English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Işığın

Işığın traduction Anglais

178,822 traduction parallèle
Güneş ışığını almaya gidiyorum.
I go get the sunlight in.
Bir keresinde arkadaşım Muriel'i sığınma evine sokabilmek için oranın müdürüyle yatmıştım.
I mean, I once slept with the head of an assisted-living facility to get my friend Muriel bumped up the wait list.
Senin araban olmadığını eminim bilmiyordur.
I don't think he knows that's not your car.
Çok etkileyici. Her biri. Fakat, bizim gibi şirketlerin öncelikle riskten kaçındığını anlıyorsunuzdur umarım.
That's very impressive, all of it, but you guys have to understand that companies like ours are particularly risk averse.
Melcher imzaladı aslında ama nişanlısı yaptığımız şeyin, onların veri işleme ve güvenlik protokollerine uygunluğundan emin olmak istedi.
Melcher actually signed off on it, but his fiancée wanted to certify that what we're trying to build complies with their data-handling and security protocols.
Sana bu kadar zaman ayırdığım için şanslısın.
You're lucky that you've garnished this much of my time.
Adamın orada durup tek yaptığı telefonunuzu empati cihazına dönüştürmek.
I mean, he's over there making all this noise about turning your mobile device into an empathy machine,
Richard, başarının her türlü davranışı haklı çıkardığını düşünüyorsun biliyorum ama...
Richard, the fact that you think that success justifies all your behavior...
Gavin Belson'un çıkardığı telefonun Keenan'ın teknolojisi ile patlamaya başlamasını kim açıklayabilir?
Who can say why the phone Gavin Belson brought to market started exploding when we put Keenan Feldspar's technology on it? Huh?
Yüksek ihtimalle sana şirketin raydan çıktığını düşündürmüştür, ancak seni temin ederim ki çok basit bir açıklaması var.
It probably gave you the impression that the company is in disarray, but I can assure you, there's a very simple explanation for that.
Stanford benim akademik geçmişime baktı, ve bende de öyle bir geçmiş olmadığından şu an gözaltı durumundayım, sınıfta oturup beni izleyen gerçek bir hoca filan var.
Standford started looking into my academic background, realized that I don't really have one, and now I'm on probation, and they've got this real teacher sitting in, watching me.
Gavin, şunu söylemeliyim. Deponun kapısı açıldığında, bana doğru sırıtışını görünce, bir melek gördüm sandım.
I gotta say, Gavin... when that storeroom door opened, and I saw your face grinning down at me,
Kazmayı bıraktığımızdan beri su burada altın tozu değerinde.
Water's like gold dust up here since we stopped drilling.
Aklını kaçırdığını mı düşünüyorsun?
You think he's lost his mind?
Bize ya da savcıya Joe ve annenin cinayetiyle ilgili anlatmadığın bir şey var mı?
And is there anything else that you're not telling us, anything you didn't tell the DA about Joe, about your mother's murder?
Bu 20 yıl evvel kurtarmaya çalıştığım bir kadın.
It's the same woman I tried to save 20 years ago.
Julie, Meghan'ın bütün vücuduna kanser yayıldığını söyledi.
Julie said the cancer's spread all over Meghan.
Papaz yardımcısını kaçırdığını biliyorum.
I know you kidnapped the Deacon.
Robbie'nin yaptığını nereden biliyoruz?
How do you know Robbie's finished?
Vampirleri yakalamak için kullandığımız araçlar mısınız.
Are the tools that we use to catch vampires.
Yaz'ın insanlığı var şimdi.
Summer's got humanity now.
Kolay olmadığını biliyorum ama inancını koru.
I know it's not easy, but keep the faith.
Şöyle bir ironi var ki, bence ikimizde kimin yaptığını biliyoruz.
Hmm... There's the irony, I think we both know who did.
Evet, öncelikle Fırtına'nın ilk altmış sayfasına kesinlikle bayıldığımı söylemeliyim.
So, first of all, I just have to tell you that I absolutely loved the first 60 pages of Before the Storm.
Kimsenin duymadığı bir çok şey kazandın.
You won a ton of shit no one's ever heard of.
Fırtına Ethan'ın iki yıldır üzerinde çalıştığı harika romanı.
Storm is this amazing novel that Ethan's been working on for the past two years.
Tanıştığımızda selamlaşırken birbirinizin taşaklarını sıkmıştınız hani.
