Babamı traduction Espagnol
97,108 traduction parallèle
Aslında babamın ailesi sayılan tek kişi Mike'dı.
Mike era casi la única familia que mi padre tenía.
Göklerdeki babamız, yemek yiyen adamın dostu olduğunu biliyorum.
Padre nuestro, sé que eres amigo de los hombres que comen.
- Tüm o sorularımla babamı delirtirdim.
Volvía loco a mi padre con todas mis preguntas. Estoy seguro de que había muchas otras razones.
Babamın öldüğü hastanede tartışmış.
Estaba en litigio con el hospital, donde murió mi papá.
Babamın bazı eşyalarını anneme vermemişler.. .. hastaneye giderken yanında olanları.
Algunas de sus cosas no se las devolvieron, y las tenía con él cuando entró.
Babamın diyeceği önemli değil.
No importa lo que papá diría.
Bunlar babamın elbiseleri.
Esa es la ropa de mi papá.
- Babamı görmek istiyorum.
- Quiero ver a mi papá.
Babamı görmek istiyorum.
Quiero ver a papá.
Bu babamındı.
Esto era de mi padre.
Dinle, babamın beni aramasını sağlamalısın.
Escucha, tienes que lograr que papá me llame.
Polis arkadaşın Burkhardt babamı hapishaneye koydu.
Tu amigo el policía Burkhardt metió a mi padre en la cárcel.
Babamın dükkana getirdiğini hatırlıyorum Annem hastanede olduğu zaman oynamam için.
Recuerdo que mi padre lo trajo a la tienda para mí, para que jugara con él mientras mi madre estaba en el hospital.
Babamı hatırlıyorum Dedem için Gevatter Tod'ı çağırıyordu.
Recuerdo cuando mi padre llamó al Gevatter Tod por mi abuelo.
Ailemin İncil, Wesen versiyonu, 1598'den beri babamın yanına geçti.
La Biblia de mi familia, versión Wesen, transmitida por parte de mi padre desde 1598.
Babamı yeterince aptal yerine koydun.
Dejaste a papá como un tonto por última vez.
Defol git lan babamın evinden.
Lárgate de la casa de mi padre.
Evet edecek, eğer çocuklarımın önünde babamızı toprağa verdiğimiz bu günde olay çıkartırsan yemin ederim, seni öldüresiye döverim çünkü o benim annem ve konuşmasına izin vereceğim.
Lo hará y si haces una escena en frente de mis hijos el día en que estamos enterrando a nuestro papá, te juro por Dios que te patearé el trasero, porque es mi madre y dejaré que diga lo que tenga que decir.
Babamı onurlandırmaya geldim o yüzden git şuraya ne söyleyeceksen söyle ve bitirelim şu işi.
Vine para honrar a mi padre, así que párate ahí y di lo que tengas que decir, y terminemos con esto.
Babamı toprağa verdiğimiz günde burada olmaya hakkın yok.
No tienes derecho a estar aquí el día en que enterramos a mi padre.
Onu buraya çağırarak babamın suratına tükürdün.
Le escupiste en la cara a papá al traerlo aquí.
Belki bir gün seni de başka biriyle aldatır da babamın hissettiklerini anlarsın.
Tal vez un día la agarres in fraganti con otro tipo y sabrás exactamente lo que sintió mi padre.
Babamın korktuğu şey de buydu.
Esto es exactamente lo que temía mi papá.
Babam bizi nasıl bulacak?
¿ Cómo nos va a encontrar papá?
Babam bir şeyler bulmada çok iyi.
Papá es muy bueno para encontrar cosas.
Babam ölmeden önce... Madem babamdan bahsetmek istiyorsun.
Antes de que mi padre muriera, si quieres hablar sobre mi padre...
Daha toy ve eleştiriye açık olduğum yıllarda babam bana bir nasihatte bulunmuştu.
En mis jóvenes y más vulnerables años mi padre me dio un consejo.
Lisa'nın zengin erkek arkadaşı var, Babam süper hiphop yapımcısı ile takılıyor... bense içi geçmiş iki eğlence düşmanıyla vitrin gezmesi yapıyorum.
Lisa tiene un novio rico, papá pasea con un superproductor de hip-hop y yo estoy aquí mirando vidrieras con dos anti-diversión como ustedes.
Babam, yağlı kaşığı, yalanmaktan kurtarmanın peşinde.
