Ögrendim traduction Anglais
12,332 traduction parallèle
Soyluluk unvanı aldığınızı yeni öğrendim, majesteleri.
I have just learned of your ennoblement, Your Highness.
Sonra öğrendim ki babam Pekin'e hiç gitmemiş.
I later learnt that my father never went to Beijing.
Her şeyi öğrendim.
I've learned everything.
Öğrendim.
I found out.
Ne de olsa en iyisinden öğrendim.
I learned from the best.
Ailevi durumunuzu öğrendim.
I uh, I heard about your family situation.
Twitter'dan öğrendim.
I found out on Twitter.
Bütün detayları öğrendim.
I've all the details.
- Öğrendim ki Willis...
- Hey. I found out that Willis...
Eddie'nin annesi Bayan Pearlgreen'den öğrendim, bilardoya gittiğinizi.
I heard from Mrs. Pearlgreen, about that Eddie, going to pool halls.
Kabul etmelisin ki, yirmi dakika içinde hepsini öğrendim.
Though you have to admit I got all of that out of you in a mere 20 minutes.
Öğrenmek mi? Ben bile zencilerimin ismini zar zor öğrendim.
I can barely train my niggers to learn their own names.
Treadstone dosyalarından babanın adını öğrendim.
I found your father's name in the Treadstone files.
Ben de yüzümü, güneşi bırakıp aya çevirmeyi öğrendim.
So, I learned to turn away from the sun... and face the moon.
Oraya hiç gitmediğini öğrendim.
I figured you'd never go there.
Sonra Salt Lake Şehrine gittim. Çiçek salgınını orada öğrendim.
Then Salt Lake City, where I heard about the smallpox.
Dandy Johnny Shea, ben sonradan öğrendim. O iyice sebepsiz, benim baş mühendis vuruyor Ve silah zoruyla beni zorlar.
Dandy Johnny Shea, I later found out. He shoots my chief engineer, thoroughly unprovoked, and forces me off at gunpoint.
Yaşadığım her şeyden sonra Cullen Bohannon'a karşı asla bahse girmemeyi öğrendim.
After all this time, I've learned never to bet against Cullen Bohannon.
Çok geç gerçeği öğrendim.
I knew the truth too late.
Onu Jerry olarak tanıyorduk... daha sonra aslında kardeşinin adı olduğunu öğrendim.
I mean, we knew him as Jerry... which I found out later was actually his brother's name.
Tutuklandıktan sonra... çok şey öğrendim, değil mi?
It's, uh... after she got arrested... I sure learned a lot, didn't I?
Restoranında yangın çıktığını öğrendim.
I just heard there was a fire at his restaurant.
Hayır, hayır öldüğünü limana girince öğrendim.
No, no. I only heard he died after we docked.
Sonra onun kahraman olduğunu öğrendim.
Then I find out he's this hero.
Hepimizi kurtarmak için kendini büyüyle yok ettiğini öğrendim.
That he destroyed himself with magic to save us all.
Manikürcüm Eva Braun'dan öğrendim.
I heard it from my nail girl Eva Braun.
- Bildiklerinizden daha çok şey öğrendim.
- I have learned more than you know.
İlham panosundan bir sürü değişik görünüm öğrendim.
I pulled together a bunch of the different looks from the mood board.
Hannah, orada bir gerginlik çıktığını öğrendim.
Oh, Hannah, I just... I just learned something kind of intense in there.
Yale'de oda arkadaşı olduklarını öğrendim.
I found out that they were roommates at Yale.
Bence zayıflığını öğrendim bile.
I think already know your weakness.
Günah çıkartan birinden bir din adamını öldürme planınızı öğrendim.
Hey! I heard about your plan to kill a holy man from a voice in a confession.
Söylemediğim için Silver'dan annemi ve babamı öldüren adamın ismini öğrendim.
Because I didn't, I got the name of my parents'killer from Silver.
Hala inanmakta zorlandığım bir şey öğrendim.
I have just learned something I am still having trouble believing.
İkinizin bir geçmişi olduğunu öğrendim ve aklıma geliverdi işte.
Saw you two had some history and it all kind of... came together.
Bugün öğrendim.
I found out today.
Sanırım bir şey öğrendim.
I think I might have something.
Etkileyici mazimizi de öğrendim artık.
Now that I'm aware of our fascinating past,
Evde Tek Başına'yı izleyerek tıraş olmayı öğrendim.
I had to learn how to shave from watching "Home Alone."
O şeytanlardan bazılarını öğrendim ama adına bu savaşın yapılacak olduğu şeytanın onu hala tanımıyorum.
Ah, some of those demons I've come to know... but the one in whose name this war is to be fought... it is still a stranger to me.
Çoğunu öğrendim..
I learned a lot.
Well, Onların gibi olmayı öğrendim, anlıyor musun?
Well, I learned to be like them, you know?
Sırf sana bakarak bir-iki eskiz çizmeyi bile öğrendim.
Looking at you, even I learned to make a sketch or two.
- Bildiğim her şeyi başkentinizde öğrendim.
- I learnt everything I know in your capital city.
- Evet, çok şey öğrendim ondan.
Yes, I learned a great deal from him.
Tatlım, bilgisayarından fotoğraf çekmeyi nerden öğrendim?
Where'd you learn to take pictures, sweetheart, your computer?
Öğreneceğimi öğrendim ben.
I've learned what I needed.
Neyse, bu canavarı enseledik ve ön duruşmada partnerlerden birinin yanında oturacağımı öğrendim.
Anyway, we landed this monster, and I find out I'm second chair to one of the partners on the preliminary hearing.
Fotokopi makinesini kullanmayı öğrendim.
I learned how to use the Xerox machine, which is surprisingly complicated.
Herkesin adını öğrendim ve bir sürü pul yaladım.
Learned everyone's name and I licked a ton of stamps. My tongue is like hamburger meat.
Sonra o iş için bir sünger olduğunu öğrendim.
Then I found out there's a sponge for that.
öğrendim 28
öğrenci 51
öğrenecek 20
öğreneceksin 43
öğreneceğiz 28
öğren 61
öğreneceksiniz 19
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenmelisin 17
öğrenci 51
öğrenecek 20
öğreneceksin 43
öğreneceğiz 28
öğren 61
öğreneceksiniz 19
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenmelisin 17