Çünkü sen traduction Anglais
13,817 traduction parallèle
... çünkü sen büyüdün, ve ben yalnızım bu yüzden saçının ruhunu içime çekiyorum...
♪'Cause you are grown and I'm alone ♪ ♪ So, there I inhale the soul of your hair ♪
Ama kızımsın bu yüzden sen neyi seviyorsan ona dahil olacağım çünkü seni seviyorum.
But you're my daughter, so I'm gonna be invested in anything that you are because I love you.
Bir yıllığına kendi başıma kalıp bunu çözmeye çalışacağım ama senden özür dilemek istedim. Çünkü sen mükemmel bir erkeksin ve seninle çok güzel vakit geçirdim.
I think I need to just be by myself for maybe, like, a year and try and figure this shit out, but I wanted to say that I'm sorry to you because you were a great guy and I really had such a good time with you
Sen, evet sen ofisime geç... Çünkü seninle konuşmak isteyen biri var.
And you, yeah, go to my office...'cause there's someone who wants to talk to you.
- Ayrıcalık gösteriyorum çünkü sen seksisin.
I make an exception for you cos you're hot.
Yine de başarısını asla üstlenemeyeceksin çünkü sen bir vekilsin.
And yet you will never be recognised for this because you are just a proxy.
Çünkü sen böyle yapardın, değil mi?
Because that's what you'd do, right?
- Çünkü sen burada olacaksın.
Well, because you'll be here.
Bu da seni aşağılık bir yalancı yapıyor, çünkü sen bir Yahudi'sin.
That makes you a dirty liar because you are Jewish.
Çünkü sen buradan denize açıldın ve burayı korkulan bir yere çevirdin.
And because you sailed from here and made this place feared.
Çünkü sen sokağın adresini değiştirdin.
Because you changed the street address.
Çünkü sen incindiğinde biz de inciniyoruz.
- Yeah. You know,'cause when you get hurt, we're hurt.
Çünkü sen matbaacısın.
Because you're a printer.
- Sadece beni aradan çıkarmaya çalışıyorsun. Çünkü sen de derinlerde, Noel Baba'nın beni sevdiğini biliyorsun.
The only thing you're trying to do is get me out of the way, because I think you know deep down that Santa loves me.
Tamam, sen onlardan bahsedince heyecanlı oluyorlar çünkü sen gerçekten işinde çok iyisin.
Okay, it's hot when you talk about it because you're obviously good at your job.
Çünkü sen benim dans eden yıldızımsın!
Because you're my dancing star!
Eğer kendini kanıtlarsan seni içlerine dahil edeceklerdir... çünkü sen benim oğlumsun.
You prove yourself, and they will ask you in because you're my son.
O zaman sana kötü haberlerim var. Çünkü sen birlikte yaşaması çok daha zor olan birisin.
You are so much harder to live with.
Çünkü sen Schmidt'in ailesisin.
Because... You're schmidt's family.
çünkü sen bir aptalsın
Because you're an idiot
Mantığın çok saçma, çünkü sen de en iyi arkadaşımsın.
Well, I call bull on your logic, because you're my best friend, too.
Seni tamamen başından savmaya çalışıyor çünkü sen siyahsın.
He's trying to dismiss you precisely because you're a black woman.
Hiçbir şey de yapamazdım zaten, çünkü çünkü sen yoktun.
And I couldn't go through with anything anyway because, uh... Because you weren't there.
O an onu düşünmüyordum çünkü sen...
I was so out of it because you just...
Evet çünkü sen orospusun amına koayım!
Yeah, cause you're a fucking whore!
Çünkü sen ileri görüşlüsün, dostum.
- That's'cause you're a visionary, man.
Yapamam. Çünkü sen ve ben, biz bir takımız.
No, I can't.'Cause you and me, we a team, remember?
Çünkü ben amcamın serin amca ve sen teyze serin.
Because I'm the cool uncle and you're the cool aunt.
İyisi mi sen, Jennifer Love Hewitt ve Phil Rizzuto'ya ara çünkü bir hayalet parası borçlusun.
You better call Jennifer Love Hewitt and Phil Rizzuto, because you owe a ghost money.
Sadece suçlu hissediyorsun çünkü sadece sen ve ben varız.
You just feel guilty'cause it's just me and you.
Ve bedenleri... Çünkü neye benzediğini tam olarak bilmiyorsun... ya da koku veya öyle gibi hissetmek... sen yapana kadar.
