Yapacaksın traduction Anglais
30,619 traduction parallèle
Ne yapacaksın o zaman?
What are you doing then?
Ne yapacaksın peki?
So what are you gonna do?
Ne yapacaksın yani, yarasından öpüp iyileştirecek misin?
So, what, you're gonna kiss her boo-boos to make it better?
Bunu benim için yapacaksın.
You'll ruin this for me.
O zaman bunu kendi başına yapacaksın.
Well, then you're just going to have to do it in person.
Risk almazsan nasıl yapacaksın ki?
How can you if you're not willing to take risks?
Hayatta kalan da öldüğünde ne yapacaksın?
And what will you do once the surviving one is dead?
Ama ne yapacaksın bu resimle, Baba?
But what will you do with this picture, Baba?
Başka ne yapacaksın ki?
What else will you do?
Ne yapacaksın?
What are you going to do?
Bunu nasıl yapacaksın?
Hovv are you going to do it?
Ne yapacaksın Dembe?
What are you gonna do, Dembe?
- Onunla ne yapacaksın?
What do you do with that, anyway?
- Ne yapacaksın?
- What do you want to do?
Bu işi istiyorsan, bir istisna yapacaksın.
If you want this job, you make an exception.
Ben yaptım diye sen de mi yapacaksın?
If I did it you'll do it too?
Peki orada ne yapacaksın?
And what will you do there?
Ve sen ne yapacaksın?
And you what?
- Onu mu yapacaksın, koca köpek?
- Gonna do to'im, big dog?
Hepiniz kendi köşenizde çalışıp, ybor'a otunuzu satıp, orada ne halt ediyorsanız onu yapacaksınız.
Y'all go on workin'your corners, selling kush up to ybor, do whatever the fuck it is you'll do up there.
Cidden Oleg ile seks mesajlaşması mı yapacaksın?
Are you really gonna have sext with Oleg?
Bu acıyla ne yapacaksın peki?
And what are you gonna do with that pain?
Evet ama ne yapacaksın?
Yeah, but what are you gonna do?
- Yapacaksın zaten artık.
- You will now.
Bundan çok daha fazlasını yapacaksın.
Oh, you'll do more than that.
Yapacaksın.
You will.
O elindekiyle ne yapacaksın?
What are you gonna do with that?
Enzo kızlarımı geri alabilmem için en iyi şansım bu yüzden zihnini yulaf ezmesine çevirmen gerekse bile bunu yapacaksın, anladın mı?
Enzo's the best chance I have at getting my kids back, so if you have to turn his brain into oatmeal, that's what you do, understood?
- Evet yapacaksın.
- Oh, yes, you are.
Ne yapacaksın, Donovan? Beni tekrar mı öldüreceksin?
What are you gonna do, Donovan?
İşime engel olmayacaksın, ne dersem onu yapacaksın ve kararları ben vereceğim.
You should stay out of the way. Follow my lead.
Bunu yapacaksın.
You will do this.
Bana ne yapacaksınız?
What are you gonna do to me?
Bana ne yapacaksın?
Why are you doing this to me?
- Bunu yapacaksın?
- You would do that?
- Bu gece siz ne yapacaksınız?
- What are you guys gonna do tonight?
Ne yapacaksın?
What are you going...
Atlayıp Vikner'ın işini kendin mi yapacaksın?
Gonna do Vikner's work for him, and jump?
Onlar özgür kalınca ne yapacaksın?
What will you do once you've freed them?
- O zaman yalnız yapacaksın.
- Then you're doing it alone.
O zaman yalnız yapacaksın.
Then you're doing it alone.
Seyir Subayı koordinatları çıkartacak. Yüzbaşı Greeen ile birlikte gözcü görevi yapacaksınız.
Gator's gonna chart the coordinates, you and Lieutenant Green will cover the lookouts.
Sen helikopterde gözcülük yapacaksın!
You're lookout on the helo!
Clyde soruları sormayacak. Sen yapacaksın.
Clyde's not doing the direct, you are.
- Farklı olarak ne yapacaksın?
What will you do differently?
Ne yapacaksın?
What are you gonna do?
Evet yapacaksın.
Yes... yes, you will.
Yapacaksın
You're going to make it.
Sorma iznim varsa ne yapacaksın?
If I may ask, what are you going to do?
Dediğimi yapacaksın.
You will do as I say.
Ne yapacaksın anne?
Do what, Mum?