Yolu açın traduction Anglais
1,151 traduction parallèle
Yolu açın!
Get out of the way!
Yolu açın!
Move that truck!
Yolu açın!
Clear the street!
Yolu açın, geriye çekilin.
Get out of the way, move back.
Yolu açın bakalım.
Clear the way here.
Yolu açın.
Clear the way.
Yolu açın!
Move out of the way!
Hemen yolu açın.
You'll have to move your equipment.
- Yolu açın!
- Clear the way!
Yolu açın!
Open the road.
Yolu açın lütfen.
Come on. - Coming through.
Lütfen yolu açın.
Come on. Clear the hallway now.
Yolu açın da biletli insanlar içeri girebilsin.
Clear the way so people with tickets can pass.
Yolu açın!
Coming through.
Yolu açın lütfen.
Right behind you.
Yolu açın.
Comm'through.
Yolu açın.
Take it out of here.
Yolu açın!
Clear the road!
Yolu açın.
Open way long.
Yolu açın.
Open way.
Hemen yolu açın.
Clear the way now!
Yolu açın, yolu açın, lütfen.
Clear the way, please.
- Yolu açın.
Hey, clear the way!
Paketim var. Yolu açın.
Got a package, people!
- Yolu açın, izin verin.
Excuse me!
Hadi, yolu açın.
Give me room.
Yolu açın!
Clear the way, men.
Yolu açın.
Make way.
Yolu açın! Carter!
- Coming through!
Yolu açın!
- Clear the way!
Yolu açın!
Out of the way!
Bu da başarısızlığı açıklamanın bir yolu.
That's one way to explain failure.
Onların acılarını dindirmenin... en iyi yolu yarışma için düzenlediklerim.
I'm running a contest... on the best way to put them out of their miseries.
Yolu açın!
Clear the way!
- Yolu açın, yolu açın.
I just hope it's not one of those frivolous lawsuits. Make way, make way.
Pekala, açıkça görülüyor ki bu parayı geri almanın tek yolu benim onu geri kazanmam.
Okay, it's clear to me, the only way to get this money is for me to win it back.
Açın yolu!
Out of the way!
Onunla ödeşmenin, onun canını acıtmanın bir yolu olmalı.
There must be a way to get at him, to get even with him to get him where it really would hurt.
Bazen saklamanın en iyi yolu, kamuya açık olmaktır.
Sometimes the best way to hide is right out in public.
Belki bir gün küçük, minicik bir çiçeğin dahi açıp açamayacağını anlamanın bir yolu var mı?
Is there some way to see... if maybe just a little, tiny flower could bloom someday?
Şu yolu açın diyorum.
Just cut a path right in there.
Toplumu anlamanın yolu çok açık, ve bu basit anlayışların önemli ölçüde değişemez bence.
There was some, but it was strictly from the point of view of the State Department and Indonesian generals. Never a Timorese refugee.
Yolu açın lütfen!
Stand aside!
Bu son Bundy Pazar eğlencesi Günü'nü kurtarmanın tek yolu tek oğlumun da benim çektiğim acıları çekmesini izlemek.
The only way to save this, this final Bundy Sunday Fun Day is to watch my only son suffer as I have suffered.
Komaların nedenini açıklayabilmek için elimizdeki her yolu denedik.
We have done everything we can to explain these comas.
Bu, komaların nedenini açıklayıp, bizi de temize çıkarmanın bir yolu olabilir.
There is a possibility that it could explain the coma and prove our innocence.
Bunu açıklamanın başka yolu yok.
There's no other way to explain it.
Utanç verici bir şey. Çünkü, paket yapılmasının anlamı : Ya aç değilken bir lokantaya gitmişsinizdir ya da paket yaptırmak için en aptalca yolu seçmişsinizdir.
It is embarrassing because a doggy bag means either you were at a restaurant when you're not hungry or you've chosen the stupidest way to get dog food that there is.
Priti ile resmi bir bağımız yada, Büyük elçimiz yok, açık olarak onlarla bağlantı kurmanın yolu yok.
We have no formal relations with the Prytt, no ambassadors, simply no way to contact them.
Dört aylık çetin sınavın ardından açlıktan ölmek üzere olan erkekler açık denizlere olan 150 km'lik yolu tekrar yürümek zorundalar.
The males, after their four-month ordeal, near to starvation and desperate to feed, have to walk 100 miles or so back to the open sea.
O tür konuşmaları durdurmanın tek yolu, dar kafalı arkadaşlarımızın gazetelerini açıp şehirdeki en güzel bebeğin resimlerini görmeleri.
You're right. The only way to quiet such talk is to have our small-minded friends open up their papers and see a photograph of the prettiest baby in the city.
açın 340
acınası 21
açın kapıyı 126
açın şu kapıyı 25
açın şunu 58
acınacak haldesin 23
yolu yok 35
yolu biliyorum 44
yolu göster 40
yolu biliyorsun 20
acınası 21
açın kapıyı 126
açın şu kapıyı 25
açın şunu 58
acınacak haldesin 23
yolu yok 35
yolu biliyorum 44
yolu göster 40
yolu biliyorsun 20