Şam traduction Anglais
40,066 traduction parallèle
Beynim evlendim demen gerçeğiyle çalışamıyor bu yüzden taşıyarak eğlendiğini varsayıyorum oyun oynamak gibi.
My brain cannot even process the fact that you just said "married," so I'm assuming you said "carried," like over a big puddle.
Bu düşünce beni o kadar strese sokuyor ki ders çalışamıyorum.
Thinking about it stresses me out and I can't study.
Bendeniz Sam, bu da kankam Zachary.
I'm Sam. This is my boy Zachary.
Sam denen şu çocukla konuşmalısın.
You should talk to that boy Sam about it.
Sam mi?
Sam?
Ablanla arkadaşı Sam arasındaki mesajlaşmanın görüntülerine sahip.
He came into possession of an online conversation your sister had with a friend -
Sanırım adı Sam'di.
- Sam, I think his name was.
Ne kadar zamandır Sam'le konuşmalarımızı okuyordun?
How long have you been reading my conversations with Sam?
Emin ol, Sam Amca'nın elinde nerede olduğum hakkında hiçbir ipucu yok.
Trust me, Uncle Sam don't have a clue where I am.
Ben Steve Jobs'sam, sen de Segway araba kullanan şişkosun.
I'm the creative inspiration.
Adı Sam Giancana.
That's Sam Giancana.
Ayrıca Sam Giancana'nın da metresi.
And Sam Giancana's mistress.
Sam, Ryan, Josh.
Sam, Ryan, Josh.
Harbiden ben Gallant'sam sen de tam Goofus'sun.
You truly are the Goofus to my Gallant.
Sam'i kaybettim. Annemi kaybettim.
I lost Sam.
Sam Amca'ya yardım etmek için neden takvimlerini değiştirsinler?
Why would they change their schedule to help Uncle Sam?
Manevi babam, Sam Milhoan.
My adopted dad, Sam Milhoan.
Tanrım!
God! Sam!
Sam! Ne oldu?
What happened?
Sam, bana George'la olanları anlattı.
Sam told me what happened with George.
- Olanlardan sonra onu Sam Milhoan büyüttü.
Sam Milhoan raised her after that.
Sam Roberts.
Sam Roberts.
Bir kol askısı yapacağım.
Hey, Sam.
Sam'ın yarası bayağı kötü.
All right. Sam's hurt pretty bad.
Biz görebiliyorsak, silah kaçakçıları da görebilir. Pekâlâ Sam.
If we can see, so can the gunrunners.
Vaktin doldu.
All right, Sam.
- ATS ajanı Sam Roberts.
ATF Agent Sam Roberts.
Happy, Sly, Toby, yanınıza Sam ve Ralph'ı da alıp...
Maybe not. Happy, Sly, Toby, take Sam and Ralph down to the cellar.
Sam'ın pansumanını yeni değiştirdim.
Uh, so I just redressed Sam's wound.
Sam Ralph'ı kaçırıyor!
Sam's taking Ralph!
- Sam bir silah kaçakçısı.
Sam is a gunrunner.
Sam, Walter ve Tim'in İç Güvenlik'ten olduğunu anlatınca tutuklanmamak için bir hikâye uydurdu.
When Sam realized that Walter and Tim were with Homeland he made up a story to keep from getting arrested.
Bana Sam'ın ATS'den olduğunu siz söylediniz, Sam değil.
You guys told me Sam was ATF, not Sam himself.
Ve Sam'ın aldatma belirtileri yaralanması yüzünden yaşadığı yoğun ağrı nedeniyle... -... kolayca maskelenebilirdi.
And Sam's deception markers could have easily been masked by the intense pain of his injury.
Sam'ın kaçmasına izin veremeyiz.
We can't let Sam get away.
Aracı durdurmak için tek bir yol olduğunu ve küçük, etrafı çevrili bir alanda olursa yaralanma şansının belirgin oranda düşeceğini biliyor.
He knows there's only one way we can stop that car, and if he's in a small, enclosed space, he significantly reduces his chances of injury. Cabe, drive Sam off the side road coming up.
Sam'i önümüzdeki yan yola sürükle. - Anlaşıldı.
Copy that.
- Sam evvelce üstünde oturduğu bir kütüğe doğru hızla gidiyor.
Sam is gonna barrel toward a log he was sitting on earlier.
Yerini hatırlamayacaktır.
Sam won't remember where it was.
Ve Sam Amca'yı düşünüyorum
And think Uncle Sam
Bak, Sam Amca
Look, Uncle Sam, hey?
En azından Sam Amca balayı biletimizi satın aldı
Well, at least Uncle Sam bought our honeymoon cruise
Merhaba Sam, n'oldu?
Hey, Sam, what's up?
Eğer Sam Amca Avenjet'in üzerine bayrak takmak istiyorsa öyle olsun.
If Uncle Sam wants to slap a flag on the Avenjet, fine.
Sam Hill adına neler oluyor?
What in the name of Sam Hill?
Ama dans devam ettikçe daha kolay gelmeye başladı ve tam Sam Cooke You Send Me'yi söylerken hamlemi yaptım.
But as the dances went on, it got easier, and right in the middle of Sam Cooke singing "You Send Me," I went for it.
Bir yıldan fazla bir süredir onun isteğinden vazgeçtim. Babasının iradesini unutuyorsun... Mobilya mühendisi Sam Ridgley.
You're forgetting about the will of her father- - furniture tycoon Sam Ridgley.
Şimdi, büyükbabanız Sam. Ilaçların tüm listesindeydi Kalbi, kan basıncı, tiroid için...
Now, your grandfather, Sam, was on a whole list of medications for his heart, blood pressure, thyroid... anti-seizure meds.
Ben Özel Ajan Sam Linsky. İstatistiksel Anormallikler Depertmanı'ndan geliyorum.
Special Agent Sam Linsky, Department of Statistical Anomalies.
- Selam Sam.
Yo, Sam.
- Sam.
Sam.