Yolu göster traduction Anglais
519 traduction parallèle
003, bana yolu göster.
[Joe] 003, show me the way.
Bana Worm'lara giden yolu göster, yoksa yaşamını yitirirsin!
Show me the way to Worms or you will lose your life!
Bize yolu göster.
Lead the way.
- Yolu göster.
Lead the way.
Onlara yolu göster.
Lead them on their way.
Yolu göster bana, gece karanlık Ve ben uzaklarda...
Lead thou me on, for the night is dark And I am far from...
Yolu göster.
Lead on.
Bana yolu göster.
Show me the way.
- Hadi bana yolu göster. Hadi.
Come on, then, show me the way.
- Yolu göster McDuff.
Lead on McDuff.
- Mig, yolu göster.
- Mig, get the point out.
- Estella ona yolu göster.
- Estella, show him out.
Wemmick, Bay Pip'e yolu göster.
Wemmick, show Mr. Pip out.
Cennetteki Baba'mız dua eden biri değilim ama oradaysan ve beni duyuyorsan bana bir çıkış yolu göster.
Dear Father in Heaven, I'm not a praying man, but if you're up there and you can hear me, show me the way.
Bana yolu göster.
- Show me the way. - Right, Johnny. I will.
Evlat artık sen bize yolu göster. Ne yapacağız?
Kid, me and Pete will spell each other carrying the infant.
Doris, Çavuş Loomis'e yolu göster.
Doris, show Sergeant Loomis where to go.
- Biz sizi yolu göster- -
- You're hired out to us- -
Bize yolu göster!
Show us the way.
Sığınağa giden yolu göster ve kendini bir sürü dertten kurtar.
Show us the way to the lair and save yourself a lot o'grief.
- Bana yolu göster.
- Show me the way.
Yolu göster, evlat.
Lead the way, son.
- Bana yolu göster, Dan.
Show me the way, Dan.
- Yolu göster, Carmish.
- Lead the way, Carmish.
O zaman yolu göster.
Well, lead the way which.
- Yolu göster.
- Show me the way.
Yolu göster, onları göster.
Lead the way, show them.
Hadi bana gittiği yolu göster.
Come on, show me the way he went.
- Tamam, yolu göster
- All right, man, lead the way.
Uh, az ileride, lahitin arkasında. Haydi, bize yolu göster!
- Uh, just over there beyond the crypt.
Furuya, ona yolu göster!
Furuya, show him the way.
Onlara yolu göster Dude.
Show them the way, Dude.
Madem sen de çıkıyorsun Jacques, lütfen beylere yolu göster.
Since you're leaving, Jacques, please show these gentlemen out.
Lily, Müfettişe yolu göster.
Lily? Show the Inspector out.
Stella, sabahyıldızı, bana öğret doğru yolu göster.
Stella, star, show me the way, teach me the way
Evet, Pollyanna, bana yolu göster.
That's right, Pollyanna, you lead the way.
Moncho onlara yolu göster.
Come back! Show him the way, Moncho.
Yolu göster!
Lead the way!
Bana yolu göster.
Show me the way!
İyice büyümek istiyorsan bana yolu göster.
If you want to be a big boy, which way to the main road?
Neyse, yolu göster bakalım, Barney.
Well, lead on to the grape, Barney.
Bana Kyoto'ya giden yolu göster.
Show me the road to Kyoto.
Otlardan dışarı çıkan yolu göster bana.
Show me the way out of this grass.
Sana yolu gösterdiğim için, bana yakışıklı yüzünü göster.
As a reward for showing you the road, show me your handsome face.
Bana yolu göster hemen.
I'll need you to show me the way.
Susan, TARDIS'e geri dönerken Dalekler'in seni götürdüğü yolu göster.
Susan, show us the way the Daleks took you when you went back to TARDIS.
Sen onlara yolu göster.
You show them the way.
Yolu göster onlara.
Trot'em out.
Dertlerinden kurtulmanın Bir yolu olduğunu göster onlara
Show them that there's a way To chase your cares away
- Yolu göster.
- Lead her.
Sen yolu göster.
You lead.
yolu göstereyim 20
göstereceğim 43
göster 167
göstereyim 129
gösteri 51
gösteririm 21
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göster bakalım 43
göstereceğim 43
göster 167
göstereyim 129
gösteri 51
gösteririm 21
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göster bakalım 43