English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yerini biliyorsun

Yerini biliyorsun traduction Anglais

279 traduction parallèle
Bess, sen onun adamlarının yerini biliyorsun, değil mi?
Bess, you know where his men may be found, don't you?
Paranın yerini biliyorsun.
You know where the money is.
Evet, sen yerini biliyorsun.
Yes, you know where you are.
Telefonun yerini biliyorsun.
Go ahead. You know where the phone is.
Yerini biliyorsun, Rathbing'in arka tarafı.
You know, the back of rathbing place, there.
Atların yerini biliyorsun Doc.
You know where the horses are, Doc.
Giderken de, bankanın yerini biliyorsun,.. ... bunu gece kasasına bırak.
You know Where the bank is, drop this off.
Yerini biliyorsun.
You know Where it is.
Dino, kasa şifresinin yerini biliyorsun.
Dino, you know where the combination for the safe is.
- Yerini biliyorsun.-Elbette unutur muyum?
I know where it is by now.
Yerini biliyorsun.
You know where it is.
Altında temizlik malzemeleri var, yerini biliyorsun.
- There's cleaning stuff under there.
Yerini biliyorsun.
You know where he is.
Her şeyin yerini biliyorsun.
You know where everything is.
Ama yerini biliyorsun, değil mi?
But you know where to find him.
Odanın yerini biliyorsun.
You know where is your room.
Onun zayıf yerini biliyorsun!
You know his vulnerable spot!
Paranın yerini biliyorsun ve bana söylemiyorsun, seni sürtük!
You know where the money is, and you won't tell me, you bitch!
Viskinin yerini biliyorsun.
- You know where the Scotch is.
- Yerini biliyorsun, değil mi?
- You know the place, don't you?
Yerini biliyorsun, değil mi?
You know where it is, don't you?
Ama erkek arkadaşın bir polis öldürdü. Ve sen yerini biliyorsun.
Your boyfriend just killed a cop and you know where he is.
Buna numune diyelim. Daha istersen yerini biliyorsun.
Let's call this a sample and you know where you can get more.
Masamın yerini biliyorsun.
You know where my desk is.
- Kahvenin yerini biliyorsun.
- Yo, Dan. You know where the coffee is.
Şimdi yerini biliyorsun.
Now you know where you are.
- Her şeyin yerini biliyorsun.
- You know where everything is.
Anahtarın yerini biliyorsun.
You know where the key is.
- Yerini biliyorsun.
You know where it is.
Yeşil odanın yerini biliyorsun, git bir fincan kahve iç.
You know where the green room is. Have a cup of coffee.
Herşeyin yerini biliyorsun.
You know where everything is.
Ama sen her birinin yerini biliyorsun değil mi, Varyemez Amca?
And you know each and every one, don't you, Uncle Scrooge?
Banyonun yerini biliyorsun.
You know where the bathroom is.
Madem yerini biliyorsun, neden o benimle gelmiyor? Evet evet.
Why doesn't he come with me, since you know Where it is?
Yerini biliyorsun.
OO. You know where.
- Çünkü Moco'nun yerini biliyorsun.
- You know where Moco's ranch is.
- Yangın söndürücünün yerini biliyorsun.
- You know where the extinguisher is.
Kalenin yerini biliyorsun.
You know where this fortress is.
- Her şeyin yerini biliyorsun.
- You know where it is.
O halde yerini biliyorsun.
So then you know where he is.
Yerini biliyorsun.
You know your place.
— Gözcü yerini terk etmez biliyorsun.
- You know better than leave your watch especially in the fog.
Yerini tek sen biliyorsun.
You're the only one who knows.
- Demek yerini biliyorsun ha?
You know where it is?
- Sen yerini nereden biliyorsun?
- How do you know where the gun is?
Yerini ve zamanını biliyorsun.
You know where and when.
Yerini biliyorsun.
In my office.
Biliyorsun, artık mahkemeler görevini yerine getirmiyor olabilir ama insanlar birbirlerini filme çektikleri sürece adalet yerini bulacaktır.
You know, the courts might not work anymore but as long as everybody is videotaping everyone else justice will be done.
Öyleyse, sanırım buranın her yerini gayet iyi biliyorsun.
So I guess you know your way around.
Evin yerini bir tek sen biliyorsun.
You're the only one who knows that place.
Biliyorsun... bu davayı kazanabilirsin... ve adalet yerini bulur.
You know you can win this case and justice will prevail.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]