Üniversiteye traduction Anglais
3,599 traduction parallèle
Benim SAT puanım çok yüksek, ki bu da eğer mezun olursam, istediğim üniversiteye ne olursa olsun gidebilirim demek.
I aced my SATs, which means that if I graduate, I can go to whatever college I want to.
Ama ben üniversiteye gidemem.
But I can't go to college.
Ama Will onu asla affetmedi bu yüzden Finn öğretmen olma hayalini gerçekleştirmek için üniversiteye gitti. sonunda gerçekleşiyor.
But Will never really forgave him so Finn went off to college to fulfill his dream of becoming a teacher. happening this season.
Zeki insanlar üniversiteye gider, doktorlar gibi.
Smart people go to college, like doctors.
Okumadığı üniversiteye yaşamaya gitmek için beni terk etti.
He dumped me when he went off to live at a college he doesn't go to.
Hiç liseden mezun olacağımı... düşünmedim, üniversiteye yalnız başıma gideceğimi,
I never thought that I would... graduate high school, let alone go to college, so...
Baba, üniversiteye gitmedin mi?
Daddy, didn't you go to college?
Sen hangi üniversiteye gittin Martin?
Where did you go, Martin?
Bana söz ver seneye üniversiteye beraber gideceğiz?
Promise me we'll hang out next year at college, yeah?
Oğlumu üniversiteye sokarken, böyle bir an yakalamayı mı umuyordun?
When you got my son into college, were you anticipating a moment like this?
Niye üniversiteye gidecekmişim ki?
Why would I go to college?
3 yıl sonra üniversiteye gidecek.
In three years, she's going to be at college.
Chelsea burslu üniversiteye gitmiş.
Chelsea goes to college on a scholarship. Wow.
Eğer o referans mektubunu alamazsam,... üniversiteye giremem.
If I don't get that reference letter,
O üniversiteye gidecekti,... çocuk da çok yakışıklıydı.
She was going to university... And he was hot.
böylece üniversiteye başladığımda her şeyi yapmak için bol bol zamanım olacak
That way, by the time they go to college,
Tabii canım, üniversiteye gidersin bir çocukla tanışırsın, okulu bırakıp evlenirsin eşin kravat bağlamayı öğrenirken bir yıl New York'ta mücadele edersin sonra yeniden banliyöye taşınırsın ve bütün felâket baştan başlar.
Sure. You go to college, you meet a boy... you drop out, you get married... struggle for a year in New York while he learns to tie a tie... and then move to the country and just start the whole disaster over.
Şimdi, üçümüz de üniversiteye gideceğiz, ve tek başımıza olacağız.
Now we three will go to the college reunion, and that too alone.
Altı yıldır, müdür Robert'tin korkusu yüzünden o üniversiteye geldiği günden beri hiçbir öğrenci onun kuralına karşı gelmiyor.
Due to the fear of Principal Robert, since last six years... no student has tried to break his rule.
Hangi üniversiteye gitmek istediğini biliyor musun?
Do you know what college you would like to go to?
Yani üniversiteye gittiğinde artık küçük tatlı bir bakire olmayabilirsin.
So maybe like when you get to college, you won't be a sweet little virgin anymore.
Ben de bir yıl üniversiteye gittim.
I went to college for a year.
Chun üniversiteye başladı.
Chun is in college now.
Herhalde üniversiteye gitmeyi düşünüyorsundur.
Well, I assume you're thinking about colleges.
Biliyorsun, üniversiteye gidebilirim.
You know, I can go to college.
Çünkü üniversiteye gidecek ve bu normal.
'Cause he's gonna go to college and that's normal.
Tessa keskin zekalı yaratıcı, çalışkan insanları alan bir üniversiteye başvurur.
Oh. Yeah, Tessa's gonna attend a school that values a curious mind, creativity, hard work, intellect.
Beni Francois'yla aynı okullara aynı üniversiteye yolladılar.
They sent me to the same schools as Francois, the same college.
Bana sormayın, ben üniversiteye gitmedim.
Don't ask me. I never went to college.
Büyük kızı Sera'nın 4.0 not ortalaması var doğu bölgesinde bir üniversiteye başvurmamış.
The oldest daughter Sera had a 4.0 GPA, but she didn't apply to a single college back east.
Yürüyün, üniversiteye dönüyoruz.
Come on, let's get back to the university.
Ki orası üniversiteye ait bir bölge.
Which is a part of the university grounds.
Hayır, orası üniversiteye bitişik bir bölge,... ama Illinois Trust Loan Bankasına ait.
No, it is adjacent to the university, but it is owned by the Illinois Trust Loan Bank here.
- Evet, üniversiteye.
- Yes, the university.
Bunları üniversiteye kütüphanelerinde yapıyorlar.
They use it in college libraries.
- Hiç üniversiteye gidemedim!
I never got to go to college!
Hayatım böyle mi oldu şimdi? - - Ekiple takılıyoruz,... üniversiteye giden, ama her nedense zamanının çoğunu benimle ve diğer yetişkinlerle geçiren bir oğlum var.
Is this my life now- - hanging out with the gang, having a son who's gone off to college but, for some reason, spends most of his time with me and other adults?
Seneye üniversiteye gidiyorsun seninle geçirebilecek fazla vakti yok.
She doesn't get to spend a lot of time with you, and you're going off to college next year.
Ve onu üniversiteye gönderdi.
As he sent him off to college.
Gerçi üniversiteye eşyaları olmadan ulaşmıştı ama artık uyum sağlayabileceğini düşündüğü bir yerdeydi.
And although he arrived at college without his possessions, he was finally at a place where he felt - he'd fit in. - ( Metallic screeching )
Patronlar şirketi üniversiteye gidiyor.
Boss Co.'s going to college.
İkimiz de Leuven'de üniversiteye gidiyoruz.
We're both going to university in Leuven.
Olanlardan sonra bir daha üniversiteye gitmez.
She doesn't go to university any more, after everything that happened.
O zaman Heung Soo üniversiteye gidebilir mi?
Then Heung Soo can go to college?
Üniversitede uyumlu olduğu bölümü belirledik, planlarını değiştirdiğinde üniversiteye giremezse sorumluluk alacak mısınız?
The specs we've accumulated in accordance to college, are you going to take responsibility if he doesn't get into college in the midst of changing his plans?
Bu beklenmedik görünebilir ama ikiniz de mezun olup üniversiteye gideceksiniz ve o doğal olarak artık yeni insanlar tanımanın zamanının geldiğini hissediyor.
Now this may seem abrupt... but now that you're both seniors and going to college, he feels it's a natural time to start seeing other people. - He's very much enjoyed your time together, but I'm afraid that time has... come to an end. - What?
Ama bu benim için iyi bir üniversiteye girmemin tek yolu olabilir.
But this could be my only way into an Ivy league college.
Yaklaşık bir milyon yıl önce üniversiteye gittim.
About a million years ago, I went to university.
Birkaç sene içinde üniversiteye gideceksin. O zaman haftanın her gecesini dolduracak bir şey bulacağım.
You know, in a few years, you're gonna be off in college, and I'll have every night of the week to fill.
Bir de üniversiteye gittin diyorlar.
And they say you went to college.
Beni üniversiteye yazdırdı.
He enrolled me in college.