English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Biliyorsundur

Biliyorsundur traduction Anglais

2,680 traduction parallèle
Belki işimize yarar bir şeyler biliyorsundur.
You might have some useful info.
Bir şeyler üzerinde ne zaman kontrolünün olmadığını biliyorsundur.
You know when you don't have control over something?
Muhtemelen sen de benim cevabımı biliyorsundur.
Probably my answer has crossed yours.
Evet, eminim biliyorsundur, Henry.
Yes, I'm sure you do, Henry.
O zaman başka seçeneğimin olmadığını da biliyorsundur.
And you know that I didn't have a choice.
O zaman polisin dava açmadığını da biliyorsundur.
Then you know the police have no case.
Umarım ne yaptığını biliyorsundur.
I certainly hope you know what you're doing.
Mutlaka bir şeyler biliyorsundur.
You must know something.
Yani, sen bunu biliyorsundur.
I mean, I'm sure you know that.
Umarım ne yaptığını biliyorsundur, Dedektif.
Hope you know what you're doing, Detective.
Umarım ne yaptığını biliyorsundur.
I hope you know what you're doing.
Umarım Ne Yaptığını Biliyorsundur..
I hope you know what you're doing.
O zaman altımızdaki işkence salonlarını acı odalarını biliyorsundur.
You have heard, then, of his torture chambers, his house of pain below us here?
O zaman yozlaşma hakkındaki her şeyi biliyorsundur.
Then you know all there is to know about corruption.
* Umarım biliyorsundur *
♪ I hope you know ♪
Tabi bunu biliyorsundur değil mi?
But, of course, you know that, right?
İçten içe bizi bir araya getirebileceğini umduğunu biliyorsundur herhalde.
You know he's secretly hoping this will bring us back together, right?
- Yani, bunları biliyorsundur.
- I mean, you must know about them.
Eminim şimdi köstebek kim biliyorsundur.
I bet you know who the mole is now.
- Sana ne yaptığını biliyorsundur umarım.
- I hope you know what you're doing.
Zaten biliyorsundur, değil mi?
But you probably already knew that. Right?
O zaman, neyi yapabilip yapamayacağını da biliyorsundur.
Well then, you know what you can and can't do.
George W. Bush hakkında her şeyi biliyorsundur herhalde..
You all know about George w.
Annemin 6. kocası olduğunu biliyorsundur.
You know you're my mom's sixth husband?
Birkaç yıllığına pek yakındınız. Onun saklanma yerlerini biliyorsundur.
You two were cozy for a few years, you should know his hideouts.
Ne yaptığını biliyorsundur umarım.
I hope you know what you're doing.
Umarım lastik değiştirmeyi biliyorsundur, ben bilmiyorum çünkü.
Well, I hope you know how to change a tyre, cos I don't.
Roseanna'nın orada kaldığını biliyorsundur zaten.
I suppose you know your once-intended is staying there.
Umarım ne yaptığını biliyorsundur evlat.
I sure hope you know what you're doin', boy.
Yarınki Şükran Günü yemeğine davetli olduğunu biliyorsundur umarım.
I hope you know you're invited for Thanksgiving tomorrow.
Ama sanırım bunu zaten biliyorsundur.
But I think you already knew that.
- Elbette biliyorsundur.
- Of course you do.
Kim olduğumu biliyorsan, kim olduğumu biliyorsundur.
If you know who I am, then you know who I am.
Ama biliyorsundur ki kazanmazsan, annen timsah çitindeki deliği tamir edemez ve tüm gece timsahları bıçaklayacaksındır.
But you know if you don't win, mom can't fix the hole in the gator fence, so you'll be up all night, stabbing gators.
Tabii sen bunu biliyorsundur zaten. Spermlerinin bir insana hayat verdiğini kanıtladın.
Of course, you know that already, you've proven your sperm can spawn new life.
Umarım bunu biliyorsundur.
I hope you know that.
Elbette hayır. Eminim yolu biliyorsundur.
I'm sure you know the way by now.
O zaman bize karşı sayıca az olduğunu da biliyorsundur.
Then you know you're outmanned.
Sen biliyorsundur sandım belki bi çocuğun falandır
It was next to my car. I thought maybe you'd know if it belonged to some kid that lived around here.
Belki bu şarkıyı biliyorsundur.
Maybe you know this hip-hop song.
- Yani eminim biliyorsundur.
I mean, I'm sure you know.
Eğer bu kristalin ne olduğunu biliyorsan senin işine yaramayacağını da biliyorsundur.
If you know what this crystal is, you know it's useless to you.
Umarım ne yaptığını biliyorsundur, Hovland.
Hope you know what you're doing, Hovland.
Lord'daki kriket kampını biliyorsundur..
You know that cricket camp at Lord's?
Sen, şey Tyler'ın 16 yaşında olduğunu ve o yaştaki çocukların senin yaşındaki çocuklardan farklı olduğunu biliyorsundur.
You, um... you do know that... Tyler is 16, and that boys, when they're 16, they're different than boys that are your age...
Eminim kimin ilgilendiğini biliyorsundur.
Bet you know who does.
Hayatta sürekli seni kollayacak çok az kişi vardır Dalia Royce. Annen de onlardan biri, umarım biliyorsundur.
There are few people in life who truly have your back, Dalia Royce, and I hope you know your mother is one of'em.
Ve stüdyoda da aynı sistemi kullanabiliriz. Sarı sis lambalarını biliyorsundur.
And in the studio we can use the same system- - of yellow fog lights, you know.
Şu lafı biliyorsundur :
You do know the phrase,
Eminim biliyorsundur.
I'm sure you do.
Umarım ne yaptığını biliyorsundur.
Hope you know what you're doing, Hovland.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]