Yaralanmışsın traduction Anglais
393 traduction parallèle
Yaralanmışsın!
You've got a cut!
Yaralanmışsın.
You're hurt.
Yaralanmışsın, zavallı arkadaşım.
You're hurt, my poor friend.
- Steve, yaralanmışsın!
- Steve, you're hurt!
- Steve, yaralanmışsın.
- Steve, you are hurt.
Holmes, yaralanmışsın.
Holmes, you're hurt.
- Yaralanmışsın Sam.
- Sam, you're hurt.
- Yaralanmışsın.
- Oh, you're hurt.
Dinle, oğlum... Çok ciddi yaralanmışsın.
Now, listen, son... you've been badly hurt by that lorry.
Kaptan Mitty, yaralanmışsınız!
Captain Mitty, you're hurt!
Yaralanmışsın.
You're wounded.
Çok kötü yaralanmışsın.
That's a bad cut.
Sevgilim, yaralanmışsın!
Darling, you've hurt yourself!
Yaralanmışsın.
You are hurt.
Yaralanmışsın.
You been hurt.
Kötü yaralanmışsınız.
You've been wounded.
Max, yaralanmışsın!
Max, you're hurt!
Pierre, yaralanmışsın Konuş benimle, konuş benimle.
Pierre, you're hurt. Speak to me, speak to me.
Yaralanmışsın.
You're bleeding!
Çok kötü yaralanmışsınız efendimiz.
You were badly hurt, sire.
- Fena yaralanmışsın.
- You're hit bad. - Oh.
Çok kötü yaralanmışsınız.
That's an awful, nasty bruise.
Bak, şuna bak, yaralanmışsın.
Look, look at that, you've hurt yourself.
Jackie, yaralanmışsın.
Jackie, you're hurt.
- Yaralanmışsınız.
- You're hurt.
Kötü yaralanmışsın.
- No, you get me to Saval.
Yaralanmışsınız, efendim.
You're hurt, sir. Blow...
Clay, sen yaralanmışsın.
Clay, you've been hit.
Ama sen yaralanmışsın.
But you are hurt.
Yaralanmışsınız.
Professor, you are injured.
Bak ne kadar kötü yaralanmışsın.
Look how badly you're hurt
- Yaralanmışsın!
- You're hurt!
Fakat sevgilim, sen yaralanmışsın.
But darling, you're wounded ;
Kalbinden yaralanmışsın.
Your wound- - it's in the heart.
Susan, yaralanmışsın!
My dear Susan, you're hurt!
Yaralanmışsın Chrysagon.
You are bloodied, Chrysagon.
- Ama yaralanmışsın.
But you're wounded.
Uçup gelen bir şeylerle yaralanmışsın.
You were hurt by something flying through the air.
Yaralanmışsın?
You're wounded?
Yaralanmışsınız.
You're hurt.
Sen yaralanmışsın, evlât.
Son, you've been wounded.
Yaralanmışsınız.
You are hurt.
... ama çok ağır yaralanmışsınız, ne yazık ki!
But now you are badly injured!
- Yaralanmışsın.
- You're bleeding. - Never mind.
Yine yaralanmışsın.
You're bleeding again.
Ama sen yaralanmışsın.
But you're hurt.
Yaralanmışsınız!
Caesar! You're hurt!
Burada uzanmış bir haldesin ismini kullanamıyorsun, yaralanmışsın ve bana ne yapmam gerektiğini mi söylüyorsun?
You're laying here you can't use your name, you're bleeding and you're telling me what to do?
Kafanız ve kolunuzdan yaralanmışsınız.
Your head and arm were injured.
Yaralanmışsın!
I'LL CALL A DOCTOR.
- Sakin ol yaralanmışsın.
- Easy, you're hurt.
yaralı 56
yaralıyım 22
yaralandım 50
yaralandı 34
yaralanmış 44
yaralısın 46
yaralı mısın 69
yaralı mı 20
yaralı mısınız 23
yaralandın mı 166
yaralıyım 22
yaralandım 50
yaralandı 34
yaralanmış 44
yaralısın 46
yaralı mısın 69
yaralı mı 20
yaralı mısınız 23
yaralandın mı 166