English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ A ] / Ayrıldık

Ayrıldık traduction Espagnol

3,964 traduction parallèle
- Bak, sen ve ben ayrıldık, unuttun mu?
Mira, tú y yo rompimos, ¿ recuerdas?
- Sen ve ben ayrıldık, unutun mu?
Tú y yo nos separamos, ¿ recuerdas?
Portia'yla ayrıldık.
Portia y yo nos separamos.
Belki ayrıldık, ama hala çocuklarımızın babasısın.
Mira, tal vez estemos separados, pero sigues siendo su padre.
Erken ayrıldık.
Nos fuimos pronto.
- Oh, biz hepimiz 12'incide ayrıldık.
- Oh, todo está reservado el día 12.
- Tyler'la ayrıldık. - Budur!
- Tyler y yo nos separamos.
Biz ayrıldık.
Estamos separados.
Dün ayrıldık. Ama aramızda kalsın.
Bueno, rompimos ayer.
Sebastian'la ayrıldık. Onu terk ettim.
He roto con Sebastian.
Ayrıldık.
Terminamos
Puck ve ben ayrıldık.
Puck y yo rompimos.
Evet, evet, geri geldik, birlikte yaşamaya başladık üniversite boyunca birbirimizin yanındaydık, iki kere ayrıldık ve iki kere barıştık.
Sí, sí, volvimos, nos fuimos a vivir juntas, acabamos la universidad, rompimos dos veces, y volvimos dos veces.
Biz ayrıldık.
Nos separamos.
Merak etme, aramızda sorun yok. Dostça ayrıldık.
Quedamos como amigos.
Brooke'la nihayet ayrıldık.
Brooke, dejamos de vernos.
Ayrıldık.
Rompimos.
Toby ve ben ayrıldık.
- Toby y yo hemos roto.
Arkadaşça ayrıldık.
Fue una decisión mutua.
Günler önce burdan ayrıldık ve şafağı hissettik..
Pocos días atrás. Vivíamos, sentíamos el amanecer, veíamos el atardecer.
Bilim adamlar küçük bir bebek yaptılar ama sonra biz ikiye ayrıldık.
Los científicos crearon un bebé y luego nos dividimos en dos.
Buradan ayrıldıktan sonra sadece bir defa 10 yıl önce Bluegrass festivalinde gördüm. Belediye başkanı, ilçe başkanı, Clover Hill'deki bütün zenginlerle sıkı fıkıydı.
La única vez que lo vi, fue hace casi diez años en el festival del pasto azul codeándose con el alcalde y con el juez.
Don ile ayrıldık.
Don y yo hemos roto.
Evet tamam, seninle tamamen ayrıldık.
Sí, vale, tuvimos un corte limpio.
Sandy ile ayrıldık, o da bitmiş oldu böylece.
Bueno, Sandy y yo hemos roto, se acabó.
Ne yazık ki ikimizin dileği de gerçekleşmedi. Buradan harika hatıralarla ayrıldım.
Ninguno de los dos pudo cumplir su deseo pero dejé el campus con buenos recuerdos.
Sikmişim onun ucuz kafiyelerini de, ağaç kurbağası kılıklı doktoru da ayrıca son yirmi yıldır kondoma harcadığım paranın da amına koyayım.
A la mierda sus rimas penosas, la doctora con cara de rana y la plata que me gasté en condones estos 20 años.
Kızılderili arazisinden ne zaman ayrıldın?
Eh... ¿ Cuándo dejaste la reservación?
Kızılderili arazisinden ne zaman ayrıldın?
Sí. ¿ Cuándo dejaste la reservación?
Burada başka bir kız yaşıyordu ama o ayrıldı.
Otra niña vivía aquí, pero ella se fue.
Buradaki diğer kızlar sevgilileriyle ayrıldı. Ben onlardan farklıyım.
Estas chicas rompieron con sus novios... no me gustan.
başlattığın hareket büyüyor, Askerlerimden burayı aynı düşmanla karşılaşmak için hep beraber ayrıldığımız güne kadar korumalık yapmaya hazır olanlar var..
Tu movimiento está creciendo, mis soldados están preparados para ofrecer resguardo.
Son uçak da ayrıldığı zaman,... önümüzdeki 6 ay için burada sıkışıp kalırsınız.
Cuando se marche el último avión eso es todo. Estás atrapado aquí para los próximos 6 meses.
