English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Ç ] / Çantam

Çantam traduction Anglais

4,114 traduction parallèle
Çantamın peşindeki ilk postayı da sayarsak bununla en az dört grup etti.
If we count the first batch after my case That's at least four groups
Anlaşmadan önceyse çantamın peşindeki şu adamlar olmalı.
Before the deal lt must be those guys after my case
Sırt çantam
It's a backpack.
Sırt çantamın arkasındasın.
You're behind my backpack.
Çantam benim yardımcım.
It's my helper backpack.
Elbette üzerine parmak izlerim olur. Benim çantam sonuçta.
Of course it has my fingerprints on it, it's my bag.
Acaba, çantamı...?
By any chance, did you... my purse...?
- O benim çantam efendim.
That's my bag, sir.
- Evrak çantam var bir kere.
I have a briefcase.
- Çantamı mı karıştırdınız?
You went through my purse?
El çantamı.
My purse.
Taşımak için el dikişli çantamı kullandım.
The carrying case is hand-stitched soy.
Tenis çantamı senin dolabında tutmak istediğimi hatırlıyor musun?
Do you remember when I wanted to keep my tennis bag in your closet?
- Geri gelip çantamı almalısın.
Look, you've got to come back in and get my purse.
Çantamı, oyuncak bebeğimi ve şu aptal tişörtümü de.
Bag, doll. And this stupid shirt too.
Çantam!
My purse!
Sırt çantamı severim.
I love my backpack.
Gerçekten mi? Neden öyleyse 3 gün içinde ona teslim edilmesi gereken, Rus bir kuryeye ait bir evrak çantam var?
Why do I have a briefcase Russian couriers in possession of a... he him within three days to deliver?
Kahretsin, sağlık çantamı kaybetmişim.
Fuck, I lost my med kit.
Çantamı aldım.
I got my bag.
Çantamı toplamış, sadece senin aramanı bekliyordum, başka bir şey yok.
I had my bags packed and I was waiting for you to call, and nothing.
Tamam, çantamı alayım.
Ok, I'll just grab my purse.
Çantamı unutmuştum.
I forgot my purse.
Çantam nerede?
Where's my purse?
Çantamı alacağım ve...
I'm gonna get my purse, and...
- Çantam şurada.
- My bag's back there.
Çantam, maymun.
My bag, monkey.
Maymun, çantam.
Monkey, my bag.
İstediğiniz paraysa çantam masada duruyor.
If you want money, my purse is on the table. I have...
O benim çantam.
It's my bag.
Çantamı al, lütfen ve siyah defterden Félix'in adresini bul.
Take my bag, please, and look in a black diary for Félix's address.
Çantamı gördün mü? Tamam.
Have you seen my bag?
Trenin kapısında sıkışan çantamın içinde kaldı aslında.
It's actually in my case, which is in the door of a train.
Çantamın yan tarafında bulunuyor.
It's in the side of my bag.
Benim için çantamı al.
Get my bag for me.
Bu benim çantam değil.
Oh. Uh, this isn't my bag.
Çantam çalındı, o yüzden dolabın dibinden bunu çıkardım.
My bag got stolen, so I just pulled this out from the depths of my closet.
Çantamı toplamama izin verin ve tabi sağlık sigortam yatmış mı kontrol edeyim.
Let me pack a bag and make sure my health insurance is paid up.
Çantam.
Bag.
- Sırt çantam, ilk yardım çantası.
- My first aid kit.
Amaç çantamızda ne var?
What's our target package?
O benim çantam
That's my pack.
O çocuk çantamızı çaldı.
The kid stole our bag.
Çantamı almama izin verin. - Hey!
Just let me grab my bag.
Çantamı alayım.
My suitcase.
Çantam size emanet.
Watch my suitcase.
Eczacıyı kaldır, çantamı getir.Koş!
Wake the pharmacist, fetch my bag. Run!
- Moruk ve çantam nerede?
- Where's the old fart and my bag?
Eski dostum Popov öldüğünde evrak çantamı sonsuza dek rafa kaldırdım.
When my old friend Popov died, I put my briefcase on the shelf for good.
Çantamı yarına kadar buraya Bali'ye istiyorum.
I want my bag, here, in Bali, by tomorrow.
Kafamın içinde. Çantamın içinde.
She's in my head.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]