dogrudan etki ederler.
The sun's rays only have a direct effect in the top 100 metres or so of the ocean.
Bu, kiyidan yumusak bir egimle meylederek yaklasik 150 mil uzaga en fazla 4,000 metre derinlige kadar ulasir.
This stretches for about 150 miles from the coast, sloping in a gentle gradient, down to a maximum depth of 4,000 metres.
Denizin dibinden yaklasik iki mil yükselen daglar 28,000 mil uzaniyorlar ve bu da Dünya'nin en büyük dag silsilesi.
Rising almost two miles off the sea floor, the ridges extend for over 28,000 miles, the largest mountain chain on Earth.
Yaklasik yarim mil asagida Meksika Körfezi'nin dibinde 20 metre uzunlugunda olan kendi kumlu sahiline sahip bir su alti gölüne rastladilar.
0ver half a mile down, at the bottom of the Gulf of Mexico, they came across what appeared to be an underwater lake, over 20 metres long, with its own sandy shore.
Bunlar yaklasik yarim metre uzunlugundaki Avustralya kalamarlari.
These are Australian squid. About half a metre long.
DÜNYA SAVAŞI SONUCUNDA YAKLAŞIK 100 MİLYON ERKEK
Fire!
- Yaklasik bir saat once.
About an hour ago.
Yaklasik 12 : 15'te Ajan Nina Myers'tan CTU'daki ekibimi toparlamami isteyen bir telefon aldim.
At approximately 12 : 15 I got a phone call from Agent Nina Myers telling me to assemble the team at CTU...
Aralarinda Rahip Donnet'in de oldugu yaklasik 400 erkek, kadin ve çocuk nehir kiyisindaki ana meydana toplu halde getirildiler.
Nearly 400 men, women and children, among them the priest, Father Donnet, were herded into the main square by the river bank.
Onu yaklasik kahvaltiya yakin öldürdüm.
I killed her around breakfast time.
YOL ÇALIŞMASI YAKLAŞIK 1. KM
Okay, boy.
Ama ben tahmin etmeliydim, onu yaklasik 20 yildir taniyordum.
I should have, I suppose, I knew him 20 years.
- yaklasik 3 hafta.
- About three weeks.
Lenin 3 kanunla alakali calismalarinin baslangiciydi... insan ruhunun yaklasik bir bileseni olabilecegini varsayiyordu.
It's a phrase from Lanning's work on the three laws. He postulated that cognitive simalactra might one day approximate component models of the psyche.
Yaklasik 6 dakika
About six minutes.
Neyse, yaklasik bir ay önce, yüzdükten sonra kayaliklarda kaymistim.
Anyway, about a month ago, I slipped on the rocks after having a swim.
Yaklasik on gün önce.
- About ten days ago.
Saat kaçti, ondan emin degilim. Yaklasik sabahin ikisiydi.
It was about two in the morning.
Bir yer ekibi göndermeden kesin olarak bilemeyiz... fakat su anki tahminim yaklasik... 2,000 yillik olduklari.
We won't know for sure until we send a ground team... but the initial estimates have it... on the order of approximately 2,000 years.
Bin yillar boyunca lavla ortulmus kiyilari ve volkanik daglari farkedilmemis, haritalanmamis ve bozulmamistir. Ta ki, yaklasik 500 yil once kader Panama piskoposunu buraya getirene dek...
For millennia, their lava clad shores and great volcanic mountains remained unnoticed, uncharted, untainted, until fate brought the Bishop of Panama here nearly 500 years ago.
Yaklasik olarak bir aydir Fox River'dayim.
I've been at Fox River nearly a month now.
yaklaşık 83
yaklaşık olarak 54
yaklaşık 2 18
yaklaşık 1 43
yaklaşıyor 99
yaklaşın 139
yaklaş 303
yaklaşma 142
yaklaşıyorum 20
yaklaşıyoruz 63
yaklaşık olarak 54
yaklaşık 2 18
yaklaşık 1 43
yaklaşıyor 99
yaklaşın 139
yaklaş 303
yaklaşma 142
yaklaşıyorum 20
yaklaşıyoruz 63