Alın bakalım traduction Espagnol
1,310 traduction parallèle
Alın bakalım çocuklar.
Aqui tienen, chicos.
Alın bakalım.
aqui esta.
- Alın bakalım, çocuklar.
- Aquí tienen, chicos.
Alın bakalım.
- Aquí tiene.
Alın bakalım. Şerefine içilecek bir şey.
Toma, para brindar.
Alın bakalım.
Aquí tiene.
Alın bakalım, yüzde onar.
Aquí tienen, 10 por ciento cada uno.
Alın bakalım şerefsizler.
Ahí tenéis, bastardos.
Şu ana kadar hiç de fena bir iş çıkarmadığını düşünüyorum. Alın bakalım, çocuklar.
Pero ha cuidado del parque por un tiempo y ha hecho un buen trabajo hasta ahora.
Alın bakalım cipslerinizi!
¡ Toma las papas fritas!
alın bakalım bay Ware.
Aqui está, Sr. Ware.
Alın bakalım.
Aquí tienes.
Alın bakalım.
¿ Eh? Ahí tienen.
Alın bakalım.
Ahí tienen.
- Alın bakalım!
- ¡ Tómala!
Alın bakalım.
Ahí tiene.
Alın bakalım, kızlar.
Tomad, chicas.
Alın bakalım kızlar.
Tomen, chicas.
Hiçbirşey için söz veremem fakat bu gece tiyatroya gelin sizi kameranın önüne koyalım, bakalım neler olacak.
No te prometo nada pero ven al teatro para una prueba y veremos qué pasa.
Aynanın önünde bir dene bakalım.
Pruébate el jersey frente al espejo.
Eşyalarını alıp git ve bak bakalım seni isteyecekler mi.
Haz tus maletas y a ver si te aceptan.
Bakalım ne zaman birbirinizi öldürmeye kalkışacaksınız.
Me pregunto si terminarán tratando de matarse el uno al otro.
Yanımda ölü başkanların resimleri var. Çene çalmayı bırakıp işimize bakalım.
Traigo papelitos con presidentes muertos, así que ¿ podemos ir al grano?
Manticore el sıkışmasını boşverip, işimize bakalım.
Saltemos el apretón de manos Manticore y vayamos al grano
Alın bakalım.
Tomen.
- Al bakalım canım, aç ağzını.
- Aquí tienes, cariño.
Al bakalım. Ama Bay Panucci sorarsa, adın Seymour Asses.
Toma... pero si el Sr. Panucci pregunta, ¡ tu nombre es Seymour "Trasera"!
Hayır, dur bakalım. Neden siz yarın kaplıcaya gitmiyorsunuz? Ben de kalıp telefoncuyu beklerim.
No, no, espera. ¿ Por qué no van ustedes al Spa mañana y yo espero al sujeto?
Alın bakalım.
¡ Tómenlo!
Jabez daha sonra, gözde bir New York lokantasının önünde eleştirmene yumruk atıp "Al bakalım!" diye bağırdı.
Entonces, Jabez refutó la crítica en frente de un restaurante popular... diciendo : ¡ Coman esto!
Lobide! Bak bakalım kamyoneti ön tarafta mı? Plakasını al.
Estaba en el vestíbulo, mira si su camioneta está delante, síguelo anota la matrícula, averígua quién es.
Al bakalım. Dünyanın en tatlı keki.
Aquí tienes, la tarta más dulce del mundo.
Al bakalım. Aç mısın?
Aquí tienes, Gunner.
İşte, alın bakalım.
Dámela, por favor.
Bir arkadaş tavsiye etti eğer yatmadan önce sıcak duş alırsam rahatlarmışım deneyelim bakalım bunu arkadaşlarına mı anlatacaksın?
Me lo recomendó una amiga, me dijo que me diera un baño... bien caliente antes de acostarme, así me relajo, a ver si... O sea ¿ no te bastó con soltar la lengua en el colegio? ¿ Les estás contando a las amigas también?
- Al bakalım, üstü kalsın.
- Toma. Quédate con el cambio.
Bakın bakalım Goss'a bunu tedarik edeni bulabilecek miyiz.
Quizás puedan encontrar al proveedor que le vendió a Goss.
Bakın kimi buldum. Bilin bakalım, kim kasaptan çok miktarda kan alıyordu?
Miren a quién encontré comprando sangre en la carnicería.
- Söyle bakalım Clouseau bir kasanın içine kan nasıl girer?
Bueno, Clouseau, ¿ cómo llega la sangre al interior de una caja de seguridad?
Alın bakalım.
Listo.
Atılgan'a geri dönün. Neler kurtarabilirsiniz bakın bakalım.
Vuelvan al Enterprise A ver que pueden salvar.
Bu gecenin devamını koltukta geçirmeye ne dersin bakalım?
Oye, ¿ qué te parece si vamos al sillón?
Bir sor bakalım, acaba bebeğin suratını penisin üstünden alıp tavşanın üstüne koysak daha hızlı olur mu.
Pregúntales si sería más rápido si cortamos la cara del bebé del pene para poder ponerla en el conejito.
Birisi federallere baskınımızı söylemiş. - Bil bakalım kim?
Alguien le avisó al FBI sobre el arresto.
Bakalım babamın şarkısı sonunda yayından kaldırılmış mı?
Veamos si la canción de papá al fin salió del aire.
Hazır buradayken, LEGO setimle uzay komuta merkezinin fotoğrafını da al bakalım.
Oye, mientras estás de visita aquí tienes mis legos y la imagen del centro de comando espacial.
Çantalarını al, doğru okula bakalım.
Tienes que irte a la escuela.
Sadece öylesine bir baskın olduğunu düşünsünler, bakalım telefonda neler anlatacaklar diye bekleyelim dedik.
Será mejor que crean que fue al azar, a ver qué dicen por teléfono.
Anlat bakalım robot çocuk, doğru ve yanlışın ne olduğunu öğrenebildin mi?
Entonces, dime robo-niño... ¿ ya aprendiste todo respecto al bien y el mal?
Bugüne kadar Tretiak'ın oyundan alındığı hiç olmamıştı. Bu gerçekten ilginç. Hadi bakalım beyler.
Es muy poco común ver a Vladislav Tretiak salir y es algo que no habíamos visto en estas Olimpiadas.
Aşk Festivali'n'e gitmek ister misin? Gizemli kızımız orada mı bakalım.
¿ Vamos al Love Parade, a ver si tu chica está allí?