English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ A ] / Aynı benim gibi

Aynı benim gibi traduction Espagnol

809 traduction parallèle
Aynı benim gibi olmuşsun.
Pues igual que yo.
Sen de aynı benim gibi Kızılderililerden nefret ediyorsun.
Eres demasiado amistoso con los indios para mi gusto.
Aynı benim gibi görünen başka bir kadın daha oluşu sinirimi bozdu.
Me molestó que hubiera otra mujer que fuera exactamente igual que yo.
Yalan söylüyor, aynı benim gibi.
Está mintiendo, igual que yo.
Aynı benim gibi.
Pues vamos en la misma dirección.
Fakat buradaki, ülkesi hakkında aynı benim gibi hisseden dört Fransızın fırsat bulsa savaşacağına emin olsam kendimi size inanmaya ikna edebilsem, belki...
Pero si podemos asegurarnos de que aquí hay al menos cuatro franceses... que sienten lo que yo por el país... que si tuvieran la oportunidad, pelearían por Francia. Si puedo convencerme de creer en ustedes, yo podría...
Çeteden birinin onunla karşılaştığını düşün, aynı benim gibi.
Suponga que uno de la banda lo hubiera descubierto, como yo.
Ama o da aynı benim gibi, denizin zor bir yer olduğunu ve görevini yapmanın bir adama en büyük memnuniyeti verdiğini öğrenecek.
Pero ya averiguará, como yo, que en el mar debes trabajar duro, y tu mayor satisfacción es cumplir con tu deber.
Tatlım, aynı benim gibi ağırlığını sağ ayağına verirsen...
Querida, tiene que apoyar el peso en el pie derecho, como yo.
Hiç de değil. Eminim aynı benim gibi değerlerini bilmeyen insanların onlara dokunmalarına üzülüyorlardır.
Oh no, que una empobrecida persona como yo las toque solo puede hacer que tus obras de arte se lamenten.
O denizciler de, arkadaş olmaya çalıştığınız bu canavar tarafından katledilen denizcilerdi, aynı benim gibi.
Eran marinos, como yo. Aniquilados por ese monstruo a quien quiere como amigo.
O da aynı benim gibi düşünüyor.
Se siente igual de bien que yo.
Aynı benim gibi.
Eso fue lo que me ocurrió a mí
Sana aynı benim gibi gözü pek müşteriler getiriyorum.
Y te traigo una nueva clienta como yo.
Aynı benim gibi, o da bu iş için hayatını verebilir.
Al igual que yo, él daría su vida por la señora.
Aynı benim gibi, yakalanacağım diye ödün patlıyor.
Tienes miedo de que te cojan, como yo.
Gördüğüm kişi, aynı benim gibi.
Veo un chico que se parece a mí.
Sıcak, sevecen, şefkatli bir insan olmak istiyorum. Margaret da aynı benim gibi olsun.
Quiero ser una persona amable, cariñosa y tierna, y que Margaret sea exactamente igual.
Sana ne söylenirse onu yap. Aynı benim gibi.
Haga como que me lo ha dicho y me daré por enterado.
Aynı benim gibi.
Como yo.
Kal-chi, aynı benim oğlum gibi, iyi bir evlat ol. Anneni üzme.
Kal-chi, sé un buen hijo, como el mío.
Aynı benim gibi.
Tal como yo.
Aynı benim bu 15 kiloluk balığı aldığım gibi.
Igual que yo saco un pez de 16 kilos.
Aynı şeyleri sana da yapacaklar. Benim gibi peşlerinden sürüklenip sana karşı kötü davranmamalarını moralini bozacak bir şey söylememelerini dileyeceksin.
Harán lo mismo contigo y les seguirás la corriente igual que yo deseando que no sean tan crueles contigo ese día o que no digan algo que te haga sentir mal.
Bunlar benim yağmacılarım, aynı Moseby " ninkiler gibi.
Estos son mis hombres, como los que tiene Moseby.
Benim gibi bir kızla, aynı senin gibi.
Exactamente como tú - con una chica como yo.
Gerçek şu ki kesinlikle benden daha aşağıdaymışsınız gibi davranmak istemiyorum. Ama siz tüm hayatınızı aynı türden insanlarla bir evin içinde geçirirken... benim, dünyanın dört bir köşesini gezerek birçok ulustan, birçok kişiyle... sayısız deneyimim oldu.
El hecho es, de una vez por todas, que no deseo tratarla como a una inferior, pero he... batallado a través de varias experiencias con muchos hombres de muchas naciones alrededor de medio mundo, mientras que usted ha pasado toda su vida
- Benim soyadım Smith. Aynı babamınki gibi.
Mi apellido es Smith, el de mi padre.
Bu çocuklar da aynı senin, benim gibi kamu görevlisi ve hiçbir yere gitmiyorlar.
Ellos son del servicio civil... como tú y como yo, y no obtienen logros.