And their bodies...'cause you don't exactly know what they're gonna look like... or smell or feel like... until you do it.
Komik çünkü daha geçen gün aklımdan sen geçiyordun.
It's funny,'cause I was just thinking about you the other day, you know.
Çünkü ben kendi kurallarımı koyarım, sen kendi kurallarını koyarsın sonra da ben hepiniz için kural koyarım.
I make rules for myself, you make rules for you, and then I make rules for you guys as well.
Sen öldün çünkü kaçıyorsun.
You're dead'cause you're walking away.
Ve sen kızacaksın çünkü götünde ayrılmıyorum.
And you're pissed'cause I'm crawling up your ass.
Arkama bakmama bile gerek olmazdı çünkü... sen hep arkamdaydın.
I never had to worry what was behind me because you... you had my back.
Çünkü üzerindeki her bir dikiş sen düşünülerek atıldı.
Because each and every stitch was fretted over with you in mind.
Çünkü 2006 yılındayız ve sen o sıralar kadınlara ilgi duyuyordun.
'Cause it's 2006, and you're still into women.
Sen avukat değilsin. Jack Dayın kağıtlarda yardımcı ol diye getirdi seni çünkü ellerine o kocaman elleri giydiği için kağıtları tutamıyor.
Uncle Jack's just got you here handling his papers for him'cause he can't do it'cause he's wearing those goddamn... big hands over his hands.
Size sunabileceğim tek şey buysa, yarın güneş doğmadan ben ve adamlarım ölmüş oluruz, çünkü dışarda her zaman başka bir seçenek vardır, ve sen bana güvenmiyorsun.
If that is all I can offer you, then my men and I are dead before the sun rises tomorrow, because you know there is always a choice to be made, and you don't trust me at all.
Çünkü eğer sen ve ben şuan için birlikte çalışmanın bir yolunu bulamazsak belki de herşey yok olacak.
Because if you and I can't figure out a way to work together in this moment, everything may be lost.
Ve sen bana yardım edeceksin çünkü tek güvendiğim sensin.
And you're gonna help me Because you're the only one I trust.
Ve sen bana yardım edeceksin çünkü güvendiğim tek kişi sensin.
And you're gonna help me, Because you're the only one I trust.
Sen şuan yavaşça yürüyerek uzaklaşıyorsun çünkü... aslında gitmek istemiyorsun gibi gözüküyor.
You're doing a "I'm gonna walk away slowly "'cause I really don't wanna leave " walk.
Migreni tutan sen değilsin çünkü!
You don't have the migraines!
Şu anda birbirimiz hakkındaki duygularımız önemsiz çünkü ne sen ne de arkadaşın bu köprüden canlı ayrılmayacaksınız.
How we all feel about each other is irrelevant in this moment, because neither you nor your friend will leave this bridge alive.
Tamam, Nellie. Sınıftan sen sorumlusun çünkü otoriter bir duruşun var ama bu sırada ajandanla övünmeni istemiyorum. Teşekkürler.
Okay, Nellie, I'm gonna leave you in charge because you have a very authoritative presence, but I don't want you to use this time to continue to preach your agenda.
Bunu söylemek biraz garip olacak çünkü... sen ve annem bir dönem evliydiniz... ama Reggie iyi bir adam.
And I know this is a weird thing to say because you and Mom were married and everything. But Reggie's a good guy.
Çünkü orada olmamı sen istedin.
Because you wanted me in the dark.
Çünkü sen de annen gibi çok zekisin.
'Cause you got your mother's brains.
Bu işe uzun süre için baş koyduğunu, başaracağını beynine kazımanı istiyorum, bunu başardığında yeni fikirler kazanacak işler kendilerini sunacaktır sana sen de bir kazanansın çünkü.
I want you to just commit that you're in it for the long haul, that you will succeed. And once you do that, the new ideas, the winners, will present themselves because you are a winner.
çünkü seni seviyorum 120
señor 97
senor 39
señorita 20
senorita 19
señora 23
seni çok seviyorum 321
senatör 298
senator 30
seni seviyorum 4697
señor 97
senor 39
señorita 20
senorita 19
señora 23
seni çok seviyorum 321
senatör 298
senator 30
seni seviyorum 4697
sense 26
seni çok özledim 187
seni 1182
senpai 28
sensei 83
seni görmek istiyorum 81
sen nasılsın 397
sentinel 21
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
seni çok özledim 187
seni 1182
senpai 28
sensei 83
seni görmek istiyorum 81
sen nasılsın 397
sentinel 21
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270