Yüzbaşım traduction Anglais
3,366 traduction parallèle
- Emredersiniz Yüzbaşım.
- Yes, sir, Captain.
Emredersiniz Yüzbaşım!
Yes, sir, Captain!
- Emredin Yüzbaşım.
- Yes, Captain.
Yüzbaşım nedir bu?
And, Commander?
Yüzbaşım, böyle bir görev İçin iki yıl bekledim.
I've waited two years for a mission like this, Captain.
Yeni yüzbaşımız onu kapının önüne koymasaydı yine burada olurdu da...
He'd still be here if the new captain hadn't kicked him to the curb.
Bana efendim ya da yüzbaşım diyeceksin.
Call me sir or captain.
Kamyondan ucu ucuna kurtulmadan önce yüzbaşımız kendi vücudunda boğulmaya başlamış bile.
Well, prior to his near-miss with the truck, our lieutenant here was well on the way to drowning in his own skin.
Yarbayım, yüzbaşı Danilov bölüğe dönmüştür.
Comrade Subcolonel, captain Daniloff is back to the unit.
Yüzbaşı Williams, "Razıyım ve memnuniyetle veriyorum." deyin.
Captain Williams, say "I consent and gladly give".
Kimse taburlarımın, yüzbaşılarımın, generallerimin ve ordumun davranışlarını sorgulamayacak.
No one will question the behaviour of my troops, my captains, my generals, my arms.
Beyaz bir yüzbaşı sağ kalan adamlarla tekrar o tepeye çıkmasını emredince "Komutanım, 35 adamla alamadığım tepeyi, 4 adamla da alamam." demiş.
A white captain ordered him to go back up the hill with the surviving men. He said, "Sir, if I can't take that hill with 35, I'll never take it with four."
Hayatımızı bağışla, Yüzbaşı.
Give me a long count, captain.
Rebecca Gordon,... bu Yüzbaşı Mary Ann Reith, kendisi eczacımız olur.
Uh, Rebecca Gordon, This is Captain Mary Ann Reith, our pharmacist.
Yüzbaşı, bu savaşta ölen ya da yaralanan çavuşların sayısının fazlasıyla olduğunun farkında mısınız?
Captain, are you aware of the disproportionate number of sergeants that are killed or injured in this war?
Yüzbaşının yorgun ya da kafası dağınık bir hâli var mıydı? Hayır.
Did the captain seem incoherent or fatigued in any way?
Yüzbaşı Ludford'un gerçekten böyle bir ilaca ihtiyacı olduğuna inanmam için en ufak bir neden olsaydı uçmaması için elimden gelen her şeyi yapardım.
That Captain Ludford really needed such a drug, I would have done everything in my power to stop him from flying.
Yalnızca şunu söyleyebilirim. Yüzbaşı Ludford kısa görüşmemiz sırasında hiçbir rahatsızlık belirtisi göstermedi,.. ... yani kararım kesinlikle aynı olurdu.
All I can say to you is that in my brief encounter with Captain Ludford, he showed no evidence of impairment, and my decision would be exactly the same.
Ben de Yüzbaşı Crawley'in annesi ve turunuzda size eşlik edeceğim ve burada uyguladığımız farklı seviyelerdeki bakımı anlatacağım.
And I am Captain Crawley's mother, and will accompany you on your tour and explain the different levels of care we practise here.
Yüzbaşı Crawley'e ulaşıp olayları anlatmaya çalışacağım.
Very good, ma'am. I'll try to contact Captain Crawley, explain to him what's happened.
Leydi Mary, iyi niyetiniz için minnettarım ama bana kalırsa Yüzbaşı Crawley'in durumu sizin için çok üzücü olabilir.
Lady Mary, I appreciate your good intentions, but I'm concerned that Captain Crawley's condition may be very distressing for you.
Yüzbaşı Crawley'den haber var mı?
Any news of Captain Crawley?
- Başka bir şey var mı Yüzbaşı?
- Anything else, Lieutenant?
Sen benim İtalyan olmadığımı biliyorsun di mi yüzbaşı?
- Captain, you know I'm not hispanic, right?
Bana mı öyle geliyorsa yoksa Yüzbaşının hiç mutlu günü yok mu?
Is it just me, or is the L.T. only happy when he's not?
Yüzbaşı! Bir generalin emrinde mantık mı arıyorsun?
Seek meaning in the order of a general?
