Yaralanmış traduction Anglais
1,953 traduction parallèle
Onlar. Her kimse... Yaralanmış olabilir.
Whoever it is, could be hurt.
Yaralanmış olabilir.
She might be hurt.
- Kolundan yaralanmış.
- Her arm is wounded.
İyileşecek mi? Kötü yaralanmış.
- ls she gonna be all right?
- Kötü yaralanmıştı, ama iyileşeceğini söylediler.
He was pretty banged up, but they say he's gonnbe okay.
Kendi ellerimle teslim etmeliydim ama, bildiğin gibi... ben de yaralanmış durumdayım.
I-I should've delivered it personally but, as you know, um, I'm suffering from injuries myself.
Yaralanmış olabilir, bu da güçlerini kaybetmiş olabileceği anlamına gelir.
She may be hurt, which means she doesn't have her powers.
Onu yaralanmış ya da parçalanmış halde dili dışarıda, çükü elinde gerçek bir rock yıldızı gibi, tavan kirişinde sallanırken gördün mü?
Did you see him smacked up and cracked up... with his tongue on his chin and his cock in his hand... swinging from the rafters like a real RocknRolla?
Mimi Clark silahla yaralanmış olarak kliniğe kaldırılmış.
They just checked Mimi Clark into the Medical Center for a gunshot wound.
Marlena çok kötü yaralanmış.
Marlena's hurt pretty bad, you know?
Boynundaki damar yaralanmış.
The artery in his neck is severed.
Adam yaralanmış!
Adam's hurt!
Yaralanmış bir memur var.
We have an officer down.
Burada yaralanmış bir memur var!
I have a fucking hurt officer here.
Ve bir saat içinde tüm yaralanmış hayvanlarda da aynı tür saldırganlık hali görülmeye başlandı.
And within an hour, all the injured animals showed the same kind of aggression.
Ve orada yaralanmış başka birisi daha olabilir.
And there's other injured parties in there possibly.
Birisi yaralanmış.
Someone's been injured.
Mürettebat kuşatılmış. Kaptan yaralanmış ve asiler en az yirmi beş kişi.
The crew is shackled, the Captain is wounded and the mutineers are at least 25 strong.
Yaralanmış kalbinin etrafını kaplamaya zorladığın caziben.
The charm you force to cover the brutish shell around your damaged heart.
- Tamam yaralanmış olabilir.
- All right, he may be hurt.
Sekiz yaşında. Başından yaralanmış. Bilinci gelip gidiyor.
Eight-year-old, head lac, seems altered.
Yanımızda göğsünden silahla yaralanmış, 35 yaşlarında bir erkekle yoldayız.
En route with about a 35-year-old male, gunshot wound times one to the right chest.
Litsa biraz yaralanmış.
Litsa's just a bit hurt.
Yaralanmış hatta ölmüş olabilirler.
They could be hurt, maybe even dead.
Ama beni sudan çıkarmaya çalışan üç Ö.T.E. Elemanı yaralanmıştı.
But three S.R.T. Members were injured while fishing my sorry butt out of the water.
Oldukça kötü yaralanmış, gözlerinin etrafını kesmiş.
Bad bruising and cuts around his eyes.
Yaralanmış olabilir.
She might be injured.
Omzundan silahla yaralanmış.
Gsw to the shoulder.
Bart, Martin ciddi biçimde yaralanmış ya da ölmüş olabilir.
Bart, Martin could be seriously hurt, or worse.
Çocukların illa yaralanmış veya tacize uğramış olması gerekmez.
Involving children, but not necessarily children that have been injured or abused.
Doktor Dillane, Acilde silahla yaralanmış biri var.
Dr. Dillane, we have a gsw in the E.R.
Antietam savaşında * yaralanmış bir konfederasyon subayıymış.
He was a Confederate general
Nasıl yaralanmış?
How did he get hurt?
Yani katil de yaralanmış.
So the killer was also injured.
Avraham araba kazası geçirmiş. Yaralanmış, hastanede.
Avraham was in a car accident.
Onun adı Abel Yule ve savaşta yaralanmış.
His name is Abel Yule and he was injured in the war.
Arkadaşımı. Yaralanmış.
My friend. he's hurt.
Aşağıdayken ayak bileği yaralanmış.
She hurt her ankle when she was there.
Okulumuzda bir çocuk yaralanmış.
A child has been hurt at our school.
Bacaklarınız yaralanmış.
Your legs are hurt.
- Kathy'e dolu dolu bir pembe dizi yaratacağım sen de başından yaralanmış bir kadını kandırırken.
I'm gonna give Kathy the full soap opera while you try to trick a lady with a head injury.
Yaralanmış.
He was hurt.
Buraya karnından yaralanmış bir Ermeni geldi mi?
Did an Armenian come in here with a belly wound?
- Kimse yaralanmış mı?
- Anybody hurt?
Paul ve annesi yaralanmış.
Paul was injured and so was his mom.
Amerikan denizcileri yaralanmış.
American seamen were wounded.
Trenlerle atlarken yaralanmış olmalı.
He'll be bruised from jumping on and off trains.
Ne bulduk? Tek bir kurban, kötü yaralanmış.
Single victim, took a bad beating.
Yaralanmış. Private Vasquez ağrıkesici aradığını söylemişti.
Private Vasquez said he was seeking painkillers.
Yanlış yola sapmış ve yaralanmış bir adam ama iyi.
A deeply misguided and damaged man, But good.
Yaralanmış.
She's hurt.
yaralanmışsın 68
yaralı 56
yaralıyım 22
yaralandım 50
yaralandı 34
yaralısın 46
yaralı mı 20
yaralı mısın 69
yaralandın mı 166
yaralı mısınız 23
yaralı 56
yaralıyım 22
yaralandım 50
yaralandı 34
yaralısın 46
yaralı mı 20
yaralı mısın 69
yaralandın mı 166
yaralı mısınız 23