30 dakika traduction Espagnol
2,099 traduction parallèle
hepsi 30 dakika içerisinde.
Y poco más de 30 minutos.
30 dakika öncesi öyle düşünmüyordun.
Porque han pasado como 30 minutos.
Redwood Şehri, San Francisco'nun arabayla 30 dakika güneyinde, Silikon Vadisinin kalbinde.
Redwood City está 30 minutos al sur de San Francisco, en el corazón de Silicon Valley.
Annemle babam bana 30 dakika kitap okuduktan sonra sokağa çıkıp oyun oynayabileceğimi söylüyor.
Mis padres me dijeron que debía leer 30 minutos y después podré salir a jugar.
30 dakika sonra, Stewart, komada Bellevue Hastanesi acil
30 minutos más tarde, Stewart está en coma, en Urgencias del Hospital Bellevue.
30 dakika içinde 100 milyonun üstünde Rus ve Amerikalıyı öldürebilir.
Y podrían matar a más de 10 millones de rusos y de estadounidenses en cuestión de 30 minutos.
Müzayede 30 dakika sonra bitiyor.
La subasta acaba en 30 minutos
Ve 30 dakika sonrası.
Ahora, esto es 30 minutos después.
Oliver Sheridan yaklaşık 30 dakika önce buradaydı.
Oliver Sheridan estuvo aquí unos treinta minutos.
Daha çok 30 dakika önceydi.
Hace como 30 minutos.
B hücresi 30 dakika içerisinde kapatılacaktır.
El cierre en la celda B se iniciará en 30 minutos.
30 dakika öncesi.
TREINTA MINUTOS ANTES
30 dakika uzaktayım. Eğer benimle buluşmazsan senin yanına geleceğim.
Mira, estoy a treinta minutos y voy a ir a tu casa si no te encuentras conmigo.
Arıtmaya 30 dakika.
30 minutos para la descontaminación.
21. sokak ve Scott'un köşesinde 30 dakika içinde buluşabiliriz.
Nos vemos en la esquina de la 21 y Scott en media hora.
"680 Canal Sokağı. 30 dakika."
"Calle Canal 680. 30 minutos."
Marie'nin iş telefonunun kayıtlarına baktım. Çarşamba günü Bilim Merkezi'nden ayrılmadan önce 30 dakika süren bir görüşme yapmış
Revisé los registros telefónicos y Marie hizo una llamada de media hora antes de irse del centro el miércoles.
Lubbock'ın 30 dakika uzağında.
está a... joder... a 30 minutos a las afueras de Lubbock.
Takas, 30 dakika içinde.
El intercambio es en 30 minutos.
Otobüslerin çalışma saatine bağlı olarak 15 ile 30 dakika arasında oradan ayrılmayın.
No se mueva por 15 a 30 minutos dependiendo de cómo estén funcionando los autobuses.
30 dakika içinde olabilir.
Serán otros treinta minutos.
30 dakika içinde.
En treinta minutos.
- 30 dakika
- 30 minutos señor
- 30 dakika, gemide başka ne var?
Como 30 minutos ¿ Hayden hay otro equipo de buceo?
30 dakika içinde tekrar haber veririm.
Informaré de nuevo en 30 minutos.
30 Dakika ara.
Receso de 30 minutos.
Lütfen, lütfen, Juliet'i arayıp burada olduğumuzu söylemeden önce 30 dakika bekle.
Por favor, por favor, espera 30 minutos antes de llamar a Juliet y decirle que estuvimos aquí.
Şimdi şunu unutma, savcı 30 dakika limit koydu bu görüşmelere.
Ahora, recuerda que la fiscalia solo te da 30 minutos para estar alli. Bien.
Donovan ödemeyi ne diye 30 dakika geri aldı ki?
¿ Por qué Donovan adelantó el encuentro?
8'de. 30 dakika.
A las 8. Sí, 30 minutos.
Ben tüm bu nakit konuşuyorum Sadece oturan o arabanın bagajına için, 30 dakika, adam gibi, O esnada chowingown.
Estoy hablando de todo ese dinero justo en el maletero de ese coche, durante como 30 minutos, tío, mientras él está atiborrándose.
30 dakika içinde beni ya ararsın, ya ararsın puşt herif.
Tienes 30 minutos para que me llames de nuevo, ni un minuto más, idiota.
İnanabiliyor musun 30 dakika önce, bu telefon çok güçlü bir bombaya bağlıydı az önce geçerken seyrettiğin arabanın bagajında?
¿ Tu crees que hace menos de 30 minutos este telefono estaba conectado a una bomba en el cofre del auto que querías conducir?
30 dakika önce kendini hücresinde asmış.
Se ha ahorcado en su celda hace menos de 30 minutos.
30 dakika sonra tekrar ararım.
Llamaré nuevamente dentro de 30 minutos.
Kan damarlarının rahatlaması için en az 30 dakika gerekir.
Al menos tarda treinta minutos en hacer que los vasos sanguíneos se relajen.
Korengal Karakolu'nun üstünde yaklaşık, 30-45 dakika kadar uçtuk aşağı doğru bakıyorsun ve allahın siktirettiği yerdeymişsin gibi oluyorsun.
Estuvimos volando cerca de media hora, 45 minutos sobre el KOP y sólo estás viendo allá abajo, y piensas esto está en medio de la nada.
Bir dakika. 30 numaralı kamerayı kaybettik.
Espere un minuto. Perdimos una cámara en el 30.
Kamyon şoförlerine sakso çekerek meslek okuluna gitmek zorunda kalacak olan oğlum. ... çünkü 30 bin dolar eksiğimiz var ve 40 dakika kaldı.
Mi hijo, quien tendra que pagarse el mismo la escuela haciendo mamadas a los camioneros porque estamos por debajo de treinta mil dólares y sólo quedan cuarenta minutos.
Otuz dakika içinde yola çıkabiliriz.
Podemos estar volando en 30 minutos.
Bana 36 dakika verin.
¡ Demen 30 segundos!
30 dakika demişlerdi.
Dijeron 30 minutos.
Daha 30 dakika olmadı.
No pasaron 30 minutos aún.
Beyler tam 30 dakika oldu.
Amigos.
1 dakika, 30 saniye.
Un minuto 30.
30 dakika sonra görüşürüz.
Nos vemos en 30.
Hayır, sadece otuz dakika.
Quizás 30 minutos.
Sadece otuz dakika için bana yardımcı olursanız ben yeni bir pasta yapana kadar.
¿ A dónde quieres llegar? Si pudiera ayudarme por unos 30 minutos como máximo, mientras voy a conseguir un nuevo pastel...
Otuz dakika.
30 minutos.
Otuz dakika sonra şefle toplantın var.
Tu reunion con la jefa empieza en 30 minutos.
Washington D.C.'ye gidecek bütün yolcularımız saat 08.30 Washington treni beş dakika sonra 40 numaralı bölüme girecektir.
Todos los pasajeros con destino Washington DC, el tren de las 8 : 30 a Washington llegará en cinco minutos al andén 40.