Mi padre anda en una búsuqeda frenética para evitar que le pasen la lengua a una cuchara grasosa.
O sosisli dolu vagonu kurtarmalıyım. Babam bana böyle seslenirdi.
Tengo que salvar ese vagón lleno se salchichas, que así es como me llamó mi padre.
Ama babam ona çok yakındı.
Pero mi padre, era muy cercano a él.
Babam bunu nasıl karşıladı?
¿ Cómo lo tomó papá?
Üvey babam bir polis ve İnternet'te geziniyorum.
Mi padrastro es policía y yo leo mucho en Internet.
Hem zaten annem ve babam hayatlarımızın normale dönmesini istiyor sanırım böyle de olacak.
Además, mamá y papá quieren que todo sea normal, así que me siento normal.
Annem ve babam boşandığında annem her şey aynı kalacak, dedi. Ama hiçbir şey aynı kalmadı.
Cuando mis padres se divorciaron, mamá dijo que nada iba a cambiar, pero no fue cierto.
Babam şehri terk etti, annem de sik kafalı ahmağın tekiyle evlendi. Ve onu çok eleştirdiğimi düşünüyor.
Papá se mudó a otra ciudad y mamá se casó con un tipo horrible que dice que critico mucho.
Sen babam değilsin.
Tú no eres mi papá.
Sen babam değilsin.
No eres mi papá.
Nick neden babam gibi görünüyordu?
¿ Por qué Nick se veía igual que papá?
- Babam iyi mi?
- ¿ Papá está bien?
- Babam bu ismi dün gece çok defa söyledi.
- Papi dijo su nombre un montón de veces anoche.
Babam onlardan biri miydi?
¿ Papi fue uno de ellos?
Babam, Nick ve Eve'i bulmamıza yardım edecek.
Papá nos ayudará a encontrar a Nick y Eve.
Sizce, Pearson Specter Litt yerine babam için çalışmam bu savunmama... yardımcı olur mu?
Y usted piensa que tengo mejores chances con ese caso si trabajara para mi padre en vez de trabajar en Pearson Specter Litt?
Eğer babam bana, üzerinde ismimin olduğu bir şirkette iş teklif etseydi ben de hatayla dosyalara başka şeyler koyardım.
Si mi padre me ofreciera trabajo, en una firma que lleva mi apellido, bueno, tambien dejaria cosas por error en archivos
Babam, eğer Mike'ı çalıştırmış bir şirkette kalırsam baronun testlerini geçmemin zor olduğunu düşünüyor.
Mi padre piensa que tengo una mejor oportunidad de aprobar el examen del Comite si no sigo trabajando en la firma que contrato a Mike
Babam hakkında birkaç şey söylemek istedi.
Preguntó si podía decir algunas palabras sobre papá.
Babam için üzgünüm.
Estoy triste por papá.
Babam hasta bundan bahsetmedim çünkü bu konularda -
Mi padre ha estado enfermo y no he mencionado nada porque no me gusta...
Ama şimdi ameliyata ihtiyacı var haftalar önce izin için başvurdum ve babam için orada olmalıyım ama şöyle yapabiliriz belki birkaç gün erken giderim ya da birkaç gün geç giderim -
Pero ahora necesita cirugía y pedí tiempo libre hace unas semanas, y tengo que estar con él. Pero ahora que te estoy diciendo esto, estoy pensando que tal vez pueda regresar antes o puedo irme un día después...
Tekrar söylüyorum, Michael babam değil ve ona bundan bahsetmemeliyiz.
Una vez más, Michael no es mi papá, y no deberíamos decírselo.
babamın 68
babamız 55
babamı istiyorum 35
babamı öldürdün 18
babamındı 21
babam 1009
babam gibi 16
babama 39
babam geldi 53
babam nerede 162
babamız 55
babamı istiyorum 35
babamı öldürdün 18
babamındı 21
babam 1009
babam gibi 16
babama 39
babam geldi 53
babam nerede 162
babamla 21
babam dedi ki 23
babam da 18
babam nasıl 37
babamdan 21
babam öldü 106
babam mı 100
babam için 21
babamdı 18
babam haklı 24
babam dedi ki 23
babam da 18
babam nasıl 37
babamdan 21
babam öldü 106
babam mı 100
babam için 21
babamdı 18
babam haklı 24