English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ A ] / Ada

Ada traduction Espagnol

3,538 traduction parallèle
Ne adamlarımızın ne de bu ada halkının açlıktan kırılmasına izin vermeyeceğim.
No permitiré que la gente de esta isla y nuestra gente se muera de hambre.
Sana teklif ettiğim şey bu ada üzerindeki hayatlar.
Vida en esta isla es lo que le ofrezco.
Bu ada sahip olduğu ender minerallerle bir servet eder.
La isla vale una fortuna en raros elementos de la tierra.
Manzara ada Katında olduğunu bildirmektedir.
Mirador informa que la isla está a la vista.
Ada.
Ada.
Ilk yer dolu Daecheong ada.
El primer lugar está lleno de Daecheong isla.
Şu anda zaten bir vak'ada çalışıyorum.
Ya estoy trabajando en una escena de crimen.
- Eh, bir ada kimsenin yerini tutmuyor.
- Ningún hombre es una isla.
Kendine bir ada satın almakla meşguldün.
Estabas ocupado comprando una isla.
- Biraz da ada çayı getir tatlım.
- Dame un poco de salvia, amor.
Yani, ada yaşamını korumak için savaşırlar yok etmek için değil.
Bueno, son ecologistas. Quiero decir, luchan por preservar la vida de la isla, no destruirla.
Yakında tüm ada parçalarına ayrılacak.
Pronto toda la isla se hundirá.
Ada ne kadar fazla parçalanırsa su bir o kadar daha sertleşecek.
El agua se pondrá mucho más peligrosa mientras se vaya rompiendo más la isla.
Yani bir ara senle ben ve ıssız bir ada ve bankada birkaç milyon...
Entonces en algún momento, podríamos hablar de tú y yo, una isla desierta y, digamos que de un par de millones en el banco o algo por el estilo.
ama Michael'ada hakkını vermeliyim.
Pero tengo que darle crédito a Michael también. Él...
Sular çekilince, oluşan erozyon kayaları yemyeşil barınaklara çevirdi. Fosilleşmiş planktonlardan oluşmuş, labirent şekilli 1500 ada.
Con el retroceso de las aguas, la erosión esculpió la roca hasta convertirla en un intrincado cementerio, un laberinto de 1.500 islas de plancton fosilizado.
Güney Kore'de yer alan Wando takım adasında 200'den fazla deniz yosunu tarlasına dönüştürülmüş ada bulunmaktadır.
En Corea del Sur, en el archipiélago de Wanda, se han destinado más de 200 islas al cultivo de algas.
Stada bakan kameralarla ilgili cinayet zamanına dair bir araştırma yaptım, Rikers Ada Köprüsü kanal 10 termal kamerasında bunu buldum.
Bien, hice una búsqueda de cámaras de video, frente al estadio, operando en nuestro marco de tiempo, y encontré una cámara térmica del canal 10... en el puente de Rikers Island.
Bir ada bulsak fena olmaz.
Lo mejor que podemos hacer es encontrar una isla.
En iyi ihtimalle de bir ada buluruz.
Lo mejor que podemos hacer es encontrar una isla.
HPD protetocularla ilgili bir çalışma yapmış. Çoğu ada dışında çalışıyor ya da yaşıyor.
Bueno HPD ( Departamento de Policía de Hawai ) tiene fichados a los manifestantes asociados con Leland y la mayoría de ellos vive o trabaja fuera de la isla.
Ada ateşi mi sardı yoksa?
¿ Tienes una pequeña isla de fiebre pasando?
Bu ada zaten bana çok küçük gelmeye başlamıştı.
Esta isla se estaba volviendo algo pequeña para mí de cualquier manera.
Sen James Maine'sin. Zengin, vurdumduymaz bir ada sakini.
Y tú eres James Maine... un rico y sin preocupaciones residente de la isla.
Atlantik'ten gelen şimşekler ama düşünsenize, onlarca minik ada vardır orada.
Tormentas eléctricas aisladas a lo largo del Atlántico, pero, es decir, debe haber docenas de islas pequeñas.
- Ada, orada.
- Una isla... Allí.
Ada ne tarafta?
Limítate a decirme en qué dirección está la tierra.
Pek çok ada anım var.
Tengo tantos recuerdos de una isla.
Kapı çalmamak ada geleneği mi?
¿ Esta política de no llamar es alguna costumbre de la isla?
Ada çevresinde turlar düzenliyorlar.
Ellos hacen esos, esos paseos turísticos en barco alrededor de la isla.
Aslında iri kardesten bahsediyoruz ve o da ada yemeği değil İtalyan yemeği.
Que básicamente son, de hecho, gambas rebozadas. Y esa no es para nada comida de la isla ; es italiana.
Ada birçok tehlike barındırıyordu.
Había muchos peligros en la isla.
Şu an yaptığın şey ; bana bakmak ; ada beni bir şekilde değiştirdi mi, beni daha iyi bir insan yaptı mı diye merak ediyorsun.
Ahora mismo, eso es lo que estás haciendo, mirándome, y te estás preguntando si esa isla me cambió de alguna manera, si me convirtió en una mejor persona.
Ada seni değiştirdi.
Esa isla sí que te cambió.
Demek istediğim, yerliler oraya Dokuzuncu ada diyorlar.
Quiero decir, los residentes la llaman "La novena isla".
Maldivlerde sadece balıkçı teknesiyle ulaşılabilen küçük bir ada var.
Hay una pequeña isla cerca de las Maldivas, accesible solo en un pesquero.
Ada sıkı gözetim altında.
Vigilaremos muy bien la isla.
Walter Morgan cinayetinin soruşturmasına odaklanmış 11 radyo, 4 TV kanalı, 3 tane gazete ve sayısız site var.
Tenemos 11 ADA, y cuatro estaciones de TV tres periódicos y montones de bloggers, todos preguntándose qué está pasando con la investigación de Walter Morgan, ¡ y ahora mismo no sé la respuesta!
Bizi yakalayanların sığınakları olduğunu sandığı küçük bir ada.
Es una islita que a nuestros raptores les gusta creer que es su refugio.
- Dobbs'un aylık ada şöleni.
La fiesta mensual de Dobbs en toda la isla.
Tam kendinize göre bir ada seçmişsiniz.
Menuda isla que habéis elegido para vosotros.
Ada maceran nasıl geçti?
¿ Qué tal te fue en tu aventura en la isla?
Ada macerası için şehirden giderken bazı gemileri ateşe verdi.
Quemó mucha tierra cuando se fue a su aventura en la isla.
Sanırım Roked Ada...
Creo que el "Cohete"...
Tüm ada enfekte olmuş olabilir.
La isla entera podría estar infectada.
Bu ada etrafında 360 kilometrelik bir tarafsız bölge ilan ediyorum. - Sam?
Declaro una tierra de nadie de 200 millas alrededor de esta isla.
Bana bir ada verdin, ama ciddi değildin!
Me diste una isla, ¡ pero no lo decías en serio!
Koca ada havaya uçtu. Sensei, Hasır Şapkalı gence ne oldu?
volaron toda la isla... sensei... acerca de ese chico sombrero de paja?
Issız bir ada için güzel seçimler sundu.
Buenas opciones para una isla desierta.
Ada ifşa oldu.
Esta isla ya no es segura.
Son ada göründü!
lo veo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]