- Benim hiç akrabam yok. - Onun adı da Callum, aynı seninki gibi.
Se llama Callum, hay un montón de ellos hacia el Norte.
Tüm ödemeleri sana yapacaklar, ama aynı benim çizdiğim gibi inşa edileceğine dair, garanti vereceksin.
Te quedarás con todas las tarifas, pero me garantizarás que será construido exactamente como yo lo diseñe.
Cortlandt'ın aynı benim çizdiğim gibi yapılacağına dair sözleşme yapıp imzalamıştık, ben çizimi bu şartla yapmıştım.
Firmaron un contrato conmigo según el cual Cortlandt se construiría exactamente como yo lo diseñara. Lo hice sólo con esa condición.
- Benim gibi. - Tıpa tıp aynısınız.
- Y ahí entré yo.
- Aynı ıstakozla benim aramdaki gibi.
- Como yo con la langosta. - ¿ Qué?
Her yeri görüp benim gibi 25 yıl burada yaşadıktan sonra sen de Teksas hakkında benimle aynı şeyleri hissedeceksin.
Y cuando lo hayas visto todo y lo hayas vivido como yo... dentro de 25 años, sentirás por Texas lo mismo que yo.
Aynı benim eşim gibi. Yani gençliğindeki gibi. Bir gün nedenini keşfedene kadar öyleydi.
Igual le pasaba a mi marido cuando era joven hasta que un día descubrí el motivo
Ona ne kadar yakın olduğunu biliyorum kardeşten çok bir evlat gibi. Benim de aynı yaşta bir kardeşim var.
Sé que estás muy unida a él, es más un hijo que un hermano.
Mösyö gibi bir Baron ve benim gibi bir mülteci aynı çatı altında barınamaz.
Puedo conseguir un coche, con dinero. - ¿ Vuestro nombre? - Sargento Thénardier.
İkinizi de aynı dala asıp çürüyene kadar orada bırakmalılar. Yalnızlıklarını tek başına geçirmeleri için benim gibi aptallara uyarı olur. Sizin gibi gençlere de şehvetlerini dizginlemeleri için.
Deberían coIgaros de Ia misma rama y dejaros hasta que os pudrieseis como aviso a Ios viejos idiotas como yo para que lleven mejor su soledad y para que jóvenes idiotas como vosotros repriman su lujuria.
Bak Danny, benim gibi kızlar, sonuna kadar kalırsak,.. ... genelde aynı şekilde kalırız.
Verás, las chicas como yo, si llegamos hasta el final, normalmente acabamos más o menos igual.
O benim, Hank. Danny, aynı diğer ikisi gibi adil yargılanacak.
Danny tendrá un juicio justo, igual que los otros dos.
- Öyle, aynı benim taşaklar gibi!
- ¡ Sí, como las bolas!
Becket benim düşmanım... Bu beşeri dünyada... bir hain ama... aynı annesinin ona öğrettiği gibi çırılçıplak, yalın bir adam. Senin gibi yüzlercesi eder madam, tacın ve mücehverlerin gibi yüzlercesi!
Becket es mi enemigo... pero en una balanza humana, traidor como es... y desnudo como su madre le trajo al mundo, vale tanto como 100 veces vos, madame, con vuestra corona y vuestras joyas... y vuestro augusto tío el emperador de regalo.
Benim sadık tazılarım, sizin yanınız sıcak, aynı ahırdaki hayvanlar gibi.
Mis fieles sabuesos. Se está caliente a vuestro lado, como bestias en un establo.
Düşündüğün zaman hayatın çok basit olduğunu biliyorum. Aynı benim güzelliğim ve çirkinlik gibi.
Ya sé que es demasiado simple dividir la vida en bella y fea.
Tabii ki maviydi. Aynı benim gözlerim gibi.
Claro que era azul, el color de mis ojos.
Baktığımda, anlıyorum ki. O da benim gibi. Burada aynı nefret var
Ahora que conozco, veo en él lo m ¡ smo que en m ¡, el m ¡ smo od ¡ o.
Aynı benim gençliğimdeki gibi.
Él es justamente como yo cuando enseñaba.
Montague de söz vermiş. benim gibi. Cezalarımız aynı.
Montesco está tan obligado como yo, bajo la misma pena.
Arkadaşlarımı benim davetimi geri çevirmemeleri konusunda zorlayacağım ama aynı hırsla benim ruhumu cennete gönderenler gibi beni yok etmek için.
Les suplico a mis amigos que no rechacen mi invitación... sino que devoren mi cuerpo con el mismo entusiasmo... con el que enviaron mi alma al infierno ".
Arkadaşım Muriel'la ben tohumlarımızı aynı gün dikiyoruz, nedense benim çiçeklerim sanki peşlerinde polis varmış gibi saksıdan fışkırıyor.
Planté el mismo día que mi amiga Muriel y no sé, mis flores se salían del tiesto...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]