İlk sezonum kış ayıydı ve son uçağın ayrıldığını izlerken "İnanmıyorum umarım yapmak istediğim şeyi yapmışımdır." Dediğimi hatırlıyorum.
Mi primera temporada Fue en el invierno y recuerdo viendo ese último avión que sale y pensando chico Espero que esto sea lo que yo quiero hacer.
Kız arkadaşından ayrıldığını biliyorum ve araya ihtiyacın olduğunu.
Sé que rompiste con tu novia y necesitas espacio.
Umarım insanlara benim senden ayrıldığımı söylediğime kızmazsın.
Yo también. Y espero que no te importe, pero voy a decirle a la gente que rompí contigo.
İki yıl önce, kızın evden hiçbir şey söylemeden ayrıldığını söylemişti?
- ¿ Escapó de su casa hace dos años? - Así es.
Leeds ortalıklarda yok, Ange ayrıldı Evan ve Dylan işin eğlenceli kısmını yapıyorlar ve ben bunu durdurmak için bir yol bulamazsam cevaplamak istemediğimiz birçok soruya cevap vermek zorunda kalacağız.
Leeds está desaparecido, Ange renunció, Evan y Dylan hacen lo divertido, y si no encuentro una forma de detener esto, habrá mucha gente preguntando cosas que no queremos responder.
Bir bardak bira daha ve Dublin'den ayrıldığımdan beri gördüğüm en güzel kızla evde yalnız kalacaktım...
Una pinta más y yo estaba en su casa libre con el mas bello pájaro que he visto. Desde que dejé Dublín.
Onların bir kısmı ayrıldı.
Un montón de ellos lo hicieron.
Ayrıca evet seni ayrıldığın için hiç affetmedim çünkü kalbimi çok kırdın.
Quizá nunca te perdoné por marcharte porque me rompiste el corazón.
Kıdemli kütüphaneci emekliye ayrıldı.
"Bibliotecaria durante mucho tiempo se retira."
Eğer ayrıldığım için en ufak bir pişmanlık aklıma geldiyse bile, ilk peyniri ağzıma attığım zaman gitmişti.
Si un poquito de arrepentimiento pasó por mi mente... se borró cuando el primer trozo de... pan bañado en queso tocó mis labios.
Tatlım, Dixon'la neredeyse bir buçuk yıldır ayrılıp barışıyoruz, ve hiç evlatlık edinilmekten ya da kızkardeşten bahsetmedi.
Cariño, he estado saliendo con Dixon por, como, un año y medio más o menos, y nunca me ha dicho nada sobre ser adoptado o tener una hermana.
"Demirhane'den ayrıldığımda sabah sisi çoktan yok olmuştu." "Şimdi ise akşam sisi bastırıyordu." "Ve geniş bir alanda bana gösterdikleri huzur dolu ışığın içinde onun başka bir kısmının gölgesini gördüm."
Y así como las nieblas de la mañana se levantaron cuando salí de la fragua, del mismo modo las nieblas de la tarde se levantaban ahora, y en la dilatada extensión de luz tranquila que me mostraron, ya no vi la sombra de una nueva separación entre ella y yo.
"Max _ k ha sohbetten ayrıldı..."
"MAX _ K HA ABANDONADO LA CONVERSACIÓN..."
- "Max _ k sohbetten ayrıldı..."
- "MAX _ K HA ABANDONADO LA CONVERSACIÓN..."
Yani hiç konuşamadık. Neden ayrıldınız? Sam asla çocuk istemedi.
Bueno, nunca hemos hablado de ello. ¿ Por qué lo dejastéis? Yo... bueno, Sam... no quería niños, ya sabes, lo que era triste y frustrante.
# Onların parmaklarını kırdığımda # # Tanrım, benim de kalbim kırıldı # # Ve her Noel arifesinde ruhum parçalara ayrılır #
â ™ ª Cuando estoy rompiendo sus dedos â ™ ª â ™ ª Señor, esto está rompiendo mi corazón â ™ ª â ™ ª Y cada víspera de Navidad mi alma siempre es destrozada â ™ ª â ™ ª Hey, espera un momento, amigo
Ayrıldığınızdan beri Daniel'in davranışlarında rahatsız edici değişmelere tanık oluyorum.
Desde que su compromiso terminó, he presenciado algunos cambios perturbadores en el comportamiento de Daniel.
Tamam, orta kısım ayrıldı, devam edin ve elektrotları yeniden uygulayın.
Bien, con la porción medial cortada, Brandon, adelante y aplica de nuevo los electrodos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]