Aynı şey değil traduction Espagnol
1,674 traduction parallèle
Aynı şey değil ki.
No es lo mismo.
Bu yetenek sahibi olmakla aynı şey değil ki bundan da sende fazla olduğunu göremiyorum.
No es lo mismo que tener talento, y no creo que tengas mucho.
- Aynı şey değil.
- No es lo mismo.
Hayır, aynı şey değil.
No, las cosas no son así.
İkisi de aynı şey değil mi?
¿ Eso no es lo mismo?
Bu erkeklerin söyleyeceği tarzdan bir şey ama hayır, aynı şey değil.
Eso dicen los hombres porque les conviene. Pero no es lo mismo. No lo creo.
- İkisi aynı şey değil.
- Porque los demás padres lo harán.
Aslında bu, aynı şey değil.
No es lo mismo. Sentimos que sí.
- Yine de aynı şey değil.
- Sí, no es lo mismo.
- Tamam sen seksisin ama aynı şey değil.
- Eres atractiva, pero no es lo mismo.
Ailene yalan söylemek bunla aynı şey değil...
Mentirle a tus padres, no es lo mismo que...
Aynı şey değil mi sanki?
¿ No es lo mismo?
Aynı şey değil?
, no son la misma cosa.
Aynı şey değil mi?
- Ah, ya. - ¿ Pero no es lo mismo?
Aynı şey değil.
Eso no es lo mismo.
Hayır, aynı şey değil.
No, no es lo mismo.
Bu öyle varoluşcu, yaşam örgüsü saçmalıklarıyla aynı şey değil.
No se trata de ninguna idiotez existencial.
- Bu aynı şey değil Randy.
- Usted no dijo la misma cosa.
Bu kasabadan ayrılmayı düşünmek,. senden ayrılmayı düşünmekle aynı şey değil.
Pensar en dejar este pueblo no es lo mismo que pensar en dejarte a ti.
"Seni sevmek," sonrada diğer fiziki takipler "Seni seviyorum" demekle aynı şey değil.
"Te quiero" después de "otros pasatiempos físicos" no es lo mismo que "te amo".
Ve bu Raychelle öldürülürken gördüğüm zayıf ruhla aynı şey değil.
Y este no es el mismo espíritu débil que vi cuando Raychelle murió.
Aynı şey değil,... değil mi?
Realmente no es lo mismo ¿ verdad?
Tamam, aynı şey değil ama bu tişörtlerin her biri hayatımdaki özel bir anıyı simgeliyor.
Mira, no es lo mismo, pero cada una de estas camisetas representa un recuerdo especial en mi vida.
Aynı şey değil.
No es exactamente lo mismo.
Aynı şey değil.
No es lo mismo.
Bak, para sahibi olmakla klas olmak aynı şey değil.
Tener dinero no es lo mismo que tener clase.
Aynı şey değil ki?
No es lo mismo.
Bu okul... aynı şey değil.
Esa escuela... no es lo mismo.
- Bu aynı şey değil mi?
- ¿ No es lo mismo?
- Hayır, aynı şey değil.
- No, no es lo mismo.
Kendini suçlu hissediyorsun, ama bu aynı şey değil.
Quizá te sientas culpable, pero no es lo mismo.
İkisi aynı şey değil Claire.
Eso es jugar sucio, Claire.
ah, aslında... bu aynı şey değil.
Oh, ya sabes... vale, no es lo mismo.
- Doçent değil moruk prodüksiyonda. - Aynı şey değil sanki.
- Productor, no profesor.
- Şartlı tahliye memuruyla personel subayı aynı şey değil mi?
Así que, un oficial de la condicional y un encargado de personal, eso es casi lo mismo, ¿ no?
Biliyorsun bu aynı şey değil.
No es lo mismo y lo sabes.
Aynı şey değil, Jessi.
No es lo mismo, Jessi.
Bu aynı şey değil.
Esto no es lo mismo.
Yaşam, tekrardan başka bir şey değil. Sürekli aynı şey.
La vida no es más que repetición, la misma cosa una y otra vez.
Aynı şeyin daha fazlası için kuyruğa girmek bana pek bir şey kazandırmaz, değil mi?
No sería muy astuto de mi parte cometer el mismo error, ¿ no crees?
Belki aynı şeyi değil, belki başka bir şey -
Bueno, tal vez no "lo mismo" quizás... ya sabes... algo...
Demek ki Tanrı ve bilimin senin için de aynı şey olması ihtimali var değil mi?
¿ O es posible que Dios y la ciencia pueden ser lo mismo para ustedes de la misma forma?
Bu belge ve kızkardeşini de tanımayışını birlikte düşündüklerinde, Romalılar, Antonius'a karşı bir savaşın... sadece kaçınılmaz değil, aynı zamanda arzu edilen bir şey olduğunu düşüneceklerdir.
Tenido en cuenta junto con su repudio hacia su hermana los romanos pensarán que una guerra contra Antonio no solo sería inevitable sino también absolutamente provechosa.
Aslında hepsi aynı şey, değil mi?
Bueno, es casi la misma cosa, ¿ cierto?
Dr.McKay'in yükselme cihazına maruz kaldığında başına gelenle aynı şey sadece o kadar ileri değil ve ilerlemiyor.
Es similar a lo que le ocurrió al Dr. McKay cuando encontró el dispositivo de ascensión pero no tan extremo. Y en su caso, no está avanzando.
Aynı şey. Değil mi?
Es lo mismo, ¿ cierto?
Biraz tartıştıktan sonra öğrendim ki, Didi arabasını geri almış ve istediği şey bacağı değil, aynı acıyı benim de çekmemmiş.
Después de una discusión supe que Didi ya tenía su auto de regreso y no quería sólo su pierna, quería que sienta su dolor.
O olmadan hiç bir şey aynı değil.
No será lo mismo sin él.
Tam olarak aynı şey değil.
No son necesariamente la misma cosa.
Aynı zamanda, " Pekâlâ, bu bir şey değil.
Y pensé : " Bueno, no es nada.
- Aynı şey değil.
No fue lo mismo.
aynı şey 224
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değildim 75
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değildim 75