When we met, you guys had your handshake and you were grabbing each other's balls.
Amcığı alamazsın.
It's like you can't take away "cunt".
Dashiell'ın yaptığından utanıyorum ve anlatmanı istemiyorum, özellikle arkadaşlarım varken.
I'm ashamed of Dashiell's behavior and I don't want you dining out on it, especially around my friends.
Oraya vardığımda evde olacak mısın?
Are you gonna be home when I get there?
- Ayıcığım, çok tatlısın.
- Bear, you're so cute!
- Gerçek olmadığını söyle ona.
- Tell her it's not real, please.
- Doğru olmadığını söyle.
- Tell her it's not real.
Malcolm'un babası Calvin Williams Winston'ın Jamaika polisi tarafından itirafa zorlandığını düşünüyor.
Now Malcolm's father, Calvin Williams, seems to think that Winston is being railroaded by the Jamaican police.
McDaniels karın deşme yöntemiyle uyumlu bir şey bulamamış, Monty de sosyal medyadan sonuç çıkmadığını söyledi.
McDaniels tells me he couldn't find a match to the gutting MO, and Monty said he couldn't find anything useful on social media.
Ryan'ın amiri Ryan'ın dün Cuareño Hapishanesi'nden çıkarıldığını söyledi. ama Büro nereye nakledildiğini bilmiyor.
Yesterday, Ryan's handler told me that Ryan was transferred out of Cuareño Penitentiary, but the Bureau has no idea where he was moved.
Burada, sanığın yıldız görgü tanığı Summer Henderson hakkında içerden bilgisi olduğunu iddia eden anonim bir kaynakla beraberim.
I'm here with an anonymous source who claims to have inside information about the defense's star character witness, Summer Henderson.
Ama sizden dinlemedğiniz iki insana yoğunlaşmanızı istiyorum... biri kızı...... ki savunmanın size inandırmaya çalıştığı gibi ailenin sevilen adamı olduğundan şüphe etmeli...... bir de karısına, bugün de takıntığı o soğukkanlı bakışlarıyla hangi sebepten öldürdüğü belirsiz olan karısına!
But I want you to focus on the two people that you didn't hear from... his daughter... Mnh-mnh who must suspect that he is not the loving family man the defense would have you to believe... Mnh-mnh-mnh!
Ve karşı taraf onu soğuk ve mesafeli olarak tasvir ederken..... sadece katlanılması zor acıyla böyle başa çıktığını görmediler.
And while the prosecution has painted him as cold and detached, that's just his way of coping with unbearable pain.
Bir beyazın bunu yaptığını hiç görmedim.
- I've never seen a white person do that. - I've n... - It's...
- Kalabalığın arasından sıyrılıyorsun.
It breaks through the clutter. - No, it's true.
Yaptığın en çılgınca şey neydi?
What's the craziest thing you've ever done?
Büyük kuraklığın etkileri görünüyor.
- Looks like... - A major drought's hit.
Evet gördüğün adaletin olmadığının kanıtı taş duvarlar.
Yeah, looking for rock-solid proof there's no justice, that.
Bu zindanlar bile çocukluğumda yaşadığım her yerden daha güzel. oh, amcamın BMW'si dışında.
Even this dungeon's nicer than any place I lived as a kid- - oh, except for my uncle's BMW.
Her insan içinde tanrısal bir ateşle doğar., ve benim ışığım veya sizinki bunu ortaya çıkarıyor., Bizim bu dünyada yalnız olmadığımızı hatırlayın.
I believe that everyone is born with a flame of goodness, and if my light or yours go out, remember, we're not alone in this world.
Düello sırasında bir kesintinin yada aksaklığın olmaması gerekiyor.
There can't be one brownout or blip during the duel.
Sonra kızgınlığı azaldı. Şimdi normal seviyede kızgın.
And then she was only kind of mad, and now she's, like, just normal mad.
Baba, bu arada yarın bir sürü işim çıktı, seninle sığır mezatına gelemeyeceğim.
Oh, by the way, Dad, I got a bunch of stuff I gotta do tomorrow, so I don't think I can go to that cattle auction with you.
İdeal bir durum olmadığını biliyorum ama bunu birlikte aşacağız.
And I know it's not an ideal situation... but we're gonna get through this together.
Doyurursun, altını değiştirirsin, canını sıktığında dikkatini dağıtırsın.
You feed'em, you change'em and... you distract'em when they're becoming'annoying.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]