- Bir kelime daha edersen, ateş menziline girmene gerek kalmayacak Yüzbaşı. Burada vuracağım seni çünkü.
- Another word and you no longer need go to the firing range, because I, here, in this place I'll shoot you.
Yüzbaşı Raydor'ın tüm ekibimi sorgulaması ve Taylor'a beni sorması hakkında da endişelerim de var.
I'm a little more concerned about Captain Raydor interviewing my entire division and asking Taylor about me. Yeah, I know.
- Evet, sayılır. Dün akşam Yüzbaşı Valdez'den RHD'ye gelmek için bir çağrı aldım.
I got a call from Lieutenant Valdez last night to report to R.H.D. this morning.
- Bunu bitirir bitirmez- - - Yüzbaşının acil ihtiyacı var.
Yeah, as soon as I'm finished with this - -
Birkaç hafta önce, Yüzbaşı Valdez bana devreyi polisleri arasında gelecek vadeden biri var mı diye sormuştu.
A couple of weeks ago, Lieutenant Valdez asked me if there was some patrol cops that I thought were real up-and-comers.
Yüzbaşı, Conolly'i yakalamak ve bizzat yakasına yapışmak isteyip de bulamadığım fırsat.
Captain, nothing would give me greater pleasure than chopping Connolly off at the knees.
Yüzbaşı Marshall'ın en son konumuna bakacak olursak sanırım tüneller tesisin altında yer alıyor.
According to Captain Marshall's last known position, I think the tunnel's under this facility.
Evet ama eğer Yüzbaşı Weaver olmasaydı şu an burada olmazdım.
Yeah, well, if it wasn't for Captain Weaver, I wouldn't be here right now.
Sen ve yüzbaşı Raydor sürekli avukat tutmam gerektiğini söylüüyorsunuz ama kimse ödeme için yardım teklif etmiyor.
You and Captain Raydor keep saying I need to get my own lawyer, but no one's offered to help me pay for it.
Yüzbaşı Raydor tüm timi kapsayan bir denetleme yaparken, özel bir şahsı bizden sivil bir teknik elemanı kullanarak aramanın sorun olmayacağını mı düşündünüz Hemde arama izni olmadan? !
With Captain Raydor conducting a transparency audit of this entire division, you thought it was a brilliant idea to use one of our civilian techs to track a private citizen without a warrant?
Avukata ihtiyacım yok, yüzbaşı.
I don't need a lawyer, Captain.
Yüzbaşı size yardım etmemi istedi.
The lieutenant asked me to come over here to help you.
Bakın ilk önce bir şef yardımcısı gönderdiniz, peşinden de bir yüzbaşı mı?
Look... first you guys send down a Deputy Chief, and you follow up with a Captain?
Ne hatırladığımı bilmek ister misiniz, yüzbaşı?
Do you want to know what I remember, Captain?
Senden 11 kertenkele öndeyim, yüzbaşı.
I'm eleven lizards ahead of you, Captain.
Onu ikna etmeye çalıştım ama yüzbaşı Raydor sen işine dönmeden.. ... önce seninle konuşmakta ısrar etti.
I tried to talk her out of it, but Captain Raydor insists on speaking with you before you resume the investigation.
Sanırım Yüzbaşı Murphy'i buldum kurbanın dedesini yani.
I think I found Captain Murphy, our vic's grandfather.
Yüzbaşı Ackbar'a ihtiyacımız var.
We need captain Ackbar.
Yüzbaşı, yardımınıza ihtiyacım var.
Captain, I need your help.
Ben senatörleri ve Yüzbaşı Ackbar'ı alacağım.
I'll take the senators and captain Ackbar.
Onlara ihtiyacımız olmamasını ümit edelim Yüzbaşı.
Let's hope we don't need them, Captain.
- Ben hazırım, Yüzbaşı.
- Ready, Captain.
Nam-yi, yüzbaşıyı nasıl yakalayacağız peki? Henüz hiçbir planımız yok!
- But, Nam-yi, we don't have a plan on how to catch their leader.
Yüzbaşı Elwood'a az önce söylediğini medyaya söyleseydin, zedelemezdi.
I'm just saying, it wouldn't hurt if you told the media what you just told Captain Elwood.
Peki Yüzbaşı Booth öldüğü sırada hangi tasarım üzerinde çalışıyordu?
And what designs was Lieutenant Booth working on when he died?